Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1699 E. 2021/1288 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1699
KARAR NO: 2021/1288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2019/289 Esas – 2021/182 Karar
DAVA: Sözleşmenin Uyarlanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından davalı bankadan ticari kredi kullanılmış olup, bu kredilerin ödenmesinde ülkenin ekonomik sorunlarından dolayı gecikmeler yaşandığı ancak bu süreçte müvekkilinin kredi ödemesinin 90. güne ulaşmadan davalı bankaca müvekkilleri hakkında icra takibine geçildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkillerine ait taşınmazın satışa çıkarıldığı, davalı bankanın uygulamış olduğu faiz miktarının hakkaniyete uygun bir orana düşürülmesi halinde ödeme yapılabileceği, yılık %200′ lere varan faiz oranının piyasanın çok üstünde olup, müvekkillerince karşılanmasının imkansız bir hal aldığını belirterek fazlaya dair hakları ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava konusu icra takiplerinde yer alan fahiş faiz tutarlarının hakkaniyete uygun bir orana indirilmesine ve yeniden hesaplanmasına, yapılacak hesaplamada yer alan tutarın mevcut icra takiplerinden düşürülmesine ve yeni borç miktarının mahkemece belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, takip dosyasındaki kıymet takdirinin kesinleştiği, davaya konu icra dosyalarının 20/05/2019 tarihli temlikname ile …’ne temlik edildiği, davanın adı geçen şirkete yöneltilmesi gerektiği, alacağın miktarının belirlenebilir olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağı, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin faiz oranlarının tarafların karşılıklı ve serbest iradelerinin uyuşması ile belirlendiği, ekonomik sorunların basiretli tacir açısından öngörülmesi gerektiğinden ödemede yaşanan gecikmelerin uyarlamaya konu edilmesinin söz konusu olamayacağı, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı ve borcun tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile davanın …’ne ihbarını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, dava konusunun davalı tarafından, davanın açılmasından sonra üçüncü bir kişiye devredildiğinin anlaşılması üzerine 24/06/2020 tarihli celsede, davacılar vekiline 6100 sayılı HMK’nun 125/1-a,b maddesi kapsamında seçimlik hakkını hangi doğrultuda kullandığını bildirmesi bakımından süre verildiği, davacılar vekili tarafından 08/07/2020 tarihli dilekçe ile açmış oldukları davayı HMK’nun 125/1-b maddesi uyarınca davasını devreden taraf olan davalı …aleyhine tazminat davası olarak devam ettirdiklerinin bildirildiği, davacılar vekilince seçim hakkının davasını devreden taraf aleyhine tazminat davası yönünde kullanıldığı beyan edilmişse de, davanın, menfi tespit ve menfi tespit isteminin özel görünüm türlerinden olan sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkin açılmış bir tespit davası olmakla ve tespit davasının mahiyeti gereği henüz ödeme gerçekleştirilmeden tazminat davasına dönüştürülmesi mümkün olmadığından davacılar vekiline 18/11/2020 tarihli celsede talebini açıklaması bakımından yeniden süre verildiği ve davacılar vekilince 02/12/2020 tarihli dilekçe ile, HMK’nun 125/1-b maddesi lafzı gereği tazminat davası olarak devam ettirdiklerini belirtmiş olsalar da asıl amacın tespit davasının devredilen …’ye değil de, devreden davalı … A.Ş yönünden uygulanan fahiş faiz miktarının tespitine yönelik davayı devam ettirdiklerinin açıklandığı, TBK’nun 188. maddesine göre borçlunun, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmalarını, devralana karşı da ileri sürebilecek olması, yine TBK’nun 189/2. maddesine göre asıl alacakla birlikte işlemiş faizlerin de devredilmiş sayılması karşısında davacıların temlik alan …’ye karşı eldeki tespit davasını devam ettirmeleri ve devreden davalı bankaya karşı olan savunmalarını devralan varlık şirketine karşı da öne sürebilmelerinin mümkün olduğu, dava konusunun devredildiği ve seçim hakkının kullanıldığı tarihler itibariyle davacılar tarafından davalı bankaya yapılmış