Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1413 E. 2021/986 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1413
KARAR NO: 2021/986
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021 (Ek karar)
NUMARASI: 2021/153 D.iş – 2021/153 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin yetkili mahkemeye yapılmadığını, ihtiyati haciz talebine konu malların ilkotec’e teslim edilmediği gibi vadesi gelmiş bir alacağın da söz konusu olmadığını, hukuka aykırı talep konusu faturaya da süresi içinde 07/06/2021 tarihinde itiraz edilerek iade edildiğini, …’in hiçbir borcunun bulunmadığını, herhangi bir sözleşme ilişkisinin ileri sürülmediği, cari hesap ilişkisinden bahsedilmiş ise de buna ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığı, oysaki bunun geçerlilik şartı olduğu, sözleşme ilişkisinin sabit olmaması nedeniyle yetkili mahkemenin borçlunun yasal adresi mahkemesi olduğu, bununla birlikte hasım tarafça itiraza uğramamış herhangi bir fatura sunulmadığı gibi mutabakat mektubunun içeriğine ve bundaki imzaya itiraz edildiği, davacı tarafın iddia ettiği tutardaki alacağın kantar fişi, tesellüm evrakları, irsaliyeler gibi hiç bir resmi evrak ile tevsik edilemediği göz önüne alındığında böyle bir alacağın varlığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve işbu sebeplerle alacağın varlığın yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından, 01/06/2021 tarihli hesap mutabakatına konu alacağın ödenmediğinden bahisle, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, ilk derece Mahkemesi tarafından istinaf incelemesine konu ihtiyati hacze itiraz hakkında “İtiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, itiraz edenin ileri sürmüş olduğu sebeplerin yasal düzenlemede belirtilmemesi ancak başka davaların konusunu teşkil edebilecek sebepler olması karşısında yerinde olmayan itirazın reddine karar verilmesi uygun görülmüş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden tarafından sunulan dilekçede her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de, BK 89/1 maddesinde göre para alacağının aksi kararlaştırılmamış ise alacaklının ikametgahında ödenmesi gerekir. Akdi ilişkinin varlığı halinde ise alacaklı ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapabilir. Somut davada, davacı alacaklının yerleşim yerinin yargı çevremiz dahilinde bulunması karşısında davalı – borçlunun mahkememizin yetkisine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle ihtiyati hacze vaki itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; karsı tarafça herhangi bir sözleşme ilişkisinin ileri sürülmediğini, cari hesap ilişkisinden bahsedilmiş ise de buna ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığını, sözleşme ilişkisinin sabit olmaması nedeniyle yetkili mahkemenin borçlunun yasal adresi mahkemesi olduğunu, karşı tarafça itiraza uğramamış herhangi bir fatura sunulmadığını, mutabakat mektubunun içeriğine ve bundaki imzaya itiraz edildiğini, davacı tarafın iddia ettiği tutardaki alacağın kantar fisi, tesellüm evrakları, irsaliyeler gibi hiç bir resmi evrak ile tevsik edilemediğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, hesap mutabakatına dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir.
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. Maddesine göre de ihtiyati hacze İİK’nın 50. maddesi atfı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 6/1 maddesine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un 10. Maddesine göre de sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. TBK’nın 89/1. Maddesine göre ise taraflarca ifa yeri kararlaştırılmamışsa para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Her ne kadar ihtiyati hacze itiraz eden tarafından taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından bahisle yetki itirazında bulunulmuş ise de, mahkemeye sunulan 08/06/2021 tarihli dilekçe ekinde mizan dökümü sunularak karşı taraftan alacak iddiasında bulunulduğu nazara alındığında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz isteyen taraf da bu ticari ilişki kapsamında alacak iddiasında bulunduğuna ve taraflarca kararlaştırılmış bir ifa yeri de bulunmadığına göre genel yetkili mahkemenin yanı sıra sözleşmenin ifa yeri olan alacaklı ikametgahı yeri mahkemesi de yetkilidir. 2004 sayılı İİK’nın 258/1. Maddesinin ikinci cümlesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen şirket hakkında 01/06/2021 tarihinde “kumaş bez bayan ve çocuk maskesi” açıklaması ile 32.635.362,83 TL bedelli fatura tanzim edilmiş ancak bu fatura Bakırköy … Noterliğinin 07/06/2021 tarihli ihtarnamesi ile iade edilmiştir. Bu karşın 01/06/2021 tarihli mutabakat mektubu 31/05/2021 tarihi atılarak borçlu şirket kaşesi ile imzalanmıştır. Her ne kadar mutabakattaki borçlu imzası inkar edilmiş ise de İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup, imzanın sahteliği iddiası sayılan itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. Mahkemece Kanunda gösterilen ve bunlardan da itiraza konu edilen sebeplere hasren tetkikat yapılacak olması gerektiğinden ihtiyati hacze itiraz aşamasında imza inkarının incelenmesi söz konusu değildir. Bu sebeple mahkemece hesap mutabakatının yaklaşık ispat için yeterli kabul edilerek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/09/2021