Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1691 E. 2021/1336 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1691
KARAR NO: 2021/1336
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2021
NUMARASI: 2020/303 Esas – 2021/333 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalılardan …, … A.Ş. (“…”)’da Yönetim Kurulu Başkanı, diğer davalı … da Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, keza müvekkilinin de aynı şirkette Yönetim Kurulu Üyesi sıfatını haiz olduğunu, davalılar tarafından keşide edilen 22 Haziran 2020 tarihli noter ihtarnameleriyle …’da Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Genel Müdür olarak görev yapan … ile yine …’da Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan …’nun iş akitlerinin 22.06.2020 tarihi itibariyle haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine, müvekkilinin davalılara keşide ettiği 23 Haziran 2020 tarihli ihtarnamede, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısının iş akitlerinin feshi için geçerli nedenlerin bulunmadığını, bu yönde alınmış bir Yönetim Kurulu Kararı olmadığını ve bu hukuksuz işlemlere son vermeleri gerektiğinin ihtar edildiğini, ancak işten çıkarma işlemlerinin yapıldığını, oysa ki, Genel Müdürün ve Genel Müdür Yardımcısının göreve getirilmesi ve görevden alınması TTK m. 375/1 (d) hükmü uyarınca Yönetim Kurulunun mutlak yetkisi içinde olup, bu yetkinin devredilemeyeceğini, bu yönde alınmış geçerli bir Yönetim Kurulu kararının bulunmadığını, buna rağmen, Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer bir Yönetim Kurulu üyesi olan davalıların birlikte böyle bir karar almalarının ve bildirimde bulunmalarının da TTKnın emredici hükmüne aykırı olduğunu ileri sürerek davalıların … Genel Müdürü … ve Genel Müdür Yardımcısı …’nun iş sözleşmelerinin feshinin yoklukla sakat olduğunun tespitine; Yönetim Kurulu Başkanı …’nun talimatıyla … Genel Müdürü … ve Genel Müdür Yardımcısı …’nun iş sözleşmelerinin feshinin SGK’a bildirilmesi işleminin yoklukla sakat olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, şirketle hizmet ilişkisi içinde bulunanların iş akitlerinin feshine ilişkin (feshin geçerli ve haklı olup olmadığı konusundaki) uyuşmazlıkların çözümü iş mahkemelerinin görev alanı içinde kaldığından mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının iş akitleri feshedilen kişiler adına ve namına dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava açma ehliyeti bulunmadığını, şirket genel müdürü … ile genel müdür yardımcısı …’nun iş akitlerinin, İş Kanunun 25/2 maddesi çerçevesinde feshedildiğini, adı geçenlerin şirket yönetim kurulu üyelikleri ve imza yetkileri devam ettiğini, fesih konusunun, sadece ve münhasıran hizmet ilişkilerine yönelik olduğunu, bu nedenlerle, yapılan işlemin TTK’nun 375/d maddesi kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava dışı … ile …’nun feshedilen iş akitleri ile genel müdür ve genel müdür yardımcısı sıfatları sona ermekle birlikte, ancak yönetim kurulu üyesi sıfatlarının devam ettiği, öte yandan yönetim kurulu üyesi olan bu kişilere 6102 Sayılı TTK’nun 370/2 fıkrası kapsamında temsil yetkisi verildiğine dair bir yönetim kurulu kararı bulunmadığı gibi, bu kişilerin iş akitlerinin feshine dair bir yönetim kurulu kararı da bulunmadığı, bu bakımdan TTK’nun 375/1 fıkrasına göre alınmış yönetim kurulu kararı bulunmadığı, o halde ortada batıl olduğunun tespiti gereken bir yönetim kurulu kararından sözedilemeyeceği, somut davada, feshedilen iş sözleşmelerinin tarafı olmayan davacının böyle bir tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı, aksi durumda dahi, yönetim kurulu kararlarının batıl olduklarının tespiti davasında ise husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, işlemi gerçekleştiren yönetim kurulu üyelerinin bu dava yönünden pasif husumetlerinin bulunmadığı, hukuki yarar dava şartı olduğundan, öncelikle bu husus dikkate alınarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Yönetim Kurulu kararı olmaksızın genel müdürün ve yardımcısının görevden alınması yokluk sebebi olduğunu, davalıların Genel Müdürün ve Genel Müdür Yardımcısının görevine şahsi kararları ile son verdiklerini, bu konuda alınmış herhangi bir yönetim kurulu kararının bulunmadığını, du davada müvekkilinin hukuki yararının olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, dava dışı … ile …’nun … A.