Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1597 E. 2021/1342 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1597
KARAR NO: 2021/1342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2021
NUMARASI: 2020/752 Esas – 2021/374 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA : Davacı vekili, davalılardan … ve …, … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri olup, … ise bu şirkette yönetim kurulu başkanlığı yapmış olan davalı …’in şirketin işlerine de vakıf olan eşi olduğunu, … A.Ş., Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel de tapuya kayıtlı 10.544,17 m2 alan üzerinde kurulu Otuz adetten fazla villa bulunan … adlı tatil köyüne sahip ve esas faaliyeti bu mülkiyetin işletilmesi olan bir şirket olduğunu, müvekkilinin toplam 120.000-TL nominal sermayesi mevcut bu şirkette 14.400-TL (%12) paya sahipken, müvekkilin hisselerinin …, …, … ve …’nın miras bırakanı olduğu anlaşılan … adına gösterildiğinin anlaşılması üzerine, bu haksız işlemin iptali ve müvekkilin yeniden paydaş olarak pay defterine işlenmesi talebiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/672 E. sayılı dosyasından dava açıldığını, anılan mahkemenin 2016/672 E. 2019/1180 K. Sayılı 13.12.2019 tarihli ilamı ile müvekkilin hisselerinin pay defterine işlenmesine karar verildiğini, davalılardan şirketin yönetim kurulu başkanı olan … ve diğer davalı yönetim kurulu üyesi … tarafından şirket kaşesi üzerine atılan imza ile davalı … emrine 2.163.998,48 Amerikan Doları meblağlı bir adet emre muharrer senet tanzim edilerek gerçekte olmayan bir alacak yaratıldığını, sonra bononun bizzat davalı YK Başkanı … tarafından eşi diğer davalı …’e ciro edildiğini ve bu şahıs tarafından İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı ve davalı şirketin yegane malvarlığı olan son derece değerli taşınmazının haczedildiğini, taşınmazın, Bodrum … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyasından 22.09.2020 tarihinde yapılan icra ihalesi neticesinde dava dışı 3. bir şirkete ihale edildiğini, davalılar hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığının 2020/51318 Soruşturma nolu dosyası ile de bir soruşturmanın yürütüldüğünü, şirket tüzel kişiliğini temsilen davalı … tarafından da İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/207884 soruşturma numarası ile davalılardan … ve … hakkında şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin yegane mal varlığı olan … isimli işletmesi davalıların müşterek ve hukuka aykırı hareketleri ile şirket özvarlığından çıkarılarak haksız kazanç elde ettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile HMK 107 gereği belirsiz alacak davası için şimdilik 100.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte şirket özvarlığının yok edilmesi için davalılardan müşterek müteselsilen, şirket mal varlığının işletilmesinde yönetim kurulunca yapılan hukuka aykırı işlemler yönünden davalılardan … ve …’den müşterek ve müteslesilen tazmini ile davacı müvekkile ödenmesine, 100.000-TL manevi tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve mütesesilen tazmini ile davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, şirket merkezinin Kartal-İstanbul olduğunu, bu sebeple İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, şirketin zararını ancak pay sahipleri ve şirketin kendisi dava etmek hakkını haiz olduğunu, davacının henüz şirkette pay sahibi olduğunu kesinlik kazanmadığından davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının huzurdaki davada uğramış olduğu maddi ve manevi zararları İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/672 E. sayılı dosyasında da ileri sürdüğünü, derdestlik itirazlarının olduğunu, ayrıca, TTK 555 maddesi uyarınca zararın kendisine ödenmesini isteyemeyeceğini, ancak ortaklığa ödenmesini talep edebileceğini, davacının tazminat talep hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kanuna veya esas sözleşmeye aykırı bir davranışının bulunmadığını, davada ileri sürülen senetle ilgili halihazırda menfi tespit davasının derdest olduğunu, müvekkili hakkında yürütülen soruşturmaların takipsizlikle sonuçlandığını, müvekkilin yönetim kurulunda görev yaptığı dönemlerdeki işlemlerle ilgili olarak, yapılan genel kurullarda müvekkilin ibrasına karar verildiğini, davacının iddilarının soyut ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin adresi Kadıköy /İstanbul olup, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, 2017 yılına kadar şirketi bilfiil davalı …’in yönettiğini, müvekkiline atfı kabil kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, davacının dava tarihi itibariyle şirket ortağı olmadığını, müvekkilinin hissedar ya da yönetim kurulu üyesi olarak şirkette yer almadığını, şirket nezdinde 3.kişi konumunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davalı … aleyhine genel haksız fiil hükümlerine dayalı dava açılmış olmasına rağmen diğer davalı gerçek kişiler aleyhine yönetim kurulu üyeleri olmaları sebebiyle ve 6102 sayılı TTK m.553 ve devamı hükümleri uyarınca sorumluluk davası açıldığı, somut davada kesin yetki durumunun sözkonusu olmadığı, dava tarihi itibariyle şirket merkezinin bulunduğu yerin