Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1544 E. 2021/1334 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1544
KARAR NO: 2021/1334
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2019/406 Esas – 2021/659 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı, davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanlarında, dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, faturalar içeriği hizmetin verildiğinin ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, her ne kadar yetki itirazı ilk aşamada reddedilmişse de, dosya kapsamında yapılan inceleme ve alınan rapor ile davcı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, davalının cevap dilekçesi sunmamış olması hususu dikkate alınarak davalı davayı inkar etmiş sayıldığı, dolayısıyla ticari ilişkiyi kabule dair herhangi bir beyan bulunmadığından bu hususun da inkar kapsamında olduğu kanaatine ulaşıldığı, bu durumda taraflar arasında hukuki ilişkinin niza konusu olması nedeniyle yetkiye ilişkin Türk Borçlar Kanunu 89. Maddesi uygulama alanı bulamayacak olup HMK’nın genel yetkiye ilişkin kuralları uygulanacağı, bu haliyle davalının yerleşim yerinin Konya olması nedeniyle Bakırköy İcra Daireleri dışında olduğu, usulüne uygun yetkili icra dairesinde icra takibinin başlatılmadığı, bu hususun dava şartlarından olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazı hakkında yerel mahkeme 21.10.2019 tarihli duruşmada ara kararla reddedildiği halde sonradan bu itirazla ilgili ikinci bir karar verilmesinin usuli bir hata teşkil ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlayan deliller dosyada halihazırda mevcut olduğundan TBK m.89’da bahsi geçen yetki kuralı işlerliğini koruduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiği, karşılığında düzenlenen faturalardan dolayı alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında faturalara dayalı olarak icra takibine girişildiği, davalı borçlunun hakkında başlatılan icra takibine itirazı sırasında, Bakırköy İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, ikametgahının bulunduğu yer olan Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmek suretiyle icra dairesinin yetkisine, aynı zamanda borca ve ferilerine yapmış olduğu itirazı sonucunda icra takibinin durduğu, bunun üzerine eldeki itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İtirazın iptali davalarında takibe yönelik yetki itirazının bulunması halinde mahkemenin öncelikle icra müdürlüğünün yetkisini incelemesi gerekmektedir. Müdürlüğün yetkili olmaması halinde verilecek olan karar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret hükmü kurmaktan ibaret olmalıdır. Dava konusu icra takibinin ve itirazın iptali davasının aynı yerde açılması gerekmediği gibi, İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen navlun bedeli bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Dosyada alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına karşın, davalının işletme defterinde kayıtlı olmadığı sabit ise de, davacı tarafça delillerinde faturaların yanısıra, davalı kaşe ve imzalı gönderi ücret tarifelerine, konişmento ve proforma fatura belgelerine de dayanılmıştır. Bu durumda mahkemece davacının sunmuş olduğu bu deliller de incelenip, toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle, HMK 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1) a-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında nazara alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021