Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1824 E. 2021/1350 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1824
KARAR NO: 2021/1350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2021
NUMARASI: 2021/311 Esas
TALEP: İhtiyati haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı huzurdaki ilamsız takibini mükerrer şekilde takibe konu ettiğini, İİK’nun 257/1 fıkrasının rehinle temin edilmemiş olma şartını aradığı gerçeği karşısında, ipoteğin asıl borçlunun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçları yanında, ipotek verenin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını da teminat altına aldığını, buna göre ihtiyati hacze itiraz eden borçlu müteselsil kefilin kefaleten sorumlu olduğu borcun da ipotek ile teminat altına alındığını ve ipotek tutarının talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğunu, dolayısıyla itiraz eden borçlu yönünden alacağın rehinle temin edilmemesi koşulunun ve ihtiyati haciz koşullarının mevcut olmadığını, ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminat altına aldığını, müteselsil kefilin kefalet borcunu teminat altına almadığına ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, ihtiyati haciz kararının yasal şartları taşımadığını, davalının davacı bankaya olan borçları/kefaleti asıl borçlu tarafından rehin ile teminat altına alınmış olduğundan ihtiyati hacize itirazının kabulü ile müvekkili aleyhine tesis edilmiş 21/05/2021 tarihli ihtiyati hacizin kaldırılmasına, itiraza ilişkin yargılama giderlerinin davacı bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin ödenmediğinden bahisle kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “İhtiyati hacze itiraz İİK 265. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış ve bunların ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve alınan teminata ilişkin olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca itiraz süresinin de borçlunun huzurunda yapılan hacizlerde hacizin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının borçluya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün olduğu açıklanmıştır. İİK’nun 265. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Borçlunun itiraz sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmış dosyaya sunulan sözleşme ve ekindeki ipotek akit belgelerinden asıl borçluya ait borcun rehinle teminat altına alındığı ancak itiraz eden borçlu yönünden borcun rehinle teminat altına alındığına dair bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmış, bu yöndeki itirazların reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı … AŞ ve davalının takibe ve davaya konu mevcut kredi borç ilişkisinin nedeni ile hakkında davacı banka tarafından mükerrer başlatılmış çok sayda başkaca ipotekli takip olduğunu, davalının davacı bankaya olan borçlarının rehinle teminat altına alındığını, davacının ilamsız takibini mükerrer şekilde takibe konu ettiğini, İpoteğin asıl borçlunun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçları yanında, ipotek verenin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını da teminat altına aldığını, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu müteselsil kefilin kefaleten sorumlu olduğu borcun da ipotek ile teminat altına alındığı ve ipotek tutarının talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğunu, itiraz eden borçlu yönünden alacağın rehinle temin edilmemesi koşulunun ve ihtiyati haciz koşullarının mevcut olmadığı, ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminat altına aldığı, müteselsil kefilin kefalet borcunu teminat altına almadığına ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, emsal İstanbul BAM 12 .HD ‘si ilamı ile sabittir olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesine dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış ve ihtiyati tedbire itiraz eden davalı da bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olmuştur. Kredinin geri ödenmediğinden bahisle davacı banka tarafından ihtiyati tedbire itiraz eden davalının da aralarında bulunduğu kefiller hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında kredi alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu dava dilekçesinde belirtilmiştir. Eldeki istem, itirazın iptali davasında genel kredi sözleşmesi ile kefalet sözleşmesine dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). İhtiyati hacze itiraz eden davalı, davacı banka ile davalı arasındaki kefalet ilişkisinin asıl borçlu şirket tarafından kredi/ borç ilişkisi nedeni ile ipotek ile teminat altına alındığını ve hatta davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı(davalıya ait 5 adet taşınmaz ile alakalı) ilamlı ipotek takibi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı (davalıya ait 7 adet araç ile alakalı ) taşınır rehininin paraya çevrilmesi istemli toplamda 4.000.000 TL miktarlı rehinli takipler başlatıldığını, davalının davacı bankaya olan borçları/kefaleti rehin ile teminat altına alınmış olduğunu beyanla ihtiyati hacze itiraz etmiştir. Ancak dosya arasında bulunan ipotek belgeleri ve taşınır rehni sözleşmelerine konu taşınmaz ve araçların kredi borçlusu şirkete ait olduğu gibi ipotek ve taşınır rehinlerinin kredinin kefillerinin kefaletten kaynaklanan borçlarının da teminatı olduğuna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Kefilin borcu ipotek veya rehinle temin edilmediğine göre, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacaklı tarafından ayni ve şahsi teminatlar hakkında ayrı ayrı icra takibi yapılmasına da bir engel yoktur. Bu nedenle mahkemece ihtiyati hacze vaki itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021