Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1556 E. 2021/1152 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1556
KARAR NO: 2021/1152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27.05.2021 ara karar (Derdest Dosya)
NUMARASI: 2021/88 Esas
DAVA: Ortaklıktan Çıkma-Çıkarılma-Müdürün Azli- Tazminat
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İlk derece mahkemesinin esas davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik ara kararına karşı tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı … Ltd.Şti’nin ortaklarından olup, davalı gerçek kişilerin aynı alanda faaliyet gösteren diğer davalı şirketleri kurduklarını öğrendiği, ortak olduğu şirketin içini boşaltarak diğer şirketlere aktardıkları böylece şirketin cirosunun düştüğü, genel kurula çağrılmadığı gibi kar payını da alamadığı, davalılar … ve …’nün TTK 630/2 maddesi gereğince temsil yetkilerinin kaldırılmasına, davalı … Ltd.Şti’nin ortaklığından çıkma istemine izin verilmesine 100.000,00 TL ayrılma payının ödenmesine, davalı gerçek kişilerin zararlandırıcı eylemleri nedeniyle uğranılan zarara karşılık 100.00,00 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve 27.05.2021 tarihli celsede, davalı şirketlerin yöneticilerinin azli ile kayyım ve bağımsız denetçi atanması isteminde bulunmuştur.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesiyle; ileri sürülenlerin gerçeği yansıtmadığı, davacının bizzat kar kaybına neden olduğu, şirketle ilgilenmediği, diğer müvekkili şirket … Ltd.Şti’nin kurulduğundan davacının haberdar olduğu gibi esasen kendisinin sadakat borcuna aykırı davranarak … Ltd.Şti isimli bir firma kurduğu, genel kurullara katıldığı, ortak olarak imzasının bulunduğunu belirterek davanın ve tedbir isteminin reddine karar verilmesini savunmuştur.
KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı … Ltd.Şti vekili dava dilekçesiyle, esas davada davacının ortağı olduğu müvekkili şirketten haksız fiyatlandırma ile satın aldığı 9 makine ve almadığı 21 adet makine nedeniyle şirketin uğradığı kar kaybının tespiti ile davacının müvekkili şirketten alacaklı çıkması halinde bu alacağın takas mahsubu talep ettiği davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesine göre şimdilik 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsilini istediği ve davacı/karşı davalının TTK 640. maddesi uyarınca, haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davacı- karşı davalı vekili cevap dilekçesiyle, dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlere göre, karşı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı vekilinin 27.05.2021 tarihli duruşmada davalı şirketlerin müdürlerinin azline, kayyım ve bağımsız denetçi atanmasına ilişkin tedbir isteminde bulunmuşsa da; HMK 389. maddesindeki koşulların oluşmadığı, şirketin kendi iç işleyişine ilişkin konularda genel kurulun yetkili olduğu, şirketlerde organ boşluğunun da bulunmadığı gerekçesiyle 27.05.2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı/karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı/ karşı davalı vekili istinaf dilekçesiyle; TTK 630/2 maddesi gereğince haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği, azil için konunun genel kurulda görüşülmesinin gerekli olmadığı, yöneticinin azli koşullarının oluştuğu, müvekkilinin ortağı olduğu … Şirketinin adresinde diğer iki davalı şirketin kurulduğu ve müvekkilinin ortak edilmediği, davalıların rekabet yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal ettikleri, davalı tarafından müvekkilinin diğer ortaklara 5.000TL’den olmak üzere toplam 20.000 TL ödeyerek %20 oranında hissedar olduğu ileri sürülmekte ise de, gerçekte her bir ortağa 150.000 Euro olmak üzere toplam 600.000 Euro ödendiğinin, 18.12.2019 tarihli sözleşme ve ibraz edilen makbuzlarla sabit olduğu, davalıların organize bir şekilde şirketin içini boşalttıkları, … firmasının tüm malvarlığının diğer şirketlere aktarıldığı, TTK 553. maddesinde yöneticilerin şirkete verdikleri zarardan sorumlu olduğu belirtildiği gibi TTK 613 ve 626. maddelerine göre, maddesinde de, ortak ve yöneticilerinin bağlılık yükümüne ve rekabet yasağına tabi olduklarını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbire hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, limited şirket ortaklığından çıkma, şirket müdürlerinin azli, müdürlerin sorumluluğu ve rekabet yasağının ihlali kapsamında zarar tazmini, karşı dava ise, davacının şirket ortaklığından çıkarılması ve şirkete verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda asıl dava yönünden ileri sürülen tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı/karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacı taraf, müdür olan davalıların temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasını ve davalı şirketlere kayyım atanmasını istemektedir. 6100 Sayılı HMK 389.maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Ayn yasanını 390. maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacının, davalı şirketlerden sadece … Ltd.Şti’nin ortağı olduğu anlaşıldığı gibi adı geçen davalı şirket tarafından davacıya yöneltilen karşı dava ile haklı nedenle şirket ortaklığından çıkarılması isteminin ileri sürüldüğü ayrıca mahkemenin 2018/312 esas sayısında kayıtlı dava dosyasında, davacının hissedarı olduğu şirket tarafından … Ltd.Şti’ye karşı açılan alacak davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların iddia ve savunması, toplanan deliller, davanın bulunduğu aşama özellikle mahkemece daha önceden, davalı/karşı davacı şirkete ait taşınmaz ve araçların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine konusunda ihtiyati tedbir verildiği ve davacının ortağı olduğu şirkette organ boşluğunun da bulunmadığı, diğer şirketlere ise ortak olmadığı gözetildiğinde; ilk derece mahkemesince müdür olan davalıların temsil yetkisinin kaldırılması ve davalı şirketlere kayyım atanmasına ilişkin tedbir isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir isteyen davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden davacı/karşı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.