Ş.ile aralarındaki iş akitlerinin feshi işleminin batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafça dava dışı Yönetim Kurulu üyeleri aynı zamanda şirketin Genel Müdürü … ve Genel Müdür Yardımcısı …’nun müdürlük görevlerine ilişkin iş sözleşmelerinin sonlandırılmasının yönetim kurulunun devredilmez yetkileri arasında olmasına ve bu yönde bir yönetim kurulu kararı bulunmadığı halde yönetim kurulu başkanı davalının, adı geçenlerin iş sözleşmelerini feshetmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti istenmiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 01.07.2012 Tarihinde yürürlüğe giren yeni TTK’nun 2. Kitap “Ticaret Şirketleri”, 4. Kısım “Anonim Şirket”, 2. Bölüm “Yönetim Kurulu” ve “Devredilemez Görev ve Yetkiler” alt başlıkları altındaki 375. maddesine göre, yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev yetkileri arasında, müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları yer almaktadır. Somut olayda, dava dışı Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları … ve …’nun yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte murahhas üye veya murahhas müdür olmadıkları, bunun dışında şirketin temsilinin de çift imza ile gerçekleştirileceği hangi yönetim kurulu üyesinin diğer hangi yönetim kurulu üyesi ile müşterek imza yetkisini haiz olduğu da sicil kayıtlarından görülmektedir. O halde şirkette genel müdür ve yardımcısına yönetim devri yapılmadığı ve böylece organ müdür konumunda olmadıkları sonucu ortaya çıktığından dava konusu işlemin anılan yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Dava dışı … ve …’nun şirket ile aralarındaki iş akdinin fesih işleminin şirket adında davalılar yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi … tarafından ana sözleşmede belirtilen şekilde çift imza kuralına uygun olarak müşetereken gerçekleştirilmiştir. TTK. m. 391 hükmünde, yönetim kurulu kararlarının butlanından söz edilmektedir. Oysa yönetim kurulu, anonim şirketin yönetim ve temsili için gerekli bazı işleri yaparken işin gösterdiği özelliğine göre, bazı işlerin yapılması için yönetim kurulu kararına gerek duyarken; diğer bazı işlerin yapılınası için yönetim kurulu kararına gerek duyulmayabilir. Yönetim kurulunun ayrıca karar almasım gerektirmeden yapabileceği işler, genellikle şirket içinde sonuçlarını doğuran ve üçüncü kişileri ilgilendirmeyen niteliktedir. Şirkete ait; ticari defterlerin tutulması, bilançonun hazırlanması, bazı ödemelerin gerçekleştirilmesi gibi işlemler de ayrıca yönetim kurulu kararı alıumasını gerektirmez. Ancak, yönetim kurulunun ve üyelerinin sorumluluğunu doğurabilecek, gündelik işler dışında kalan ya da yönetim kurulu üyelerinden birinin muhalefet ettiği konularda yönetim kurulu karar almak zorundadır. İç yönerge hazırlanması, şirket işlerinin yürütülmesine ilişkin bazı konularda yetki devri yapılarak görevlendirmeler yapılması ve genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılması gibi konular bu türden, ayrıca yönetim kurulu kararı gerektiren işlemlerdir. Dolayısıyla, her ne kadar TTK m. 391 hüknıünde, yönetim kurulunun “kararlarının” butlanından söz edilse de; karar alınmadan yapılan işlemler ile yönetim kurulunun anonim şirketi temsilen üçüncü kişilerle akdettiği sözleşmelerin de butlanının tespiti istenebilir ( Aydın Alper Yüce, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı, Eylül 2013, Vedat Kitapçılık, sf 69 vd.). Bu açıklamalar ışığında, dava dışı … ve …’nun iş akdine dayalı müdürlük görevlerine ilişkin iş sözleşmelerinin fesih işlemine dair kararın butlanını talep etmekte davacının hukuki yararı bulunsa da, Yönetim kurulu kararlarının butlanının tespiti istemli davanın davalısı anonim şirket tüzel kişiliği olup, eldeki davanın yönetim kurulu üye başkanı ve yönetim kurulu üyesine karşı açılmış olduğundan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekir. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1- Davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 4- Davalılar yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine, 6-İstinaf karar harcı 59,30 TL’nin istem halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 8- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi 11/11/2021