Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1984 E. 2021/1522 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1984
KARAR NO: 2021/1522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2021
NUMARASI: 2021/458 Esas – 2021/680 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yapılan yargılama sonunda verilen hükme karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihyasını talep ettikleri… Ltd.Şti. ile birlikte … Ltd.Şti.nin ortak ve yetkilisi olduğunu, her iki şirketin de sicilden terkin olduklarını, şirketlerin tüzel kişiliklerinin ticaret sicilinden silinme(terkin)ile sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, bu işlemlerin eksik kalması halinde tüzel kişilik ticaret sicilden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu, müvekkil adına kurulan her iki şirketin kurulumunun usulsüz olduğunu, re’sen terkinden müvekkilinin haberdar olmadığını, İstanbul Anadolu … ATM … esas sayılı dosyasında bu şirketlerin fesih ve tasfiyesi için dava açtıklarını, mahkemenin şirketlerin terkin edilmiş olması nedeniyle ihya davası açmak üzere kendilerine kesin süre verdiğini belirterek … Ltd.Şti. ve … Tic.Ltd.Şti.nin ihyasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ticaret Sicil Yönetmeliği uyarınca işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık olmadığını, her iki şirketin adresinin tespit edilememesi nedeniyle 18/02/2015 tarihinde sicil kayıtlarının re’sen terkin edildiğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketler için hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebileceklerini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım konumunda olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen Yüksek Mahkeme kararları uyarınca davacının talebi haklı görülerek davanın kabulüne, …nün … sicil nosunda kayıtlı … Limited Şirketi ile … sicil nosunda kayıtlı … Ltd. Şti’nin TTK Geçici 7.maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin İstanbul Anadolu… ATM … esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına, her iki şirketin ticaret siciline tesciline, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, karar verilmiş, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Müvekkilinin yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu ve Mevzuatta, re’sen terkine ilişkin tüm prosedürü yerine getirdiğini, müvekkilnin re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine Mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler gönderilmiş ve fakat şirketin sicil kayıtlarımızdaki adreslerine gönderilen ihtar yazıları, adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, dava konusu şirketin, kaydının açılmasının, müvekkiline bildirimi dahi yapılmayan bir ticari davasına ilişkin olması üzerinde de durulması gerektiğini, zira terk kapsamına alınması zorunlu bulunan şirketin, şirkete gönderilen ihtar ve yine, açıklanan ihtara rağmen, dava konusu ticari davası ile ilgili hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği, davayı açan davacının da, yine müvekkiline, bu konuya dair herhangi bir bildirimi olmadığı dikkate alınmaksızın, mevzuata uygun işlem yapan, müvekkili aleyhine hüküm kurulmasının hakkaniyete ve de hukuka uygun olmadığını, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığının saptandığını, Bu noktada; derdest davası olan şirketler hakkında işlem yapılamamasının da, ancak, bu hususun, müvekkile bildirilmesi ile mümkün olabilecek nitelikte olduğunu, sonuç olarak; davacının derdest dava dosyası bulunduğuna dair sicil kayıtlarına intikal eden hiçbir bildirimi bulunmamasına ve işbu hususlar değerlendirilmeden karar verilmesi ve yine, dava konusu şirketin kaydının silinmesine ilişkin sorumluğu bulunan şirket yetkililerinin basiretli tacir gibi davranmadığını ve hatta, huzurdaki davayı, ihya davası açmak için ilgili geçici m.7’de öngörülen beş yıllık süre içinde açmadığı dahi gözetilmeksizin, Mevzuat gereğince yapması gereken işlemleri eksiksiz yapan Müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini, davanın açılmasına neden olmayan müvekkili aleyhine yüklenen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı … tarafından dava dışı şirketlerin TTK geçici 7. Madde kapsamında; 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 5. maddesinin “1-b ” bendi uyarınca 18/02/2015 tarihinde münfesih olmaların nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirketler hakkında İstanbul Anadolu 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/295 Esas sayılı dosyanın derdest olduğu ve eldeki davanın 26/07/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Sicil dosyasında davaya konu …Ltd.Şti ve şirketlerin temsilcilerine tebliğat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata – belge sunulmadığı gibi ,davaya konu .. Ltd.Şti’ye yapılan tebligatın iade edildiğine ilişkin sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi destekleyecek mahiyette herhangi bir mazbata – belge de sunulmamış ve sicil dosyasında da rastlanılmamıştır.Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirketler yönünden davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının devam eden dava dosyası nedeniyle şirketlerin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup, terkin edilen şirketler yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada …’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı … yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır.(Y.11 H.D 31/05/2021tarih ve E: 2021/3311-K: 2021/4580) Açıklanan nedenlerle davalı … müdürlüğünün terkin edilen şirketlerin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen stinaf sebebi yerinde görülmemiş ve mahkemece davanın kabulü ile derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren şirketlerin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı … müdürlüğünden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekili tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/12/2021