Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1957 E. 2021/1664 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1957
KARAR NO: 2021/1664
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2019/143 Esas – 2021/512 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı banka tarafından 2018 tarihinde, … numaralı …-… adına bir kart çıkarıldığını, bu kartın çıkarılmasından müvekkilin bilgisinin ya da haberinin bulunmadığını, müvekkili şirketin eski ortaklarından …’un 07.08.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de görüleceği üzere, müvekkili şirketin ortaklığından ayrılmış olup müvekkil şirket üzerinde imza yetkisi de bulunmadığını, bu hususun davalı bankaya bildirildiğini ve o zamanki kredi kartının iptal edildiğini, daha sonradan 2018 yılında, müvekkil şirketin hiçbir bilgisi olmadan sadece … aranarak, davalı tarafından müvekkili adına yeni bir kart çıkartılarak …’a teslim edildiğini, …’un harcamaları 05.09.2018 tarihinde, müvekkilin … numaralı hesabından müvekkilin bilgisi olmadan tahsil edildiğini, ilgili kredi kartının iptali hesaptan çekilen tutarın iadesi için davalı bankaya 19/09/2018 tarihinde noter ihtarnamesi keşide edildiğini, bu ihtardan sonuç alınamaması üzerine, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın sebepsiz zenginleşen dava dışı …’a yönlendirilmesi gerektiğini, dava konusu harcamaların gerçekleştiği kredi kartının, dava dışı …’un şirket yetkili olduğu dönemde 12/08/2013 tarihli şirketin kaşeli ve imzalı talimatına istinaden … numaralı kredi kartına bağlı olarak oluşturularak teslim edildiğini, 5 yıl boyunca harcamalar yapıldığını, bu harcamaların itiraza uğramadığını, dava dışı … tarafından yapılan harcamaların müvekkili bankadan talep edilmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını, dava dışı …’un şirket yetkisinin sona erdiğine dair herhangi bir bilginin yada belgenin müvekkili bankaya iletilmediğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça yargılama sırasında, dava konusu alacağın yargılama aşamasında ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olduğunu beyan ettiği, dava tarihindeki haklılık durumuna göre, iade ödemenin dava konusu icra takibinden ve davadan sonra 02/04/2019 tarihinde yapıldığı, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; itirazın iptali davası açıldıktan sonra davalı borçlu tarafından yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınacağından davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama giderilerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, kredi kartına iadenin davanın açıldığı 15.03.2019 tarihinden önce 04.03.2019 ve 05.03.2019 tarihinde yapıldığını, 02.04.2019 tarihindeki ise, iade değil, davacının kredi kartından hesabına alacak transferi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı banka ile aralarında şirket kredi kartı üyelik sözleşmesine dayalı olarak davalı banka tarafından 2018 tarihinde, … numaralı kredi kartının davacı şirket ortaklığından ayrılan …-…Ltd. Şti. adına çıkartıldığını, …’un 25.07.2014 tarihli genel kurul kararı ile ortaklıktan ayrıldığını, davacı şirket üzerinde imza yetkisinin bulunmadığını, … tarafından yapılan harcamaların 05.09.2018 tarihinde, davacıya ait hesaptan bilgisi ve rızası olmadan çekildiğini, şirkete ait hesaptan çekilen tutarın tahsilini istemiş, davalı banka ise, dava konusu harcamaların gerçekleştiği kredi kartının, bizzat davacı şirketin yazılı talimatına istinaden oluşturulduğunu, uzun yıllardır davacı şirketin bu kartı kullandığını, …’un ortaklıktan ayrıldığına dair bankaya bir bildirimin de bulunulmadığını, nihayetinde dava konusu harcama tutarlarının kredi kartına iade edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında ticari kredi kartı üyelik sözleşmesi çerçevesinde, davacı şirket kullanımına kredi kartı tahsis edildiği, bu kapsamda davalı banka tarafından 2018 tarihinde, … numaralı kredi kartını …-… adına tahsis ederek …’a teslim ettiği, oysa …’un davacı şirketin eski ortağı olup, 07.08.2014 tarihinde, davacı şirketin ortaklığından ayrıldığı, dava konusu kredi kartı harcamalarının 05.09.2018 tarihinde, davacı şirketin banka hesabından otomatik olarak çekilmiş olduğu, hesaptan çekilen tutarın iadesi için davalı bankaya yapılan yazılı başvurunun hem de noter ihtarnamesinin sonuçsuz kaldığı, bunun üzerine alacağın tahsili tahsili için icra takibine girişildiği, takibin itiraz sonucu durması üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı sabit olup, dosyada alınan bilirkişi raporunda, 02.04.2019 son ödeme tarihli ekstrede yer alan 5 adet otel harcaması toplam 16.850-TL satış anapara düzeltmesi açıklaması ile 04.03.2019 ve 05.03.2019 tarihlerinde Düzeltme Manuel Giriş olarak davalı banka tarafından şirket kredi kartına yapıldığı ve 02.04.2019 tarihinde 16.850-TL’nin, davacı şirketin … nolu hesabına “… ” açıklaması ile aktarıldığının belirtildiği, dolayısıyla davalı bankanın davacıya ödeme tarihi, kredi kartına iade tarihi olarak değil, bu iadenin davacı şirketin hesabına geçirildiği 02.04.2019 tarihi olarak esas alınması gerektiği sonuç ve kanaatına varılmakla davacının davasında haklı olduğunun ve davanın açılmasına sebebiyet veren davalı bankanın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince, davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, itirazın iptali davası açıldıktan sonra dayanak icra dosyası alacağına ilişkin davalı borçlu tarafından, alacaklı davacıya ödeme yapılması halinde, bu ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınması gerekir. O halde, davacı davasında haklı olduğuna göre, talebi doğrultusunda, asıl alacak ve takip öncesinde usulüne uygun olarak davalı banka temerrüde düşürüldüğünden işlemiş faiz ve ferileri bakımından itirazın iptaline, kredi kartına dayalı alacak likit-bilinebilir olduğundan şartları oluşan icra inkar tazminatına ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra dosyasına ilişkin borcun infazı aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/.b.2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, ESASTAN REDDİNE B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı takip borçlusunun, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 15.623,12 TL asıl alacak ve 659,17 TL işlemiş faiz ve ferileri bakımından takipteki koşullarla devamına, 3-Kabulüne karar verilen 16.282,29 TL’nin %20’si olan 3.256,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından dava tarihinden sonra, 02.04.2019 tarihinde davacıya yapılan 16.850,00 TL ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 196,66 TL peşin harçtan ve icra takibi peşin harcı 81,41 TL’nin, alınması gerekli olan 1.112,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 834,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 6- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 59,30 TL, peşin harç 196,66 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL ve posta ve diğer masraflar 93,90 TL olmak üzere toplam 1.149,86 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-HMK’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,9-Davalı tarafça yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 10-Büyükçekmece Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedeli davalı tarafça hazineye ödenmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye irat kaydına, b-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 278,06 TL harcın, alınması gerekli olan 1.112,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 834,16 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, c-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, d-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL ve posta gideri 22 TL olmak üzere toplam 184,10‬ TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.