Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1510 E. 2021/1117 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1510
KARAR NO: 2021/1117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2021
NUMARASI: 2021/252 D.iş – 2021/252 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze itiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkili banka ile kredi borçlusu … A.Ş. arasında 17.07.2018 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borçluların anılan kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak kredi borçlusu şirketin kredi sözleşmesi tahtında kullanılan/kullanılacak kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına 21.000.000 EURO kefalet tutarı ile ayrı ayrı müteselsil kefil sıfatı ile sorumluluk altına girdiklerini, kredi borçlusu şirketin kredi geri ödeme taahhütlerini tam ve zamanında yerine getirmediğinden kredi borçlusu ve kefillere Gebze … Noterliğinin 14/01/2021 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesi keşide edilerek, ihtarname tarihi itibariyle 183.283.622,66 TL tutarlı muaccel alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ihtarname kredi borçlusu ve kefillere tebliğ edilmiş olmasına rağmen, borcun ödenmediğini, kredi borçlusunun kredi borçlarını teminen lehine ipotek mevcut olduğundan asıl borçlu şirket hakkında ihtiyati haciz talep edilmediğini, alacağın şimdilik 20.000.000 TL’ si için borçlular (müteselsil kefiller) hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.
İTİRAZ: İtiraz eden borçlular vekili, müvekkili şirketlerin ikametgahları Kadıköy-Ataşehir/İstanbul olup, mahkemenin yetkili olmadığını, müvekkili şirketlerden … A.Ş.; … A.Ş.; … A.Ş.; … A.Ş. ve … A.Ş. bakımından ihtiyati hacze dayanak sözleşmesel ilişkilerinin bulunmadığından kredi borcundan sorumlu tutulamayacaklarını, hesap kat ihtarını yapılan itirazların gizlendiğini, sadece hesap kat ihtarına dayalı ihtiyati haciz kararı verildiğini, … A.Ş.; … A.Ş ve … A.Ş. bakımından; ihtiyati haciz talep eden banka ile hiçbir sözleşmesel ilişkisi veya sorumluluğu olmamasına rağmen, ipotekli taşınmazların yeni maliki sıfatıyla haksız ve hiçbir hukuki zemini olmadığı halde, bu şirketler bakımından sadece yeni malik olmaları gerekçesiyle gönderilen ve itiraz edilen hesap kat ihtarına dayanılarak ihtiyati haciz kararı alındığını, bu nedenle sadece ipotekli taşınmaz maliki olan bu müvekkiller bakımından ipotekli taşınmaz dışında genel krediden kaynaklı sorumluluklarının bulunmadığını, banka tarafından kullandırılan kredinin teminatı olarak ipotek verilmiş olup ipotek tutarının talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğu, tüm müvekkiller bakımından borcun rehinle temin edilmiş olduğunu, ihtarname tarihi itibariyle müvekkillerin vadesi gelmiş, ödenmemiş, kesinleşmiş ve mutabık kalınmış hiçbir borcunun bulunmadığını, ihtiyati hacze dayanak yapılan kredi sözleşmesinde kefil konumunda bulunan müvekkili şirketler bakımından kefaletin yasal şartları bulunmadığını belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İTİRAZA CEVAP: İhtiyati haciz isteyen banka vekili, kredi sözleşmesinde, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun hükme bağlandığını, tacirler arasında yapılan yetki sözleşmeleri hukuken geçerli olduğunu, kredi borcunun hesap katı ile muaccel hale geldiğini, borçluların tümünün kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğunu, ihtiyati haciz başvurusunda bulunulan müteselsil kefillerin çoğunun kefalet borçlarının rehinle temin edilmediğini, çok az kısmının ise borçlarının teminatında en fazla 5.000.000 EUR ve 36.950.000 TL limitli üst sınır ipotekleri bulunduğunu, bu minvalde müvekkili banka alacağın tamamı için değil kesinlikle ipotekle temin edilmeyen kısmın sadece 20.000.000. TL’ si için ve sadece müteselsil kefiller hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, asıl kredi borçlusu ile kefillerden … A.Ş. hakkında ihtiyati haciz talep edilmediğini, kefalet sözleşmesinde şekil koşullarına riayet edildiğini belirterek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, taraflar arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmesinin 13.4 md de İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olarak kabul edilmiş olup, tacir olan tarafların yetki anlaşması ile bağlı olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığı, itiraz eden borçluların tümünün kefaletlerini gösterir kefalet sözleşmelerinin dosyaya ibraz edildiği, ibraz edilen ipotek senetleri, Küçükçekmece …İcra müdürlüğünün …, Küçükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyaları incelendiğinde hakkında ihtiyati haciz