bir ödeme iddiası veyahut bu yönde bir tespit bulunmadığı, tespit davası olarak açılan ve bu haliyle devam olunan yargılamaya, eda davasına ilişkin istem koşulları henüz oluşmadan, davacı yanca kullanılan seçim hakkına nazaran dava konusunu devreden davalıya karşı tazminat davası olarak devam edilebilmesi mümkün olmadığı, tespit davası olarak açılan, ancak dava konusu davanın açılmasından sonra davalı tarafından devredilen davada, davacının HMK’nun 125. maddesi kapsamında seçimlik hakkını devreden davalı …aleyhine tazminat davası olarak kullanması, davacı yanca kullanılan seçim hakkına göre yargılamaya devam olunmasında hukuki yararın bulunmaması ve hukuki yararın HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup, aynı yasanın 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …tarafından uygulanan faiz oranının piyasanın çok üstünde olup, karşılanmasının imkansız bir hale geldiği, uygulanan fahiş faiz miktarının tespiti amacı ile işbu davanın açıldığı, mahkemece 24/06/2020 tarihli duruşmanın 3 no’lu ara karar ile davalı …alacağının ….’ ye devredilmesi nedeniyle, HMK 125/1a,b maddesindeki seçimlik haklardan hangisinin kullanıldığının maddeye uygun biçimde bildirilmesi için 2 haftalık süre verildiği, anılan madde gereği seçimlik haklardan olan HMK 125/1-b maddesi uyarınca davasını devreden taraf olan … tarafına tazminat davası olarak devam edildiğinin açıklandığı, 18/11/2020 tarihli duruşmada 1 no’lu ara karar ile seçim hakkının hangi sebeple HMK 125/1b yönü ile kullanıldığının açıklanması bakımından 2 haftalık süre verilmesi üzerine, davanın tazminat davası olarak devam ettirilmek istendiği belirtmiş olsa da; asıl olarak amacın devredilen … A.Ş. ‘ye değil de devreden davalı … A.Ş. yönünden davalı tarafından uygulanan fahiş faiz miktarının tespitine yönelik olduğunun ifade edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından tespit davası olarak açılan ve bu haliyle devam olunan yargılamaya, eda davasına ilişkin istem koşulları henüz oluşmadan, davacı yanca kullanılan seçim hakkına nazaran dava konusunu devreden davalıya karşı tazminat davası olarak devam edilebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddedildiği, davalı bankanın dava açıldıktan sonra alacağını devrettiği, müvekkili zarara uğratanın davalı …olduğu, eğer iki seçimlik haktan sadece birini kullanma zorunluluğu var ise seçimlik hak sunulmasının bir mantığının da bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesindeki faizin fahiş olduğu iddiasıyla sözleşmenin uyarlanması davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarına yazılı gerekçe doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Eldeki davada, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için alacaklı banka tarafından yapılan üç ayrı icra takibinde istenen faizin ve oranının fahiş olduğu ileri sürülerek faiz oranının makul seviyeye çekilmesi, tespit edilen oran üzerinden faizin yeniden hesaplanması, aşan kısmın borçtan indirilmesi ve yeni borç miktarının tespiti talep edilmiş olduğuna göre, davanın hukuki niteliği itibarıyla sözleşmenin faize ilişkin hükmünün uyarlanması ve buna bağlı olarak menfi tespit isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …tarafından, dava açıldıktan sonra 22.05.2020 tarihli temlik sözleşmesi ile davaya esas üç ayrı takibe konu alacağının … Şirketine devredildiği ihtilafsızdır. 6100 sayılı HMK’ nın 125/1. maddesi uyarınca, davanın açılmasından sonra davalı taraf, dava konusunu üçüncü kişiye devrederse; davacı, isterse devreden tarafla olan davasından vazgeçerek dava konusunu devralmış kişiye karşı davaya devam edebilecek veya davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürebilecektir.Dava sırasında, davalı tarafın, dava konusunu üçüncü kişiye devretmesi hâlinde, davacı, dava konusu malın veya hakkın aynen kendisine teslimini istiyorsa, davalı ile olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye karşı aynı davaya devam edilmesini ister. HMK 125. maddesi yönünden kanun koyucunun amacı, davalının dava konusunu devretmesi halinde