Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1851 E. 2021/1317 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1851
KARAR NO: 2021/1317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/245 Esas
TALEP: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı şirketi ile aralarında ticari mal alım- satımdan kaynaklı ticari ilişki bulunduğu bu ticari ilşki uyarınca davalının borcuna mahsuben ileri tarihli çek ile ödeme yaptığını ,kalan fatura alacağına dayalı bakiyeyi ödemediğini,davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunu , mal kaçırma ihtimali ve yargılama süreci içinde şirket malvarlığının kötü niyetli olarak azaltılması ihtimalleri bulunduğundan telafisi güç ve imkânsız zararların doğmaması açısından davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmaz kayıtlarının çıkartılarak, borca yeter miktardaki malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:İlk derece mahkemesince davacı ihtiyati haciz talep edenininlacağının varlığını ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığı , dava dilekçesine ek olarak sunulan faturalardan alacağın varlığının ve alacağın muaccel olup olmadığı tespit edilemeyeceği, iddiaların yargılamaya gerektirdiği ve varsa alacağın miktarı net olmayıp ancak yargılama sonucunda ortaya çıkacağı gerekçesiyle yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde İİK 257 ve 258 maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati haciz talep eden eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında mal alım satımı yapıldığını, davalının bir kısım ileri vadeli çek verdiğini, kalan fatura alacağına dayalı bakiyeyi ise davacıya ödemediğini, bu nedenle icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun itiraz ettiğini, davalının mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, borca yeter miktardaki malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmekle, alacağın rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağı olduğunu, beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğunu, davacının varlığını iddia edilen borç alım satımdan kaynaklı mal bedeli olmadığını, tek taraflı vade farkı faturasına ilişkin olduğunu, alacağı kabul etmemekle birlikte vade farkı faturaları için iade faturasının da davacı tarafa gönderildiğini, mal kaçırma ya da malvarlığını kötüniyetli olarak azaltması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bugüne kadar taraflar arasındaki ticari münasebet sebebi ile herhangi bir mağduriyete sebep verilmediğini, davacı tarafça icra takibine konu edilen alacağın alım satımdan kaynaklı mal bedeline ilişkin alacak olmadığını, alacağın tek taraflı 06/07/2020 tarih ve 01/08/2020 tarihli vade farkı faturalarından kaynaklandığını, cari hesaba konu çeklerin bedelinin tam olarak ödendiğini, davalının herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla davacı yanın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan itirazın iptali davasında, İİK’nun 257 vd.devamı uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İİK 257 maddesi uyarınca Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 257/2. maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” İİK’nun 258/1.maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmede ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Buna göre İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257 .Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. Somut olayda,davacı ihtiyati haciz isteyen takip talebinde borcun sebebi 08/12/2020 tarihli alacak olarak bildirilmiş ve dava dilekçesinde fatura alacağına dayalı bakiyenin ödenmediğini belirterek ,dava dilekçesi ekine vade farkı açıklamalı fatura eklemiştir.Davacı tarafından anılan faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi ,davacı B/S formunda davalıya yaptığı satışları bildirdiği ve davalının istinaf cevap dilekçesinde alacağı ve vade farkı faturasını kabul etmediği yönünde savunmada bulunduğu görülmüştür. Salt fatura düzenlenmesi yada satış için B/S beyanında bulunulması fatura içeriği malın teslim edildiğinin ve vade faturası düzenleme koşullarının oluştuğunun ispatı için elverişli değildir. İİK 257. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir para alacağının bulunması ön koşuldur.Tahkikat aşamasında olan davada varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Buna göre alacağın varlığı ve özellikle miktarı hususunda dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı, alacağın var ise, yapılacak tahkikat neticesinde davalı savunmaları değerlendirildikten ve tarafların ticari defter ve kayıtları incelendikten sonra alacak miktarı belirleneceğinden ilk derece mahkemesince koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddinde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı-ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021