Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1661 E. 2021/1603 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1661
KARAR NO: 2021/1603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2020/277 Esas – 2020/278 Karar
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TTK madde 34. madde kapsamında, davalı … müdürlüğünün, tüm itirazlarımıza rağmen, … A.Ş.’nin 25.06.2020 tarihinde gerçekleştirdiği batıl olağanüstü Genel Kurulun ve bu toplantıda seçilen yönetim kurulunun tescil edilmesine dair 30.06.2020 tarihli tescil işlemin itirazlarımız doğrultusunda iptaline, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi henüz tebliğ edilmeden karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı tarafça tescil işleminden önce itirazda bulunulmuş ise de bu TTK 34 maddesi kapsamında geçerli başvuru olmayıp ticaret sicil müdürlüğünce verilmiş bir karar olmaması ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün tescil kararından sonra davacı tarafça ticaret sicile yapılmış silinme istemine ilişkin bir başvuru ve bu başvurunun reddine ilişkin yapılmış bir tebliğ bulunmadığından dolayı, davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 25.06.2020 tarihli Genel Kuruldan hemen sonra; daha karar tescil edilmeden evvel davalıya başvuru yapıldığını, davalı tarafın, bu talebe dair bir karar vermediğini, üstelik; bu talebe rağmen de tescil işlemini hatalı olarak gerçekleştirdiğini, dolayısıyla, huzurdaki davaya ilişkin dava şartının zaten yerine getirildiğini, kanunda önce sicile yapılan tescili iptal edin şeklinde yeni bir başvurunun şart olarak aranmadığını, Kanunun ilgili hükmü gereği açık bir şekilde; 8 gün içinde mahkemeye itiraz edilir şeklinde olduğundan; zaten davalıya karşı; tescil etme şeklinde açık bir başvuru da olduğundan; davalı taraf hukuka aykırı bir şekilde ve bu başvuruya rağmen; tescil işlemini yapmış olduğundan artık mahkemenin ifade etmiş olduğu haliyle tekrar sicile başvuru yapılmalı ve bu kez de yapılacak yeni başvuru ile ilgili olarak da tescili kaldır şeklinde bir yeni başvuruyu aramanın zorlama bir yorum olduğunu, bunun kanunun sistematiğine aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticaret siciline usulsüz olarak yapılan tescilin iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, dava açmadan önce ticaret siciline başvuru şartınını yerine getirilip getirilmediği noktasındadır. Dava dışı … AŞ’nin 03/04/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında …’ın yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesine ve yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmasına karar verilmiştir. Bu kez 25/06/2020 olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanlığına … (…)’nun atanmasına karar verilmiştir. Şirketin 25/06/2020 tarihli olağanüstü genel kurul kararı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 30/06/2020 tarihinde tescil ve ilan edilmiştir. Bu genel kurul kararının tescili yapılmadan önce şirket ortaklarından … (…) vekili tarafından 26/06/2020 tarihinde 25/06/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının tescil edilmemesi İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden talep edilmiş, müdürlük tarafından verilen 30/06/2020 tarihindeki cevabi yazıda ise bahsi geçen hususun tescil işlemi sırasında incelenmek üzere şirketin dosyasına not edildiği bildirilmiştir. Davacı tarafından 25/06/2020 tarihli olağanüstü genel kurul kararının usulsüz şekilde ticaret siciline tescil edildiği iddiasıyla tescil işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 34/1 maddesinde, ilgililerin, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilecekleri düzenlenmiştir. Kanunda özel olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünün işleminin iptaline dair düzenleme bulunmadığı hallerde Ticaret Sicil Müdürlüğü işlemine karşı açılacak davalarda genel hüküm olan TTK’nın 34.maddesi uygulanacaktır. TTK’nın 34.maddesine göre sicil işlemine karşı itiraz davası açılmadan önce Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılması zorunludur. Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından henüz işlem tesis edilmeden ve Ticaret Sicil Müdürlüğünü uyarıcı nitelikte bulunan başvurunun Kanunun aradığı anlamda bir başvuru niteliği olmadığı açıktır. Bunun gibi Ticaret Sicil Müdürlüğünün talebi reddedeceğinin düşünülmesinden hareketle, sicil memurluğuna hiç tescil başvurusu yapılmadan veya red kararı olmadan doğrudan doğruya mahkemeye başvurulması mümkün değildir. Bir diğer ifadeyle mahkemeye başvurabilmek için elde sicil memurunca reddedilmiş bir istem dilekçesi olmalıdır. Somut olayda her ne kadar davacı tarafça henüz dava konusu tescil işlemi yapılmadan Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılmış ise de bu başvuru tescilin yapılmamasına yönelik olup tescil işleminden sonra yapılması gereken tescilin terkin edilmesi istemiyle aynı mahiyette değildir. Bu nedenle Ticaret Sicil Müdürlüğünün tescil işleminin iptali için itiraz dava yoluna başvurulabilmesi için gerekli olan dava şartı gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021