Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1826 E. 2021/1287 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1826
KARAR NO: 2021/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2021
NUMARASI: 2021/180 -188 D.iş
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk derece mahkemesince verilen hükmün borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Alacaklı vekili, borçlu tarafından keşide edilerek tarafına verilen vadesi geçtiği halde ödenmeyen 4 ayrı bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
İHTİYATİ HACİZ: Mahkemece İİK 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle bonoların toplam bedeli 1.000.00 TL üzerinden borçlunun malvarlığının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Borçlu vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesiyle; senetler üzerinde yer alan yetki şartının, tarafların tacir olmamasına göre geçerli olmadığı, kambiyo takibine itiraz edilmesi sonucu Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararda da, yetki şartının geçersiz olması nedeniyle Bakırköy icra dairesinin yetkisiz olduğunun belirtildiğini ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece, HMK 17.maddesine göre yetki sözleşmesinin ve sözleşmeye konulacak yetki şartının tacirler arasında geçerli olduğu, alacaklı tarafından borçlunun tacir olduğu yönünde bir iddianın ileri sürülmediği dolayısıyla bono üzerindeki yetki şartının borçluyu bağlamayacağı, borçlunun yerleşim yeri adresinin Mersin olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle, itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, borçlu vekili ve katılma yoluyla alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Borçlu vekili istinaf dilekçesiyle; mahkemece sadece yetki itirazının değerlendirilerek ihtiyati haczin kaldırıldığı oysa itirazlarında, bonoların teminat senedi olduğu, bono vasfını taşımadığı itirazının da ileri sürüldüğünü belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hem yetki hem de ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Alacaklı vekili istinafında; teminat karşılığı alınan ihtiyati haciz kararı tedbir mahiyetinde olduğundan mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle kaldırılmasının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılması kararının kaldırılması gerektiği zira Yargıtay 12. Hukuk Dairesi içtihatlarında, mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğuna karar verilmesinin ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirmeyeceğine hükmedildiği, borçlunun istinaf başvurusunun kötüniyetli olup, disiplin cezasına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine dayalı olarak verilen ihtiyati hacze vaki itiraz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı, borçlu vekili ve katılma yoluyla alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. Talebe konu bonoların keşidecisinin …, lehtarının … olduğu, “ihtilaf vukuunda Bakırköy Mahkemelerinin selahiyetinin” kabul edildiği, talep tarihi itibariyle bononun vadesinin geçmiş olduğu, bonoda düzenleme yerinin Yenişehir/Mersin olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.İİK 258. maddesinde, ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin İİK 50. maddesi uyarınca belirlenen mahkeme olduğunun belirtildiği, İİK50. maddesinin ise yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunduğu görülmektedir. Buna göre, bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkeme(HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde veya düzenleme yerindeki mahkemelerden talepte bulunabilir. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Somut olay bakımından, borçlu keşideci ile alacaklının tacir olduğu ileri sürülmediğinden ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir. İhtiyati hacze dayanak bonoların tüm unsurları tam olduğu gibi bononun teminat bonosu olması da ihtiyati hacze engel teşkil etmez. Zira teminat bonosu olduğu yönündeki iddia İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenlerinden de olmadığı bir yana esasen borçlu tarafından ilk derece mahkemesinde böyle bir itirazın ileri sürülmediği gözetildiğinde; HMK 357. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen hususların istinaf mahkemesinde dinlenmesi mümkün olmadığından borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf nedenine de itibar edilememiştir. Alacaklı vekilinin istinafına gelince; dayanılan neden yerinde olmadığı gibi istinaf dilekçesinde yer alan Yargıtay kararının somut olay bakımından emsal teşkil etmeyeceği tartışmasız olduğundan; her iki taraf vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İhtiyati hacze itiraz eden taraf vekillerinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli istinaf karar harcının peşin olarak yatırılan harçtan mahsubuyla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021