Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1616 E. 2021/1129 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1616
KARAR NO: 2021/1129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2021/83 Esas – 2021/449 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından Tasfiye Halinde … A.Ş. ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı hasım gösterilerek İstanbul 19. İş Mahkemesinin 2020/180 E. sayılı dosyası nezdinde hizmet tespit davası açıldığını, ancak ilgili şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılama sürecinde öğrenildiğini, İş Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından İstanbul 19. İş Mahkemesi tarafından işbu davanın açılması için mehil verildiğini, ihyası talep edilen şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresinin “…, … Cad. No:… Beşiktaş/İSTANBUL” olduğunu ve bu şirketin ticaret sicilinden 10.10.2003 tarihinde resen silindiğini, söz konusu dava dosyasında işe giriş bildirgesi bulunan ve bu sebeple ihyası talep edilen şirkette çalıştığı sürelerin tespiti zorunlu hale gelen davacının davasına devam edebilmesi ve taraf teşkilin sağlanması amacıyla söz konusu şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğinden, bu davanın açılmasında müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu belirterek, sicilden terkin olunan Tasfiye Halinde … A.Ş. nin ihya edilerek ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile, müvekkili Müdürlüğün, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 34. maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 28. maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/110 ESAS SAYILI DOSYASI:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri gereği resen terkin edilen şirketin ihyasını talep etmiştir.
CEVAP: Birleşen davanın davalısı … vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile; şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak eksiksiz tamamlandığından ihya telebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddiası gibi TTK.nın geçici 7.maddesi kapsamında resen terkinin söz konusu olmadığını, şirketin tasfiye işlemlerinin 2003 yılında tamamlandığını ve 2013 yılında defter saklama yükümlülüğünün ortadan kalktığını, davacının 1991 yılındaki sözde 3 aya dair 30 yıl sonra sigortasız çalıştırıldığı iddiasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince davacnın İstanbul 19.İş Mahkemesi’nin 2020/180 Esas sayılı dosyası ile açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle şirketin ihya edilmesi gerektiğinden asıl ve birleşen davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinindava dosyasile sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için i uyarınca eski tasfiye memuru davalının olan şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına,ve kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilgili şirketin tasfiyesi işlemlerinin usulüne uygun olarak, eksiksiz şekilde tamamlandığından ihya talebinin reddinin gerektiğini, davacının iddiası gibi TTK 7.md. Kapsamında resen terkinin söz konusu olmadığını, şirketin 2003 yılında tasfiyesini tamamladığını, 2013 yılında da defter saklama yükümlülüğünün ortadan kalktığını, davacı söz konusu şirkette sigortasız çalıştığını iddia etmekte olsa da TTK’nın 82.md. Belirtiliği üzere belgelerin saklanma süresinin 10 yıl olarak düzenlendiğini, davalı nezdinde bu yükümlülüğün sona erdiğini, kabul anlamına gelmemekle davacının çalıştığını iddia etse de 30 yıl öncesine dair kayıtların hatırlanmasını beklemenin olağan hayata aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hususlarda yeterli araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, hiçbir somut kanıtla desteklenmeden 30 yıl sonra iş bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava,, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde “şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp, tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Davaya konu şirket tasfiye sonucunda terkin edilmiş olup, TTK geçici 7 maddesi uyarınca terkin edilmemiş olmasına göre bu madde kapsamında düzenlenen hak düşürücü tabi olmadığı gibi TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya( ek tasfiye ) davaları için kanunda herhangi bir zaman aşımı süresi de düzenlenmediğinden davalı tasfiye memuru bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. İhyası talep edilen … A.Ş’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,10/10/2003 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul 19.İş Mahkemesi’nin 2020/180 Esas sayılı dosyası ile açılan hizmet tespiti davasının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davalı tasfiye memuru davacının açtığı hizmet tespiti davasının somut delile dayanmadığı ve 30 yıl sonra açılmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu bu nedenle şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığını ilişkin ileri sürülen bu hususlar eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden derdest davanın konusu olarak bu dosyada inceleneceğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı Davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi 30/09/2021