Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1582 E. 2021/1248 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1582
KARAR NO: 2021/1248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2021/358 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/25 esas sayılı dosyası davalıları ile 2015/697 esas sayılı dosya davalıları yönünden borçluların müvekkilinin alacağını tehlikeye sokan davranışlarının varlığı sebebiyle müvekkilinin alacağının tahsilini teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla alacak miktarına yetecek miktarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İstinaf incelemesine konu ihtiyati haciz talebi hakkında ilk derece Mahkemesi tarafından, “İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. Somut olayda ihtiyati haciz talebinin kabulü için davacının davalılardan, tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle 10.000.000,00-USD alacaklı bulunduğunu, diğer deyişle, davalılar yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğunu yaklaşık düzeyde ispat etmiş olması gerekmektedir. Tüm dosya kapsamına göre; tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğu ve bu nedenle davacının davalılardan alacaklı bulunduğuna dair yaklaşık ispat koşulu bu aşamada oluşmadığı, talep tarihi olan 31/05/2021 tarihi itibariyle, mahkememizce verilen 28/05/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara kararın değiştirilmesi gerektirir yeni bir durum bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için gerekli tüm şartların gerçekleşmiş olup yaklaşık ispat koşulu için gereken zeminin oluştuğunu, tarafların ceza yargılamaları sonucunda ceza mahkemelerinin ortak kanaatinin davalıların davacı aleyhine şüpheli faaliyetlerde bulunduğu ve davacının telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması adına söz konusu faaliyetlere ilişkin tedbir kararlarının tesis edilmesi gerektiği yönünde olduğu hususunda herhangi bir tereddütünün bulunmadığını, yapmış olduğu ihtiyati haciz taleplerinin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ara kararları ile genel ve soyut ifadelerle gerekçelerin kaleme alınması suretiyle hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, asıl davanın çözümlenmesinde dahi tam olarak ispat aracı olarak nazara alınabilecek masak raporunun ihtiyati haciz talebindeki yaklaşık ispat koşulu için yetersiz sayılmasının yaklaşık ispat koşulu kurumu ile bağdaşmayacağını, davacının dava aracılığıyla sahip olacağı kesin hukuki korumadan faydalanmasına engel olacak nitelikteki faaliyetlerin gerçekleştirildiği, şirket nezdindeki yüklü miktarlardaki paraların üçüncü kişilere aktarıldığı, davacının zarara uğratıldığı ve bu sebeple tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebinin haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğini, ihtiyati haciz kararının tesis edilmemesi, bünyesinde nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin kuvvetli şüpheler barındıran Davalılar’ın alacaklılarından mal kaçırması imkanına sahip olması ve bu suretle asıl davanın sonucunda ulaşılan hükmün işlevsiz kalmasına ve tüm bu yargılamanın asıl amacı olan kesin hukuki koruma işlevinin doğmasına engel olacağını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile uğranılan zararın ortaklardan tahsili amacıyla açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafça, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 Esas sayılı dava dosyasında, … ve …’e karşı kendisini dolandırma saiki ile hareket eden … ve …’in bu eylemlerini tüzel kişi olan … firmasının arkasına sığınarak yapmaları sebebiyle sorumluluklarına gidilebilmesi için tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ve uğradığı zararların davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bu dava 02/04/2021 tarihinde, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/697 Esas sayılı dava dosyasında görülen ve davacı … tarafından davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … aleyhine taraflar arasındaki gayrimenkul satım sözleşmesindeki cezai şart kapsamında ödenen 10.000.000,00-$(USD) bedelin iadesi istemiyle açılan dava ile birleştirilmiştir. Daha sonra Mahkemece 2015/697 esas sayılı dosya ile birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyaların konuları ve geldikleri aşama itibariyle birlikte görülmelerinin usul ekonomisine aykırı olacağı gerekçesiyle, birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş ve dava istinaf incelemesine konu Mahkeme esasına kaydedilmiştir. Tefrik kararından önce davacı vekilinin 17/05/2021 teslim tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz talep edilmiş ve Mahkemece 28/05/2021 tarihli ara karar ile, İstanbul 5 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan MASAK rapor dosyaya ibraz edildiği, anılan ceza davasında sanıkların malvarlıklarına tedbiren el konulması talebinin reddedildiği, itiraz üzerine İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/233 Değişik İş sayılı kararı ile tedbir talebinin kabul edildiği ve İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/598 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, henüz karar verilmediği hususlarını tespit ederek dosyanın bulunduğu aşama itibariyle; İİK’nun 258 maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada mevcut olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili bu kez 31/05/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı’nın endişe verici davranışları sebebiyle müvekkilinin alacağına yetecek miktarda malları, hakları veya alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı talep etme ihtiyacı hasıl olduğunu, ancak yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından ve 12/04/2021 tarihli ara kararın değiştirilmesini gerektirir yeni bir durum bulunmadığından bahisle bu talebin reddedildiğini beyanla Ceza yargılamasında oluşan ortak kanaatin ve bu kanaat doğrultusunda verilen kararların (14. Sulh Ceza Hakimliği’nin tedbir kararı, 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin MASAK Raporu istemesi ve 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tedbir kararı) müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması adına korunması gerektiği noktasında birleştiği bir aşamada yaklaşık kanaat oluştuğundan ihtiyati haciz talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Davacı vekilince, ihtiyati haciz talebini yeniden incelemeyi gerektirecek bulguların ceza yargılaması kapsamında elde edilen müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğraması adına yapılan faaliyetlerin açıkça görüldüğü masak raporunda ve ceza mahkemesi kararlarında fazlasıyla mevcut olmasına karşılık asıl davanın görüldüğü mahkemece bu raporun yaklaşık ispat koşulu bakımından yetersiz görüldüğünü ileri sürmüş ise de, bu hususlar Mahkemenin 28/05/2021 tarihli ara karar ile davacı tarafın 17/05/2021 tarihli ihtiyati haciz talebini reddettiği aşamasında dosyada mevcut olup, mahkemece değerlendirilerek ihtiyati haciz talebi reddedilmiş ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmamış olup, ihtiyati haczin reddedilmesine ilişkin karar kesinleşmiş durumdadır. Dolayısıyla ihtiyati haczin reddine ilişkin ara karadan önceki durum ve koşullar hakkında değerlendirme yaparak ihtiyati haczin koşullarının bulunup bulunmadığı bu aşamada incelenemez. Elbetteki yeni bir hukuki sebebe dayanarak veya Kanunun yeni delil sunulmasına icazet verdiği durumlarda yeni delil ibrazı ile tekrar ihtiyati haciz talep edilmesi mümkündür. Ancak eldeki istemde öne sunulan hususlar daha önce dava dosyasına sunulmuş hususlara ilişkin olup, Mahkemenin kanaatini değiştirmeye elverişli yeni bir delil veya başka bir hukuki sebep niteliğinde değildir. Bu nedenle şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021