Kartal/İstanbul olduğu, davacının ve davalıların dava tarihi itibariyle yerleşim yerleri Kadıköy olduğu dikkate alındığında dahi İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili bulunduğu, uyuşmazlığa konu dava aynı zamanda haksız eylemden kaynaklandığından haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğu, davacı tarafça, dava konusu haksız fiile esas olan durumla ilgili olarak İstanbul Anadolu CBS’de suç duyurusunda bulunulduğundan davacının dava konusu haksız fiilin işlendiği yerin İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresi dahilinde gerçekleştiği noktasında iradesini de ortaya koyduğu, kaldı ki malvarlığı azalan şirketin sicil adresinin ise “Kartal” olması ve ayrıca zararın meydana geldiği yer dahi dikkate alındığında bu yerlerin Kartal ilçesi olarak kabul edilmesi gerektiği, esasen zararın meydana geldiği yer mahkemesi veya gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi için dahi aynı durum söz konusu olduğu, şirketin mal varlığının icra takibi sonucunda haksız satılması iddia olunmakla Bodrum Mahkemelerinin dahi yetkili olabileceği düşünülebilir ise de bu açıdan da yine mahkemenin yetkili olamayacağı, hal böyle olunca gerek şirket merkezinin sicil adresinin gerek davacının gerek davalıların yerleşim yeri adreslerinin gerekse haksız fiile ilişkin fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yerin ve dahi meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yerin ve yine zarar gördüğü iddia edilen davacının yerleşim yerinin dahi mahkemenin yargı çevresi dışında kaldığıt, tüm davalılar açısından davanın niteliği gereği davanın birlikte görülmesinin de esasen zorunluluk arz ettiği, hiç bir davalı açısından mahkemenin yetkisini doğuracak bir durum bulunmadığı, davalılar arasından açık şekilde şahsi ve fili bağlantının olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkili olmaması karşısında davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; sorumluluk davalarında, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemelerinde dava açılabilir ifadesi ile kesin yetki kuralının söz konusu olmadığını, müvekkili hakkında haksız fiile istinaden dava açıldığını, davaya konu edilen ve “haksız fiil” olduğu iddia edilen vakılardan en önemlisi, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. nolu dosyası olduğunu, zira bu dosya sebebi ile sözde zararın meydana geldiği iddia edildiğini, dolayısıyla icra takibinin başlatıldığı yer olan İstanbul Mahkemeleri, davacı tarafından seçimlik hak olarak kullanıldığını, HMK 16 maddesi gereğince davacının icra takibinin başlatıldığı yer olarak seçtiği İstanbul mahkemeleri yetkili kılındığını, bu hususun gözden kaçırılarak yetkisizlik kararı verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, Bodrum’da faaliyet gösteren “…” adlı tatil köyüne sahip ve esas faaliyeti bu mülkiyetin işletilmesi olan … AŞ’deki hissesinin devrinin usulsüz ve geçersiz olduğundan bahisle açılan davanın lehine sonuçlanarak davacı hisselerinin pay defterine işlenmesine karar verildiğini, şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan davalılar … ve …’in şirket kaşesi üzerine atılan imza ile davalı … lehine 2.163.998,48 Amerikan Doları meblağlı bir adet senet tanzim ettiklerini, sonradan bu senedin davalı yönetim kurulu başkanı … tarafından eşi diğer davalı …’e ciro edildiğini, bu davalı tarafından senedin icra takibine konu yapılarak şirketin taşınmazların satılmasına sebebiyet verildiğini iddia edilerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiş, davalılardan … ve … vekilleri, süresi içerisinde ileri sürdükleri yetki itirazında, mahkemenin yetkisiz olduğunu, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, yetkisizliğine karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, somut olayda, davalı … aleyhine genel haksız fiil hükümlerine dayalı tazminat, diğer davalı gerçek kişiler aleyhine yönetim kurulu üyeleri olmaları sebebiyle ve 6102 sayılı TTK m.553 ve devamı hükümleri uyarınca sorumluluk davası açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 561. maddesi uyarınca, şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir. Ancak bu kural, madde metninin yazılışından anlaşılacağı üzere seçimlik yetki kuralı niteliğinde olup, kesin yetki kuralı değildir. Bu durumda, genel yetki kuralı gereği, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Öte yandan haksız fiilden doğan davalarda yetkinin belirlenmesine ilişkin olarak 6100 sayılı HMK’nda özel bir düzenleme olarak 16. maddeye yer verilmiştir. HMK m.16’da; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir”. şeklinde düzenleme yer almaktadır.Hal böyle olunca, davacı ve davalıların yerleşim yerinin Kadıköy/İstanbul da, şirketin sicilde kayıtlı adresinin de Kartal/İstanbul’da olduğu, dava konusu haksız fiile esas olan bedelsiz olduğu iddia edilen bononun düzenleme yeri ve haksız bir fiil ile malvarlığı azalan şirketin sicil adresinin Kartal/İstanbul olduğu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan bu nedenle davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının hazineye irad kaydına, 3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.11/11/2021