Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/166 E. 2021/610 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/166
KARAR NO : 2021/610
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2020
NUMARASI: 2016/981 Esas – 2020/657 Karar
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’na 6034 sicil numarası ila kayıtlı olarak serbest muhasebecilik mesleği yaptığını, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Disiplin Kurulu tarafından, 14.11.2002 tarihli ve 2002/20 sayılı kararı ile, müvekkilinin meslekten çıkarılma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın 06.05.2003 tarihli 25100 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak işleme konulduğunu, meslekten çıkarma kararının (idari işlemin) iptali talebiyle, Ankara ll. İdare Mahkemesi’nin 2004/1171 E. sayılı dosyasıyla dava açıldığını; bu dava sonucunda, Ankara ll.İdare Mahkemesi’nin 24.05.2005 tarihli ve 2004/1171 E. 2005/775 K. sayılı kararı ile, “davalı idarelerin işlemlerinde belirtilen yönleri île hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine” karar verildiğini, yapılan temyiz başvurusu üzerine, söz konusu idare Mahkemesi Kararının, Danıştay 8.Dairesi’nin 22.03.2006 tarihli ve 2005/4774 E. 2006/1162 K. sayılı kararı ile bozulduğunu, Bozma Kararının Düzeltilmesine ilişkin davalılar talebinin de, 22.10.2007 tarihînde reddedildiğini, Danıştay 8.Dairesi’nin 22.03.2006 tarihli ve 2005/4774 E. 2006/1162 K. sayılı Bozma Kararı üzerine, Ankara ll.İdare Mahkemesi tarafından bu karara uyularak yeniden görülen dava sonucunda, Ankara ll.İdare Mahkemesi’nin 22.11.2007 tarihli ve 2007/1453 E. 2007/1824 K. sayılı karan ile, “Davacının savunma hakkı kullandınlmaksızın verilen Disiplin Cezasında hukuka uygunluk bulunmadığına” karar verildiğini, bu karar üzerine, davalı/İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın, 10.12.2007 tarihinde, davacının dosyasını tekrar Disiplin Kurulu’na sevk ederek, 18.04.2008 tarih ve 2008/64 sayılı Kararı ile, davacı hakkındaki meslekten çıkarılma cezası’nın kaldırarak kınama cezası verildiğini; daha sonra da 18.05.2006 tarihinde, “davacının üyelik kaydının açılarak mesleğe devam etmesinin uygun görüldüğünün” davacıya bildirildiğini, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Müşavirler Odaları Birliği ile İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın hukuka aykırı bir kararı (idari işlemi) ile, kararın Resmi Gazete’de Yayınlandığı 06.05.2003 tarihînden, davacının kaydının açılarak mesleğine devam etmesinin uygun görüldüğü 18.05.2006 tarihine kadar geçen 3 yıl 1 ay 12 günlük süre boyunca davacının çalışma hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğini, bu ihlal neticesinde davacının maddi ve manevi zarar uğradığını, davacının bu zararlarının İlgili Meslek Odaları tarafından tazmin edilmesinin sağlanması için, davalı/… vasıtasıyla Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/140 E. sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, Mahkemenin 17.03.2011 tarihli ve 2011/159 K. sayılı karan ile, “davanın Yargı Yeri bakımından reddine” karar verildiğini, kararın 01.07.2011 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine, davalı/Av. …, 30 günlük yasal süresi geçtikten sonra, 26.04.2012 tarihinde, bu defa Ankara 4. İdare Mahkmesi’nin 2012/1124 sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtığını, fakat 27.03.2014 tarihli Mahkeme Kararı ile, “davanın yasal süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine” karar verildiğini, davacının, red Kararının Danıştay’ın temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçerek kesinleştiğini, 02.10.2015 tarihinde davalı/Av. … öğrendiğini, daha sonra, 15.10.2015 tarihinde yazdığı ve PTT den gönderdiği yazı sonrasında da davalı/Av…. Mesleki Sorumluluk Sigortası olduğunu öğrendiğini, söz konusu Mesleki Sorumluluk Sigortası Poliçesinin nosunun … olduğunu, bunun üzerine, davalı/Av. … Mesleki Sorumluluk Sigortasını yapmış olan diğer davalı sigorta şirketine 09.10.2015 tarihinde, uğradığı zararın tazmini için 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın kendisine ödenmesi için yazılı olarak başvuruda bulunduysa da, bir sonuç alamadığını, davalıların davacının uğradığı zararı tazmin ile yükümlü olduğunu belirterek, davacının uğradığı zararların tazmini için 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 08.05.2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili, davalı … mesleki sorumluluk sigortasının 3314300107 nolu mesleki sorumluluk sigortası poliçesi ile müvekkili sigorta şirketi tarafından temin edildiğini, söz konusu poliçe ile, davalı … mesleki faaliyetleri sırasında meydana gelebilecek ihmal ve hatalarından dolayı üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunun, genel ve özel şartlar