Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1525 E. 2021/1110 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1525
KARAR NO: 2021/1110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2021/288 Esas (Derdest dosya)
DAVA: Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Kararının
Yokluğunun Tespiti/İptali
TALEP:İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik 09/07/2021 tarihli ara kararının tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’in davalı şirketin yönetim kurulu başkanı, diğer müvekkilinin de % 50 pay sahibi olduğu, şirket ortakları arasında şirketin mal varlığı ve borçlarının fiili paylaşımının yapıldığı, müvekkillerinin haberi olmadan imzalarının taklit edilmesi suretiyle alınan 09/11/2017 tarihli genel kurulu kararı,07/09/2017 tarihli yönetim kurulu kararı ve yine 09/11/2017 tarihli yönetim kurulu kararlarının sicilde yayınladığını belirterek sahte imzalar atılarak alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve davalı şirket adına kayıtlı olan ve fiili paylaşım neticesinde müvekkillerine isabet eden İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi … Ada, … nolu parselin tedbiren devrinin önlemesine olmadığı takdirde tapu kaydına “davalıdır” şerhi yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in talebi ile ortaklığın sona erdirilmesi ve borç/alacak durumunun tespiti için işlemlere başlanıldığı, tam bir mutabakata varılmamasına rağmen Davacı …’in şirketi münferit temsil yetkisine dayanarak şirket ortağı müvekkili …’a haber vermeksizin bir kısım gayrimenkulleri şirketin hesabına hiç bir bedel ödemeksizin kendi sahibi olduğu … Ltd.Şti’ye devrettiği, şirketin hiç bir ticari faaliyeti olmamasına rağmen bir kısım faturalar keserek ortaklığın tasfiyesi için dava konusu genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını şirket muhasebecisi …’den alarak işlemlere konu imzaları tamamlatıp ortaklığı bitirdiği, müvekkili …’un bu toplantılara katılmayıp imzasını sonradan tamamladığı, davacıların, şirketin mal varlığı paylaşımını kendileri yaptığı gibi dava konusu yönetim ve genel kurul kararlarının kendileri tarafından alındığı ve kendi aldıkları kararlara karşı huzurdaki davayı açtıklarını üstelik kararların alınmasından itibaren 4 yıl geçtiğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, dava konusunun sahte imza nedeniyle genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali davası olduğu, iptali istenen kararların içerik itibarıyla tedbir istemine konu taşınmazlarla ilgili bulunmadığı, yasal düzenlemeler kapsamında tedbirin, uyuşmazlık konusu üzerinde verilebileceği, taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığından HMK 389. maddesi koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle 09/07/2021 tarihli ara karar ile tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı …’ın sahte imzalarla alınan kararlara göre şirketin tek yetkili temsilcisi haline geldiği ve tedbire konu taşınmazın şirket adına kayıtlı olması nedeniyle adı geçen davalı tarafından tek başına tasarrufa konu edilebileceği, oysa bu taşınmazın ortaklar arasındaki paylaşımda müvekkiline isabet ettiği ayrıcı anılan taşınmaz için bir çok masraf yapıldığı bu nedenle davalı …’a karşı müvekkillerinin ve üçüncü kişilerin korunması gerektiğinin belirterek ilk derece mahkemesinin tedbir isteminin reddi ara kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbir verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir. Talep, şirket adına kayıtlı taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlemesi olmadığı takdirde tapu kaydına “davalıdır” şerhinin yazılmasını kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karar karşı, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. Maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusunun, davalı şirketin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptaline ilişkin olduğu, tedbir konusu taşınmazın dava konusu edilmediği, HMK 389. maddesinin ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebileceğine ilişkin amir hükmü karşısında ilk derece mahkemesinin tedbir isteminin reddi yönündeki karar ve gerekçesinde isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1- İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3- İhtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021