Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1498 E. 2021/1128 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1498
KARAR NO: 2021/1128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2021/65 Esas – 2021/269 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde özetle, davacıların ihyası talep edilen … Limited Şirketi’nden işçilik alacakları olduğundan İst. Anadolu 25. İş Mahkemesi’nin 2015/78 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, ancak davalı şirketin sicilden terkin edildiğini öğrendiklerini, mahkemenin ihya davası açmak üzere taraflarına yetki verdiğini, bu nedenlerle … Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sicil Müdülüğü vekili, cevap dilekçesinde özetle, ihyası istenen şirketle ilgili TTK m.32 hükmü uyarınca işlem yapıldığını, terkin işleminin TTK’nin geçici 7. maddesi ile Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. maddesi uyarınca resen terkin kapsamına alındığını, sonrasında tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, işlemin hukuka uygun olduğunu, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan ”… Limited Şirketi” ünvanlı şirketin ticaret sicil kaydının ihyası ile şirketin İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mevzuat gereğince, dava konusu edilen şirketi sicilden terkin eden müvekkilinin davanın açılmasında, kanun gereği zorunlu işlem tesis eden taraf olmak dışında, davanın açılmasına sebep verdiğinden hiçbir biçimde bahisin mümkün olmadığını, diğer yandan, Mevzuat gereğice işlem yapan Müvekkilinin yaptığı işleminin de hukuka uygun olduğu ve Mevzuatta, re’sen terkine ilişkin tüm prosedürü yerine getirdiğini, müvekkiline re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler gönderilmiş ve şirketin sicil kayıtlarındaki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının, adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, dava konusu şirketin, kaydının açılmasının, müvekkiline bildirimi dahi yapılmayan bir iş davasına ilişkin olması üzerinde de durulması gerektiğini, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, derdest davası olan şirketler hakkında işlem yapılamamasının da, ancak, bu hususun, müvekkiline bildirilmesi ile mümkün olabilecek nitelikte olduğunu, davacının derdest dava dosyası bulunduğuna dair sicil kayıtlarına intikal eden hiçbir bildirimi bulunmamasına ve bu hususların değerlendirilmeden karar verilmesi ve yine, dava konusu şirketin kaydının silinmesine ilişkin sorumluğu bulunan şirket yetkililerinin, basiretli tacir gibi davranmadığını ve hatta, huzurdaki davayı, ihya davası açmak için ilgili geçici m.7’de öngörülen beş yıllık süre içinde açmadığı dahi gözetilmeksizin, mevzuat gereğince yapması gereken işlemleri eksiksiz yapan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın açılmasına neden olmayan müvekkili aleyhine yüklenen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davalı şirket yönünden davanın davanın kabulüne karar verilmiş ,karara karşı davalı … Sicil Müdürlüğü vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından davalı şirketin 09/10/2015 tarihinde 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları ve adreslerinin tespit edilememesi nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan İstanbul Anadolu 3.İş Mahkemesi’nin 2012/1042 Esas Sayılı dava dosyasının HSYK 1. Dairesinin 23/07/2015 tarihinde İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesinin faaliyete geçirmesi üzerine 2015/78 Esas sayısı aldığı ve halen derdest olduğu ve eldeki davanın derdest dosyada anla kararın infazı işlemlerinin yapılabilmesi için elde ki davanın 24/05/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.Davadışı şirket geçici 7.madde kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının dava devam ederken sicilden terkin edilen şirket hakkında devam eden dava dosyasının kesinleştirmesi ve takip eden icra takibi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı bulunduğu gibi davalı … sicil Müdürlüğü yasanın amir hükmu uyarınca terkin edilen şirketin kayıtlı son adresine ve şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtarın tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de dosya kapsamı ve ticaret sicil dosyasında tebliğ yapıldığına ilişkin bir belge mevcut bulunmadığından belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup, buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup, davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gerekli istinaf karar harcı davalı vekili tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı vekili tarafından kanun istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021