Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1701 E. 2021/1234 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1701
KARAR NO: 2021/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2021/252 -/254 D.İş
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2021
İlk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itirazın eden alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin hamili olduğu vadesi geçmiş 6 ayrı bonoyo dayalı olarak 10.000,00 TL için keşideci borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
İHTİYATİ HACİZ:İlk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, talebe konu bonodaki yetki şartının geçerli olmadığı zira alacaklının tacir olmayıp müvekkilinin eski çalışanı olduğu, müvekkili şirketin ikametgahının bağlı olduğu İstanbul mahkemelerinin yetkili bulunduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etimiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, kambiyo senedi incelendiğinde; ödeme yerinin belirtilmediği, kambiyo senetlerine dayalı borçların aranacak borçlar niteliğinde olup, borçlunun yerleşim yerinde bulunan mahkemelerin yetkili olduğu bu nedenle mahkemenin yetkili olmaması nedeniyle yetki itirazının kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze dayanak bonoda yetki şartının bulunduğu ve İstanbul And. Mahkemelerinin yetkili olduğu ibaresi ile İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu nedenle borçlunun yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemenin yetkili olduğu gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, kambiyo senedine dayalı olarak verilen ihtiyati hacze vaki itiraz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup, talebe konu bonoda ödeme yerinini bulunmadığı, keşideci borçlunun adı ve adresinin yazılı olduğu ve adresinin bağlı bulunduğu Fatih ilçesinin İstanbul mahkemelerinin yargı yetkisinde kaldığı ayrıca bonoda İstanbul And. Mahkemelerinin yetkili olduğunu ilişkin yetki şartının bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 258. maddesi atfıyla aynı kanunun 50. maddesi uyarınca, ihtiyati hacizde yetkili mahkeme, HMK’nın mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümlerine göre belirlenir. Buna göre, bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde talepte bulunabilir. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartının geçerli olması için HMK 17. Maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Keşideci borçlunun tacir olduğu anlaşılsa da; alacaklının gerçek kişi olup, tacir olduğu yönünde bir iddia da ileri sürülmediğinden ilk derece mahkemesince borçlunun yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, alacaklı vekilininin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati hacze itiraz eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli harç istinaf yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 265/ son maddeleri uyarınca oy birliği kesin olarak ile karar verildi 22/10/2021