Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2056 E. 2021/1644 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2056
KARAR NO: 2021/1644
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2021
NUMARASI: 2013/49 Esas-2021/991 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün kayyum vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı dava dilekçesiyle; Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davanın 16.08.2007 tarihli celsesinde, … ve … ‘ın davalı şirkette mevcut olan ve bu dava ile birleşen davalara konu olan ortaklık payları üzerinde şirket ortaklarına ait hak ve yetkileri kullanmak ve bu davanın sonuçlanmasına kadar geçerli olmak üzere kayyım olarak atandığı, davalı şirketin 2008 yılı genel kurul toplantısının 01.04.2009 tarihinde yapıldığı ve genel kurulda … ve … hisselerinin kendisi tarafından temsil edildiği, kararlara muhalefet ettiği ve tutanağa yazdırdığı alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek davalı şirketin 01.04.2009 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine veya iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, aynı taraflar arasında benzer konudaki uyuşmazlığı ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/5332 esas ve 2021/5395 karar sayılı ilamında; davanın, davacılar … ve … adına, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/703 esas sayılı dosyasında, bu dosyaya özgü ve sınırlı kayyum olarak atanan … Kıyat tarafından açıldığı, davayı açan kayyum, genel mahiyette bir yönetim kayyumu olmayıp, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/703 esas sayılı dosya ile sınırlı temsil kayyumu olduğu, görevi Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile mahdut olup, eldeki dava tarihi itibariyle bu dava için ayrıca verilmiş bir kayyum kararı bulunmadığı, Daire’nin bozma ilamı üzerine … esas sayılı dosyanın Yargıtay’da bulunduğu esnada, mahkemece 02.11.2017 tarihinde kayyuma, şirket yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması ve açılan davalara izin verilmesi eldeki dava yönünden geçerli bir kayyum tayini ve izin niteliğinde olmadığı, kayyum …’ın eldeki dava için usulüne uygun alınmış bir kayyum tayini kararı ve izni olmadan dava açması mümkün bulunmadığı, keza, Daire’nin 26.06.2019 tarih … sayılı ilamında da belirtildiği gibi, paydaş davacıların dava dışı … A.Ş. aleyhine açtıkları yönetim kurulu kararı ve karara bağlı gönderilen ihtarnamenin hükümsüzlüğünün tespiti davasında da anılan dosya kapsamında atanan kayyımın, genel mahiyette bir yönetim kayyımı olmayıp o davaya özgü ve o davayla sınırlı temsil kayyımı olduğu gözetilmeksizin işin esasına girilmesi doğru görülmediğinin belirtildiği, eldeki dava yönünden de davayı açan kayyumun, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/703 esas sayılı dosya ile sınırlı olarak atanan temsil kayyumu olduğu, aktif dava ehliyetinin 6100 sayılı HMK’nın 114/d maddesi gereğince dava şartlarından olup, aynı yasanın115 md. gereğince yargılamanın her aşamasında ve resen nazara alınması gerektiği, bu nedenle kayyum …’ın davacıları temsilen dava açmasının mümkün olmadığı, bu hususun aktif dava ehliyetine ilişkin eksiklik teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, kayyum … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Kayyum vekili istinaf dilekçesiyle; kayyum … için verilen, Kadıköy Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 2005/703 E. (Birleştirme sonrası yeni No: 2010/412 E.) sayılı dosyasından oybirliği ile verilen 02/11/2017 tarihli ara karar ile; “… ve …’ın davalı … A.Ş de mevcut olan iş bu dava ve birleşen davalara konu olan ortaklık payları üzerinde şirket ortaklarına ait hak ve yetkileri kullanmak ve bu davanın sonuçlanmasına kadar geçerli olmak üzere kayyum olarak atanan …’ın Türk Medeni Kanunu’nun 460/2 madde hükmü gereğince kayyuma şirketin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açması için izin ve yetki verilmesine, açılmış olan davalara da icazet verilmesine, kararın taraflara tebliğine, denildiği, bu ara karar ile, müvekkili kayyum …’ın, sadece Kadıköy Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 2005/703 esas sayılı dosya yönünden geçerli, o davaya özgü ve o dava ile sınırlı temsil kayyumu olmayıp, kendisine şirketin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açması ve açılmış olan davalar için de izin ve yetki verilmiş olması karşısında, bu yetkinin huzurdaki dava yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekirken, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan bahisle reddedilmesi, mahkeme yetkilendirme kararına, içtihatlara ve yasalara kesin aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresindeistinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.Davayı açan kayyumun Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/703 (bozma ile yeni esası 2010/412, ikinci bozmadan sonra 2019/55 E) esas sayılı dosyasında yargılama devam ederken,… ve …’ın … A.Ş’de dava konusu olan paylarını temsilen ve dava sonuçlanıncaya kadar temsil kayyumu olarak atandığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, payları temsilen atanan kayyumun yetkisi anılan dosya ile ve sınırlı olup, başka bir davada payları temsil yetkisi bulunmamaktadır. Ayrıca aynı dosyada 02.11.2017 tarihli ara karar ile, kayyuma sorumluluk davası açma yetkisinin verilmesi de yine sadece sorumluluk davası açma konusunda yetkilendirilmesine ilişkin bir karardır. Somut uyuşmazlıkta dava, genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkin olup, davacılara ait payları temsilen davayı açan kayyum genel mahiyette bir yönetim kayyımı olmadığı gibi sadece atandığı dosyada görülen davaya özgü ve o davayla sınırlı temsil kayyımı olduğu gözetildiğinde; ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde olduğu sonucuna varılmaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1434 E- 2019/4908 K sayılı 26/06/2019 tarihli, 2019/5332 Esas-2021/5395 Karar sayılı 28/06/2021 tarihli kararları) Bu hale göre, kayyum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021