Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1398 E. 2021/1161 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1398
KARAR NO: 2021/1161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2021
NUMARASI: 2020/862 Esas – 2021/525 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili kurumun sigortalılarından … sigorta sicil numaralı … tahsis numaralı …’ın geçirdiği iş kazası sonucu malul kalması üzerine müvekkili kurumun uğradığı zararın tahsilini teminen Bakırköy 20.İş Mahkemesi 2005/2571 E. sayılı dosya ile rücuen alacak davası açıldığını, alacaklarının hüküm altına alındığını, bu davada hükmedilmeyen bakiye Kurum alacağının %80 kusurlu davalı iş yerinden tahsilini teminen bu kez Bakırköy 20. İş Mahkemesi 2017/370 esas sayılı dosya ile rücuen alacak davası açıldığını, Mahkemece davalı … Şirketi’ne tebligat yapılamadığını, celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, şirketin tasfiyesinin sona erdiğine 01.12.2014 tarihinde karar verildiği, 03.12.2014 tarihinde tescil edildiğinden, şirketin sicil kaydının terkin olduğu hususunun bildirildiğini, 05.11.2020 tarihli duruşmada, ihya davası açıp beyanda bulunmak üzere taraflarına süre verildiğini, müvekkilinin davalı şirketten alacağı bulunduğunu, her ne kadar şirketin sicil kaydı terkin edilmiş ise de söz konusu alacakları gözetilmediğinden tasfiyenin gerçek olarak tamamlanmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın kabulü ile davalı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin ihya edilerek ticaret sicilindeki terkin kaydının kaldırılmasını, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davada müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin ticaret sicil kaydı 6102 sayılı TTK.’nun geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilmiş ise de, resen terkin edilen şirketin yukarıda belirtilen Bakırköy 20. İş Mahkemesi’nin 2017/370 esas sayılı derdest dava dosyasının mevcut bulunduğu ve bu haliyle tasfiyenin tamamlanmış olduğundan bahsedilemeceği, aynı maddenin 2. bendi uyarınca yapılan terkin işleminin hukuka aykırı olduğu ve bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne ile tasfiyesi sona eren ve 03/12/2014 tarihinde resen sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nolu TASFİYE HALİNDE … ANONİM ŞİRKETİ’nin TTK nın 547.maddesi gereğince Bakırköy 20. İş Mahkemesi’nin 2017/370 esas sayılı dosyasına özgü olarak İHYASINA, kararın bir örneğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tevdiine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … A.Ş’ye husumet yöneltildiğine bu şirketin yeniden ihyasına hukuken imkan olmadığını, şirketin davada hasım gösterildiğini, şirketin ihyasıyla davalı tasfiye memurunun hiçbir hukuk irtibatının kurulamayacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde “şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen …A.Ş ‘nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, 03/12/2014 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davalı …’ün davaya konu şirketin son tasfiye memuru olduğu.davacı SGK tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2017/370 Esas sayılı dosyası ile davanın temelini oluşturan iş kazası nedeniyle açtığı rücu davasının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde 2 davalı gösterilmiş olup; bunlar yasal hasım Ticaret Sicil Müdürlüğü ve ihyası istenen şirketin son tasfiye memurudur. Dava dilekçesinde ihyası istenen şirket davalı gösterilmediği gibi, tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilen şirketlerin ihyasına yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilmesi gerektiğinden davalı tasfiye memurunun davada husumeti bulunmadığı iddiası ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinden davalı sorumlu olup, davada tasfiye memurunun davalı olması ve talebe konu şirketin davalı olmamasına göre mahkemece vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline şeklinde verilen karar mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tasfiye memuru tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021