Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/172 E. 2021/207 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/172
KARAR NO: 2021/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2020/491 Esas (Ara karar)
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil (satın almaya dayalı) davasında talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Beyoğlu … Noterliğinin 19/07/2016 tarih … nolu protokol gereği davalının … adi ortaklığındaki tüm haklarını aktif ve pasifi ile müvekkiline devir ettiğini, hisse devir protokolünün 8/ 5 maddesinde davacının , … İŞ ORTAKLIĞININ İstanbul ili Sarıyer ilçesi … Mahallesinde 3. Kişi arsa malikleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tüm mükellefiyetlerini davalıdan devraldığının düzenlendiğini , hisse devir protokolünde … ada … parsel ile ilgili … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadığını, bu durumun … ada … parseldeki yerin … adi ortaklığının ortağı sıfatı ile davalı adına tescilli olduğunun kanıtı olduğunu, adi ortaklık hissenin devralınması nedeniyle … ada … parseldeki müteahhit ile yapılan sözleşmeden kaynaklanan hakların müvekkiline geçmiş olduğunu, … ada … parselden kaynaklanan bağımsız bölümlerin müvekkiline geçmiş olduğunu, 05.01.2016 ve 14.01.2016 tarihli … ve … inşaat ile yapılan sözleşmeler gereği …’ya geçen … ada … parsel (birleşme ile … ada … parsel’deki) … blok … kat … nolu bağımsız bölümün, … Blok …. Kat … nolu bağımsız bölümün ve … Blok … nolu bağımsız bölümün davalı … Ltd. Şti adına olan tapusunun iptali ile müvekkili … A.Ş. adına tescilini, tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise taşınmazların karar tarihine en yakın tarihteki rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti’den tahsilini , davanın tapu iptali ve tescil olması, dava konusunun taşınmazlar olması, davalının mal kaçırıyor olması, davanın yaklaşık olarak ispat edilmiş olması, telafisi imkansız zararların olması sebebi ile taşınmazların doğrudan dava konusu olması sebebi ile, HMK’nın 389. madde gereğince taşınmazların 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için HMK’nın 389 ve devam maddeleri gereğince teminatsız olarak, mümkün olmaz ise teminat karşılığında ihtiyati tedbir veya ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; adi ortaklıktaki hissesinin devrinden sonra adi ortaklıktan çıktığını, sadece arsa sahibi statüsüne geçtiğini, davaya konu taşınmazın adi ortaklık adına alınmadığını,kendi adına alındığını devir protokolünde dava konusu taşınmazların devredileceğine dair her hangi bir taahhüdün bulunmadığını, adi ortaklık ve devir protokolü birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin bir dayanağının bulunmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkeme ara kararında; davaya konu taşınmazın adi ortaklık kapsamında kalıp kalmadığının tespitinin yargılamayı gerektirmesi ve ibraz edilen deliler ile de yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 19/07/2016 tarih … nolu protokol gereği …’in … adi ortaklığındaki tüm haklarını aktif ve pasifi ile müvekkiline devrettiğini, hisse devir protokolünün 8/ 5 maddesi ile müvekkilinin …’in adi ortaklıktaki hissesini devir alması sebebi ile, … ada … parselden kaynaklanan bağımsız bölümlerin müvekkile geçmiş olması sebebi ile davanın yaklaşık ispat edilmiş olduğunu, taşınmazların dava konusu olması, davanın noter hisse devir protokolü, kat karşılığı inaşaat sözleşmesi, … ile yapılan sözleşme, …le yapılan 14.01.2016 tarihli sözleşmeye göre yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yaklaşık olarak ispat edilmiş olmasına göre, HMK 389. madde hükmüne göre tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından tapudan adi ortaklık adına taşınmaz tesçil edilemediğini, adi ortaklığın ortakları adına taşınmaz alındığını ve tapudan tesçil edildiğini, davalı … Ltd Şti.’nin adi ortaklıktaki hissesini, 12.000.000 TL bedel ile, Beyoğlu … Noterliği’nin 19 Temmuz 2016 tarih ve … yevmiye nolu “Protokol “ başlıklı hisse devir sözleşmesi ile müvekkiline tüm aktif ve pasifi ile, 3. Kişiler ile yapılan sözleşmelerdeki tüm hakları ile devir ettiğini, dosyasına sunulan sözleşmeler ve 3. şahıs … ile yapılan 05.01.2016 tarihli sözleşme ve buna ek yapılan 14.01.2016 tarihli ek protokol gereğince, 1380 ada 6 parseldeki taşınmazın müvekkiline ait olması gerektiğinin yaklaşık ispat edildiğini, yine bu sözleşmeye göre taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ve … ada … parsel’deki arsa için arsa sahipleri … A.ş. ve … Ltd Şti Müteahhit … Ltd Şti ile Beyoğlu … Noterliği’nin 15.01.2016 tarih, … yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Talep adi ortaklık hisse devri uyarınca tapuda devredilmeyen taşınmazın tapu kaydının tescili olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin derdest davada davaya konu taşınmazların 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine ilişkin reddedilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davaya konu taşınmazın adi ortaklık kapsamında kalıp kalmadığının tespitinin yargılamayı gerektirmesi ve ibraz edilen deliler ile de yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş,karar karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi uyarınca” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; davaya konu taşınmazı davalının adi ortaklık adına iktisap edip etmediği ve devredilen adi ortaklık hissesi kapsamında olup olmadığı hususu dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı ,davalı savunmaları ve taraf delilleri değerlendirildikten sonra yargılama neticesi belirleneceği sonuç ve kanaatine varılmış olup,ilk derece mahkemesinin istemi reddinde isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/02/2021