davacının, devralan olan üçüncü kişiye karşı yeni bir dava açılmasının önüne geçilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesinin sağlanmasıdır. Ayrıca devre kadar taraflarca elde edilen hukuki sonuçların korunması ve usul ekonomisinin gözetildiği de tartışmasızdır. Nitekim dava konusunu devreden eski tarafın yerini, devralan üçüncü kişi almaktadır. Esasen bir davanın konusu mala ilişkin olmakla birlikte o malın teslimi değilse, dava sırasında o malın başkasına devredilmesi hâlinde HMK 125.maddesi uygulanamaz. Buna göre, HMK 125. maddesi kural olarak yalnızca eda davalarında uygulanabilir. Dava konusunun devrinin düzenlendiği hüküm (HMK m.125) yalnızca eda davaları için söz konusu olabilecek, tespit davalarında uygulama alanı bulamayacaktır. Nitekim tespit davalarının fonksiyonu yalnızca bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkindir. Bu nedenle tespit davalarında taraflardan birinin üzerinde tasarrufta bulunabileceği, yani temlike konu teşkil edecek bir şey veya hak yoktur. Bu davalarda, dava sonunda taraflardan birisinin dava konusu yapılmış şeyi veya hakkı kazanması, diğerinin ise o dava konusunu yerine getirmeye mahkûm edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Davada söz konusu olan sadece bir hukuki ilişkinin tespitidir. Bu dava ile talep edilen hukuki ilişkinin tespiti hususunun ise temliki söz konusu olamaz. Ayrıca tespit davalarındaki, tespit işlevi eda davalarında da vardır. Eda davalarındaki, eda bölümü ise tespit davalarında yoktur. Tespit davası eda davasının öncüsü durumunda olmakla beraber, eda davası aynı konudaki tespit davasını da içeren daha geniş kapsamlı bir davadır. Temlik işlemi bir edim niteliğinde olduğundan ve tespit davaları da hukuki nitelikleri gereği bu ve benzeri edimlerden yoksun bulunduğundan HMK 125.maddesinin tespit davalarında uygulama alanı bulması söz konusu değildir.(Kuru-HMUK IV s.3803-3804)Somut olayda; davalı …tarafından yargılama sırasında icra dosyalarına konu alacak … şirketine devredildiğinden, mahkemece, HMK 125/1. maddesi gereğince seçimlik hakkın kullanılması bakımından davacılar vekiline süre verilmiş ve davacılar vekili tarafından sunulan 08.07.2020 tarihli dilekçeyle; davanın, dava konusunu devreden bankaya karşı tazminat davası olarak devam ettirildiğinin beyan edilmesi üzerine bu kez 18.11.2020 tarihli celsede mahkemece; tespit davasının tazminat davasına dönüştürülemeyeceği belirtilerek davacılar vekilinden seçim hakkının hangi sebeple bu yönde kullanıldığının açıklanması istenmiş olup, bu ara kararı üzerine davacılar vekilince sunulan 03.12.2020 tarihli dilekçeyle; daha önce sunulan dilekçede, kanunun lafzı gereği tazminat davası olarak devam ettirildiği belirtilmiş olsa da; asıl olarak amacın tespit davasının devredilen … A.Ş. ‘ye değil de devreden davalı … A.Ş. yönünden davalı tarafından uygulanan fahiş faiz miktarının tespitine yönelik olduğu beyan edilmiştir. Bu beyana göre, davacıların esas iradesinin icra takiplerinde istenilen faizin uyarlanması ve tespiti olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece 08.11.2020 tarihli celsede isabetli olarak tespit davasının tazminat davasına dönüştürülemeyeceği belirtilmiş olmasına ve davacı vekilince sunulan 03.12.2020 tarihli dilekçesiyle davadaki amacın başka bir anlatımla talep edilenin uyarlama yoluyla faiz oranın ve bu orana göre miktarının tespiti olduğunun ifade edilmesine ve davanın tespit davası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına esasen devredilenin icra takibine konu alacaklar olup, ihtilaf konusunun devre konu olmadığı ve olmasının da mümkün bulunmadığı gözetilmeksizin göre artık davaya açıldığı şekilde bakılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacıların, HMK 125. maddesine göre seçimlik hakkını takip konusu alacakları devreden bankaya karşı tazminat davası olarak kullandığı ve davanın konusuna ve bulunduğu aşamaya göre tazmini gereken bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davacılara iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.