Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1761 E. 2021/1343 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1761
KARAR NO: 2021/1343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2019/446 Esas – 2021/229 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 09/12/2018 tarihinde, davalı şirkete ait … numaralı kalkış saati 07:00 olan uçakla Ankara ilinden Viyana’ya gitmek için ailesiyle birlikte davalı şirketten bilet satın aldığını, müvekkili ve ailesi uçağa geçtikten sonra davalı şirket personellerince müvekkilinin uçaktan indirilmek suretiyle uçuşuna izin verilmediğini, bu olaydan dolayı müvekkilinin fenalaştığını, uçuşun iptal olması durumunda dış hatlarda 1500 ile 3500 kilometre arası uçuşlar için 400 Avronun Türk Lirası cinsinden karşılığı tutarında tazminat verileceği düzenlenmiş olup, bu ücretin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin farklı bir şirketten 159,39 EUR ücreti ödeyerek 10/12/2018 tarihinde Viyana gittiğini ileri sürerek 4.000-TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın 09/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekili şirketin işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu, davacının uçuş belgelerinin uygun olup olmadığına ilişkin yetkili makamlarca yapılan araştırmanın uçuş saatinde halen sonuçlanmadığından davacının uçuşa alınmadığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını tazminat koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davacı ile davalı arasında yolcu taşıma sözleşmesi yapıldığı, davacının uçak bileti ile yolculuk yapmak üzereyken işbu yolculuğun gerçekleşmediği, ancak öncesinde -tarafların kabulünde olan- yolcu taşıma sözleşmesinin kurulduğu, davacının tüketici olduğu, tarafların kabulünde olan hava yoluyla yolcu taşıma sözleşmesinin ise bir tüketici işlemine vücut verdiği, görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf sebeplerinde özetle; uyuşmazlık, hava yolu taşıma işinden kaynaklandığını, bu nedenle uygulanması gereken 2920 Sayılı Sivil Havacılık Kanunu ve 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümleri olduğunu, ticaret mahkemesi görevli olduğunu, kaldı ki, davacının seyahat amacına yönelik olarak araştırma yapılıp tüketici olarak hareket edip etmediği tespit edilmeden karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Türkiye’den yurt dışına hava yolu ile yolcu taşıması hizmetinin gerçekleştirilememesi nedeniyle uğranılan zararların tazminine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taşıma sözleşmesi TTK.’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davanın tarihinde 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, uyuşmazlığın hava yolu taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı, sözleşmeyi yaparken tüketici olarak hareket etmiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğini kanıtlayan bir savunma veya delil de ileri sürülmediği, az yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca, davaya bakma hususunda tüketici mahkemeleri görevli olup davacının yerinde olmayan istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davacı vekili tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 3-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021