kararı verilen itiraz edenlerin lehine verilmiş bir ipotek bulunmadığı, alacağın temini için verilen ipotekler nedeniyle itiraz eden borçlular hakkında başlatılmış bir icra takibide olmadığı, genel kredi sözleşmesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmesi için alacaklı banka tarafından hesabın kat edilmesi yeterli olup, borçlulara bu kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, bu nedenle borcun rehinle temin edildiği ve vadesi gelmiş bir borç olmadığı itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerin ikametgahı Kadıköy-Ataşehir/İstanbul olduğundan İstanbul Mahkemelerin yetkili olmadığını, genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartı kefil olan müvekkiller bakımından geçerli olmadığını, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ilişkin itirazın yerinde olup olmadığının incelenmediği gibi itirazın red gerekçesinin belirtilmediğini, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihte dosyada mevcut olmayan ve karardan sonra sunulan belgeye göre itirazın reddedildiğini ayrıca sonradan sunulan sözleşmede kefaletlere ilişkin kısımların sonradan doldurulduğunun, yazı farklılıklarından çıplak gözle dahi ortada olduğunu, dolayısıyla ihtiyati haciz talep eden tarafça, sadece hesap kat ihtarını sunularak, bu ihtara yapılan itirazları da gizlenerek, kredi sözleşmeleri ve borçla hiçbir ilgisi olmayan müvekkili şirketler hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, banka tarafından kullandırılan kredinin teminatı olarak ipotek verilmiş olup ipotek tutarının talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğunu, ipotek veren ve kredi kullanan müvekkillerin de müteselsil kefil konumunda olan müvekkillerin de borcunun ipotek ile teminat altına alındığını, bu hususun alacaklı bankanın da kabulünde olduğunu, müvekkillerin alacaklı gözüken tarafa muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını, sözleşmenin kefalet şekil şartlarını haiz olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, İİK’nın 265/son maddesi uyarınca, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın kabulüne ilişkin ek kararın istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen 17.07.2018 tarihli 20.000.000 EURO limitli genel kredi sözleşmesinde, (aleyhlerine ihtiyati haciz verilen ve ihtiyati hacze itiraz eden) borçluların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldıkları ihtilafsız olup, genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nın 17.maddesi uyarınca, bu sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu gibi, kefaletin feriliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7.maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan borçluları bağladığından mahkemenin yetkisine itirazın reddinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Alacaklı bankaca, kredi sözleşmesinden kaynaklı hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş olup, kat ihtarına itiraz edilmiş olmasının veya kefalet sözleşmesinin sonradan doldurulduğunun ihtiyati hacze itiraz nedeni olmayıp açılacak menfi tespit davasında veya itirazın iptali davasında ileri sürülebileceğinden bu yöndeki itirazların reddinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefille müracaat koşulu da gerçekleşmiş ise de, itiraz eden müteselsil kefil borçluların dava konusu kredi sözleşmesi kapsamında, kendi kefalet sorumluluklarını teminat altına alan ipoteklerin bulunduğu ve ipoteğin borcu karşıladığı itiraz olarak ileri sürülmüştür. İlk derece mahkemesince, kefillerin lehine verilmiş bir ipotek bulunmadığından bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiş ise de, alacaklı banka tarafından dosyaya sunulan beyan, belge ve bir kısım ipotek akit senetleri gözetildiğinde, bir kısım kefillerin kefalet borcunun ipotekle teminat altına alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, bu husus alacaklı bankanın da kabulündedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. O halde, itiraz eden borçluların kendi kefalet borçlarına ipotek verildiğine ilişkin itirazları doğrultusunda, ipotek akit senetlerinin dosyaya kazandırılarak hangi borçlu kefilin borcunun teminat altına alındığı incelenerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile bu itirazın reddi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle itiraz eden borçlular vekinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca, itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesinin 05/07/2021 tarihli ek kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran itiraz eden borçlular tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.