ile poliçe klozları çerçevesinde, limitlerle sınırlı olarak sigorta edildiğini, sorumluluk sigortacısı olan davalı sigortacının sorumluluğunun ancak, sigortalının ihmal ve hatalarından dolayı üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluğu doğduğu takdirde söz konusu olacağını, poliçenin işlerlik kazanmasının ancak, sigortalının sorumluluk şartlarının gerçekleşmesi halinde mümkün olacağını, davacının, davalı avukatın kusuru neticesinde zarara uğradığını ve bu zarar ile kusur arasında illiyet bağt bulunduğunu ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının tazminini talep ettiği tazminatın afaki ve fahiş olduğunu, poliçedeki muafiyet klozunun da dikkate alınması gerektiğini, meydana gelen hasarın davalıya ihbar tarihinin 13.10.2015 olduğunu, zararı belirlemeye yönelik hiçbir belge ibraz edilmediğinden davacı sigortalının tazminat talebinin davalı sigortacı tarafından değerlendirilemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …, davacı tarafından açılan tazminat davasının tarafına tevcih edilemeyeceğini, tazminat talebini davalı sigortacıdan mesleki sorumluluk sigortası kapsamında talep ve dava etme hakkınıb bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince, davanın vekalet sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, her ne kadar taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin tarihi 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ise de, davanın açılış tarihi itibariyle 6502 sayılı kanun yürürlükte olup, mezkur kanunu usul hukukuna ilişkin 73, 83 ve geçici 1.maddeleri eldeki davanın açılış tarihinden önce yürürlüğe girdiğinden ve vekil/müvekkil ilişkisi 6502 sayılı kanun 3-l maddesi uyarınca tüketici işlemi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitine, karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20. maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu talep tüketici işleminden değil müvekkili şirket sigortalısının mesleki hatası olup olmadığına ilişkin olduğundan görevsizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Davacı, bağlı olduğu meslek kuruluşu tarafından, meslekten ihraç cezası verildiğini, bu kararın idari yargıda iptal edildiğini, ancak çalışamadığı dönem boyunca uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini için vekili davalı avukat … tarafından adli yargıda tazminat davası ikame edildiğini, davada idari yargının görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini ve fakat vekili davalı avukat …’in süresi içerisinde idari yargıda talepte bulunmadığından idari mahkemesince, davanın reddine karar verildiğini, bu kararın kanun yolundan geçerek kesinleştiğini, vekili avukat davalı …’in vekalet görevini gereği gibi yerine getirmediğini, davalı avukatın mesleki sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında, davalı sigorta şirketinin de zarardan sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalılar ise, davanın reddini savunmuşlardır.İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe doğrultusunda, tüketici mahkemesine görevisizlik kararı verilmiştir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda uyuşmazlık, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan, vekalet sözleşmesine dayalı olarak davalı müteveffa …’in ve mesleki sorumluluk poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1.maddesinde; “(1) Türk Ticaret Kanunu, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu Kanundaki hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler, ticari hükümlerdir.”;3. maddesinde; “(1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” belirlemesi yapılarak, 4. maddede de mutlak ticari davalar sayılmıştır.Buna göre;“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26.06.2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 96’uncu maddelerinde, c)11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580’inci maddelerinde, d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26.06.2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”.Somut dava, 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağına ilişkin olduğu gibi, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu anılan Kanunun 1473 vd. maddelerinden kaynaklanmakla ihtilafın TTK hükümleri uygulanmak suretiyle çözülecek olması nedeniyle davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu halde ilk derece mahkemesince yazılı şekilde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğuna yönelik davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle HMK’nin 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp esası hakkında bir karar verilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin İstinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)a-3 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.