Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1704 E. 2021/1259 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1704
KARAR NO: 2021/1259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2020/323 Esas – 2020/635 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı şirket tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: müvekkili şirketin Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunu, müvekkili şirketin 2016-17-18-19 yılları defter ve kayıtlarının incelenmesi esnasında, 2017 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları e-defter berat ve kayıtlarının açılmadığının şirket … ekibi tarafından yapılan inceleme sonucu tespit edildiğini, sonrasında bağımsız … firmasından veri kurtarma talebinde bulunulduğunu ve yapılan inceleme sonucunda 29/10/2017 tarihinde müvekkili şirkete yapılan siber saldırı sonucu verilerin hacklendiği ve ilgili verilerin kurtarılamayacağının müvekkiline bildirildiğini, konuyla alakalı Gelir İdaresi Başkanlığına başvuruda bulunulduğunu ancak talebin değerlendirilebilmesi için yetkili Asliye Ticaret Mahkemesinden zayi belgesi alınmasının gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenlerle müvekkili şirkete ait 2017 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları e-defter berat ve kayıtlarının zayi olduğunun kabulüne ve zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesince davacının elektronik ortamda muhafaza ettiği e-defter beratlarına ulaşamadığını veri kurtarma merkezinden aldığı 24/03/2020 tarihli cevap ile öğrendiği anlaşıldığı, Yasa ve tebliğ gereğince bu tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili mahkemeye kendisine zayi belgesi verilmesi için başvurmak zorunda olduğu,d davacının iş bu davayı sürenin bitiminden sonra 03/07/2020 tarihinde açtığı gerekçesiyle talebin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 2017 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin e-defter berat ve kayıtlarının açılmadığı görülmesi üzerine , bilirkişi tarafından yapılan incelemede, müvekkil şirketin kayıtlarının siber saldırı nedeniyle hacklendiği ve kayıtlarının kurtarılmasının mümkün olmadığını tespit edildiğini,Gelir idaresine durumun bildirildiği ve kayıtlar talep edildiği, cevap olarak zayi belgesi alınması gerektiği şeklinde cevap geldiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinin dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, GİB tarafından verilen cevap, olumlu veya olumsuz herhangi bir içeriğin olmadığını, yalnızca zayi belgesi alınması gerektiğini, bu nedenle örneklerin temin edilemediği varsayımıyla müvekkili yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği sonucuna varılmayacağı, kaldı ki; maile verilen cevabın taraflarınca dava tarihinde öğrenildiğini, mailin yazıldığı tarihte muhatap tarafından öğrenildiği varsayımın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle GİB tarafından olumsuz yanıt verildiği varsayımına dahi 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği sonucuna ulaşılamayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” düzenlemesini içermektedir . Maddede düzenlenen 15 günlük süre hak düşürücü süre olup davanın görülebilirlik şartıdır. 7226 Sayılı Yasasının Gecici 1. Maddesi ” a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,b) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar duracaktır. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere 15 gün uzamış sayılacaktır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini 6 ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilecek ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilecektir. ” 2480 karar sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’ nin 1 .maddesi ” Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun geçici 1. Maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda,davacı şirket talebe konu ticari e-defterlere yönelik verilerin kurtarılması için yaptığı başvuru üzerine 28-29/10/2017 tarihinden önceki hiçbir finansal dosyanın kurtarılamayacağı bildirilen 24/03/2020 tarihli bilimsel uzman raporu alınmasından sonra 04/06/2020 tarihinde GİB’e dilekçe ile başvurularak siber saldırı sonucu e-defterlere ulaşması mümkün olmadığı,beratların zamanında oluşturulduğu belirtilerek mevzuata göre durumun değerlendirilmesi ve veri tabanına ulaşabilmesi için izin talep ettiği GİB’inde 24/06/2021 tarihli e- posta ile berat silme talebi yönünden işlem yapılabilmesi için öncelikle mahkemeden zayi belgesi alınması gerektiği bildirilerek talebin reddedildiği görülmüştür. Buna göre davacı talebe konu ticari defterlerin zayi olduğunu 24/03/2020 tarihli rapor ile öğrendiğinin kabulu gerekmiştir. Davacı vekili GİB’e yapılan başvurunun reddine ilişkin e- postayı dava tarihi itibarıyla öğrendiği iddia ederek davanın süresinde olduğunu ileri sürmüş ise de davacı ticari defterlerin zayi olduğunu GİB ‘e başvurduğu tarihten önce alınan uzman raporu ile öğrenmiş olup,buna stinaden anılan başvurunun yapıldığı gözetildiğinde bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiş ve mahkemece davanın TTK 82 maddesi uyarınca 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/10/2021