Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1680 E. 2021/1247 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1680
KARAR NO: 2021/1247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/362 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı …’nin … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … Anonim Şirketlerinin Yönetim Kurulu başkanı, diğer davalı …’ın ise davalı …’nın oğlu olduğu, davalılardan Hakan’ın şirketlere tanınan hukuki bir hakkı maalesef kötüye kullanarak şirketleri doğrudan, müvekkili ise dolaylı olarak zarara uğratıldığını, yasa ile şirketlere tanınan Yapı Kayıt Belgesi hakkı için, şirketler adına başvuru yapılarak, şirketler adına yapı kayıt belgesi çıkarılması gerekirken, davalı … tarafından kendisi ve oğlu … adına Yapı Kayıt Belgeleri çıkartılarak, şirketlerin zarara uğratıldığını, Yapı Kayıt Belgesi için ödenen harçların ise, bilirkişi incelemesinde kolaylıkla görüleceği üzere … Grubu şirketlerinin paralarından ödendiğini, 167 parsel için Beşiktaş Belediyesi’ne ödenen ecrimisiller de bir başka grup firması olan “… A.Ş”ye ödetilerek şirketler zarara uğratıldığını,tüm bu işlemlerin Şirket Yönetim Kurulu başkanı … ve oğlu … tarafından yapıldığını, taşınmazların hukuki ve fiili hak sahibi, yani gerçek sahibi … A.Ş. ve … A.Ş. iken, davalı … tarafından 167 parselin ve 167 parseldeki yapıların kendisi ve oğlu adına olduğu şeklinde gerçeğe aykırı belgelerle ve beyanlarla hak iddiasında bulunarak, Yapı Kayıt Belgelerinin kendi adına çıkartılması sağlandığını, şirketlerin hakkı olan yapıların bu şekilde kişisel mülke dönüştürülmesi yoluyla şirketlerin zarara uğratıldığını belirterek davanın sonucunun akim kalmaması ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması için davalıların tespit edilecek taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerinde bunların üçüncü kişilere intikalinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermesini, bankalar, trafik, tapu ve gemi sicillerine bu doğrultuda müzekkere yazılmasını, Muris …’den kalan ve 1 numaralı davalı tarafından mal kaçırma amacı ile reddedilerek 2 numaralı davalıya geçirilen mirasın 2 numaralı davalı üzerinden üçüncü kişilere aktarılmaması için İstanbul 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/467 E. Sayılı dosyasından yapılan reddi miras kararının tedbiren durdurulması ile muristen kalan mirasın davalılara intikalinin durdurulmasını, davalılara muristen intikal edecek malvarlığı üzerinde müvekkil lehine dava değeri üzerinden ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan değerlendirme ve inceleme sonunda, “Davacının; davalılara ait tüm taşınır ve taşınmaz malvarlıklarına, üçüncü kişilere devri engelleyici mahiyette tedbir konulmasına yönelik talebin; eldeki davanın yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat davası olduğu, HMK’nın 389.maddesi uyarınca uyuşmazlığın konusunu teşkil etmeyen hususlarda tedbir kararı verilemeyeceği, davalıların taşınır taşınmaz malvarlıklarının uyuşmazlığın konusunu teşkil etmediği anlaşılmakla HMK’nın 389.maddesi uyarınca reddine, Davacının; muris …’den kalan ve davalı … tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle davalı …’ye aktarılması ihtimali bulunan taşınmazın intikalinin engellenmesi amacıyla; İstanbul 1.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 2021/467 esas sayılı reddi miras kararının tedbiren durdurulması ve bu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulması yönündeki talebinin; mirasın reddine yönelik kararın tedbiren durdurulmasına yasal olanak bulunmadığı, mirasın intikalini engelleyici mahiyette tedbir kararı verilmesine de yasal olanak bulunmadığı, öte yandan murisin vefatı nedeniyle yasal mirasçılara intikal edecek taşınmazın uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı, davacının yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat talebi ve şirkete ödenmesi talep edilen tazminat alacağının varlığı ve miktarı yönünden de yaklaşık ispat koşulunu bu aşamada oluşmadığı anlaşılmakla; davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin HMK’nın 389 ve İİK’nın 257/1,258 maddeleri uyarınca reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarının gelen müzekkere cevaplarıyla ispatlandığını, davalıların malvarlıklarının uyuşmazlığın konusunu teşkil ettiğini, muristen intikal edecek mal varlıkları da uyuşmazlığın konusunu oluşturduğunu, ihtiyati tedbir kurumunun huzurdaki davada uygulanması gerektiğini, Davalıların hukuksuzlukları neticesinde uğradığı zararların tazmin edilmesinin teminatı olarak ve davanın akim kalmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir talebininin kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir talep olunan davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın ihtiyati tedbir için aradığı şartların