Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2041 E. 2021/1548 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2041
KARAR NO: 2021/1548
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2018/26 Esas – 2021/438 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, … Bankası A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile asıl borçlu … A.Ş. ile kefil … A.Ş. hakkında 12/02/2002 tarihinde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/383 değişik iş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz başlatmış olup, ardından 18/02/2002 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığını, ilamsız icra takibine asıl borçlu ve kefil olan şirketin itiraz ettiğini, itiraz kapsamında takibin İİK 66. maddesi gereğince durduğunu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/1023 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını ve yargılama sonucunda 2002/1023-2004/849 E.K. sayılı 23/09/2004 tarihli karar ile itirazın iptaline karar verildiğini, 17/03/2005 tarihinde kesinleşen ilam kapsamında icra takip işlemlerine devam edildiğini, takip dosyasının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde … esas numarası alarak takibe devam edildiğini, 25/11/2009 tarihinde alacaklı … Bankası A.Ş.’nin icra dosyasını … A.Ş.’ye temlik ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas (… eski esas numarası) sayılı icra dosyasının … A.Ş. tarafından …’ya devir ve temlik edildiğini, … tarafından da 21/10/2015 tarihinde Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye numaralı temliknamesi ile icra dosyasının ve tüm fer’ilerinin müvekkili …’a devir ve temlik edildiğini, bu temlik işlemi ile müvekkili …’ın borçluları … A.Ş. ile … A.Ş. olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 80.000,00-₺’lik alacağı temlik almış olup, adı geçen 2 davalı şirketten alacaklı olup, müvekkili tarafından icra takibine devam edildiğini ancak icra takip borçlusu olan davalı 2 şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarının muvazaalı bir şekilde iflas eden ve hali hazırda İstanbul … İflas Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri devam eden diğer davalı müflis … Tic. A.Ş.’ye devrettiğini, tüm davalıların muvazaalı olarak kurulan şirketler olduğunu, davalı şirketlerin tek bir şirket çatısı altında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketlerin merkez adresinin aynı olduğunu, tüzel kişilik perdesinin arkasında davalı 3 şirketin tek şirket olarak faaliyet gösterdiğinin aşikar olduğunu, müvekkili …’ın alacağını tahsil etmek için ancak tüzel kişiliğin perdesinin aralanması kurumunu esas alarak görünüşte güven ilkesine göre kurulmuş olan ve gerçekte tek bir şirket olarak hareket eden şirketler arasında tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiğini belirterek davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davacı tarafça, icra takip borçlusu olan … A.Ş. ile … A.Ş.’nin içi boşaltılmış şirketler olup, şirketlerin tüm nakdi ve gayrinakdi mal varlıklarının muvazaalı bir şekilde iflas eden ve hali hazırda İstanbul … İflas Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri devam eden müflis … İnş. Tic. A.Ş.’de bulunmakta olduğu, her 3 şirketin arasında organik bağ bulunduğu, gerçekte tek bir şirket olarak hareket edildiği belirtilerek dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında “Davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanmasına” karar verilmesi talep edildiği, oysa tüzel kişilik perdeyi aralama teorisi uygulanmak sureti ile bir şirketin mevcut borçtan sorumlu olması gerektiğinin tespiti yahut borcun kendisinden tahsili talebi dava yolu ile öne sürülebileceği, davacı talebinin hüküm kurmaya ve infaza elverişli olmaması nedeni ile HMK 119/ğ md. uyarınca davacının hüküm kurmaya ve infaza elverişli olacak şekilde talep sonucunu dosyaya bildirmek üzere davacı vekiline 15/04/2021 tarihinde 1 haftalık kesin süre verilmiş ise de davacı vekili 07/07/2021 tarihinde UYAP’tan dilekçe sunmuş, dilekçenin incelenmesinde belirtilen eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin hangi sebeple talep sonucunun açıklanamadığını gerekçelendiremediğini, talep sonucunun açıklanması için verilen süre yetkisiz vekile verilmiş olup yetkili vekile yeniden süre verilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, tüm davalıların dava dilekçesinde belirtilen icra dosya borçlarından sorumlu olduğunu içerir biçimde tüzel kişilik perdesinin aralanmasına dair karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, temlik aldığı icra dosyası borçluları olan davalılar … San. Ve Tic. A.Ş. ile … San. A.Ş.’nin içi boşaltılarak tüm nakdi ve gayrinakdi mal varlıklarının muvazaalı bir şekilde diğer davalı müflis … İnş. Tic. A.Ş.’ne aktarıldığını, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, iktisadi ve organik açısından özdeş şirketler olup, tek bir şirket olarak hareket edildiğini ileri sürerek “Davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanmasına” karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, süresi içerisinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119.maddesinde; “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken bu tüzel kişiliğin malvarlığının alacaklarının zararına olarak kötüye kullanılması durumu iddia edilip kanıtlanmadığında şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyilecektir. Ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebilecektir. Somut olayda, tüzel kişilik perdenin aralanması teorisine dayalı olarak “Davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanmasına” karar verilmesi talep edilmiş ise de, ilk derece mahkemesince de isabetle belirtildiği üzere, tüzel kişilik perdeyi aralama teorisi uygulanmak sureti ile bir şirketin mevcut borçtan sorumlu olması gerektiğinin tespiti yahut borcun kendisinden tahsili talebi dava yolu ile öne sürülebileceği, talep kısmının açıklattırılması için 15.04.2021 tarihli duruşmada, davacı vekiline ihtaratta bulunulmuş olup, bunun üzerine, davacı vekili Av. … tarafından dosyaya sunulan 07.07.2021 tarihli dilekçesinde de, “Davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanmasına karar verilmesi” şeklindeki talebini yinelediği, bu haliyle HMK m. 119/1-ğ’de yer alan koşulun yerine getirilmediğinden yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/12/2021