davada mevcut olmadığını, madde 389 uyarınca uyuşmazlığın konusunu teşkil etmeyen hususlarda tedbir kararı verilemeyeceğini, davacı’nın talebinin açık ve somut olmadığını, her ne kadar sayın mahkeme tarafından davacı’ya talebini somut ve anlaşılır şekilde açıklaması için süre verilmiş olsa da davacı tarafından bu doğrultuda sunulan 18.06.2021 tarihli dilekçe de yine aynı karmaşanın tekrarı olmaktan öteye gidemediğini, HMK uyarınca uyuşmazlığın konusunu teşkil etmeyen konularda tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığını, davalıların taşınır taşınmaz mal varlıkları, uyuşmazlığın konusunu teşkil etmediğinden bu tedbir talebinin kabulünün mümkün olmadığını, yapı kayıt belgesi başvuruları davalılar adına bir mülkiyet tesisine dayanak veya vesile olmadığını, yalnızca bir imar barışından yararlanma imkânının değerlendirilmesi için yapılmış olan prosedürel işlem olduğunu, mirasın reddi kararının tedbiren durdurulmasının işbu dava ile hiçbir ilgisi olmayıp, ttk madde 553 uyarınca açılan davada talep edilmesi mümkün olmayıp, davacı’nın veya şirketlerin uğramış olduğu ya da uğrayacağı herhangi bir zara söz konusu olmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 553. Maddesine dayalı olarak açılan davada ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Mahkemece tensip zaptında davacıya açıklamada bulunması için verilen süreye istinaden davacı vekilince, davalıların tespit edilecek taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerinde bunların üçüncü kişilere intikalinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermesini, bankalar, trafik, tapu ve gemi sicillerine bu doğrultuda müzekkere yazılmasını, muris …’den kalan ve 1 numaralı davalı tarafından mal kaçırma amacı ile reddedilerek 2 numaralı davalıya geçirilen mirasın 2 numaralı davalı üzerinden üçüncü kişilere aktarılmaması için İstanbul 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/467 E. Sayılı dosyasından yapılan reddi miras kararının tedbiren durdurulması ile muristen kalan mirasın davalılara intikalinin durdurulmasını, davalılara muristen intikal edecek malvarlığı üzerinde müvekkil lehine dava değeri üzerinden ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardan olup, Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Ayrıca sadece uyuşmazlık konusu üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği izahtan varestedir. 6102 sayılı TTK’nın 553/1. maddesinde Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Davacı taraf, davalıların sorumluluğunu, şirkete ait, şirketin parası ile yapımı tamamlanmış yapıları, kendilerine aitmiş gibi sahte beyanlarla beyan ederek yüzlerce milyon değerinde iktisadi değeri olan yapı kayıt belgeleri aldıkları, yani davalıların Şirketleri ve Şirket ortağı olan müvekkilini zarara uğrattığı iddiasına dayandırmaktadır. Davalılar ise yapı kayıt belgesi başvurularının davalılar adına bir mülkiyet tesisine dayanak veya vesile olmadığını, yalnızca bir imar barışından yararlanma imkânının değerlendirilmesi için yapılmış olan prosedürel işlem olduğunu savunmuştur. Davacı tarafça iddianın ileri sürülüş biçimi, davalının savunması ve dosya içerisindeki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde davalıların üzerine tedbir konulması istenen malvarlığı değerleri dava konusu değildir. Bu halde davalıların malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir uygulanması mümkün değildir. Muris …’den kalan ve 1 numaralı davalı tarafından mal kaçırma amacı ile reddedilerek 2 numaralı davalıya geçirilen mirasın 2 numaralı davalı üzerinden üçüncü kişilere aktarılmaması için İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/467 E. Sayılı dosyasından yapılan reddi miras kararının tedbiren durdurulması ile muristen kalan mirasın davalılara intikalinin durdurulması talep edilmiş ise de, ihtiyati tedbir kararı dava açıldıktan sonra ancak davanın açıldığı mahkemeden istenebilecek olup, mirasın reddi davası İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/467 E. Sayılı dosyasında açıldığından başka bir mahkemede dava konusu yapılmış bir husus hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. Ayrıca başka bir mahkemece verilen kararın uygulanması da ihtiyati tedbir yoluyla durdurulamaz. Davalılara muristen intikal edecek malvarlığı üzerinde dava değeri üzerinden ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesi yönünden ise, az yukarıda açıklandığı üzere bu malvarlığı değerleri de dava konusu olmayıp, eldeki davada ihtiyati tedbire konu olamazlar. Bunun yanı sıra davalılara izafe edilen eylemin, davalıların sorumluluklarını gerektireceği hususu da yaklaşık olarak ispatlanabilmiş değildir. Bu haliyle ihtiyati haczin de koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1- İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.21/10/2021