Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2021/992 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1384
KARAR NO: 2021/992
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2021
NUMARASI: 2020/646 Esas (Derdest Dosya)
DAVA: Genel Kurul Kararının Yoklukla
Malul Olduğunu Tespiti/ İptali
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Taraflar arasında görülen davada, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip, gereği görüşülüp, düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortaklarından olduğu, 04/09/2020 tarihli genel kurul toplantısına usulüne uygun bir çağrı olmadığı gibi toplantı tutanağındaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını belirterek davalı şirketin 04/09/2020 tarihindeki genel kurulunda alınan kararların yokluğunun tespitine olmadığı takdirde iptaline ve TTK 449. maddesi uyarınca kararların icrasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurula davacılardan …’ün katıldığı, diğer davacı …’ın toplantının yapıldığı otele girmesi yasaklandığından katılamadığı, tutanağın davacı …tarafından diğer davacı ve dava dışı … imzalatılmak üzere verildiği, davacı … ve dava dışı … dışındaki diğer ortaklar hazır olduğu halde yapılan genel kurul toplantısının yasaya uygun olduğunu belirterek davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, TTK 449.maddesi uyarınca şirket yetkilisinin beyanı alındıktan sonra davanın esası yönünden yaklaşık olarak kanıtlanamadığı, toplantı tutanağındaki imzaların sahte olup olmadığı ve alınan kararların ana sözleşme ve yasaya aykırı olup olmadığının yapılacak yargılama ile belirleneceği HMK 390. maddesine göre yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle genel kurulda alınan kararların icrasının geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin icranın geri bırakılmasına yönelik talebin reddine yönelik ara kararının hukuka aykırı olduğu, dava konusu genel kurul toplantısından önce çağrı yapılmadığı, ticaret sicil gazetesinde ilan edilmediği, toplantıya katılmamalarına rağmen katılmışcasına imzalarının atıldığı ancak bu imzaların müvekkillerine ait olmadığı, toplantıda şirketin % 50 pay sahibinin temsil edilmediği, zira müvekkillerinden …’ın % 25, …’ün % 15, dava dışı …’ın (fer’i müdahil) da % 10 paya sahip olduğu, bu toplantıda …’ın şirketi temsil yetkisine son verildiği, daha önceki tarihli genel kurul toplantılarında da usulsüzlükler yapıldığından iptali için açılan davaların bulunduğu, mahkemece verilen kararın gerekçesiz olduğu, tedbir ile ilgili karar verilmeden önce TTK 449. maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınmadığı, sistematik olarak düzenlenen usulüne aykırı genel kurul toplantıları ve alınan kararlar neticesinde müvekkillerinin hisselerinin rızaları dışında devredilmiş olup, bu fiillerin şirket içindeki kontrollerini kaybettirme amacını taşıdığı, şirketin % 45 oranında ortağı olan …’ın katıldığı genel kurulda kızı …’un müdür olarak atandığı, genel kurul toplantı tutanağında yer alan imzaların taklit imza olması nedeniyle tutanağı düzenleyen … ve kızı … hakkında Özel Belgede Sahtecilik Suçundan dolayı İstanbul C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulundukları ve 2021/49771, 2021/ 49767 ve 2021/49762 sayılı dosyalarda soruşturmanın devam ettiği ayrıca 09/04/2019 tarihli genel kurulda da, müvekkili …’ın paylarının rızası dışında devri nedeniyle açılan iptal davası ile birlikte İstanbul C.Başsavcılığının 2021/49773 no’lu soruşturma dosyasının bulunduğu, dava konusu genel kuruldan sonra 27/01/2021 tarihinde yine çağrısız genel kurul yapıldığı, mahkemece bu dosyalar dahi celbedilmeden eksik inceleme ile karar verildiği, …’ın dava konusu genel kurul yapıldığı tarihte yurt dışında olduğu, buna ilişkin belgenin ibraz edildiği, mahkemenin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesinin anlaşılamadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve çağrısız olarak yapılan ve imzaların taklit edildiği 04/09/2020 tarihli genel kurulda alınan kararların icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, limited şirket genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir. Talep, TTK 449. maddesine göre, dava konusu genel kurulda alınan kararların icrasının geri bırakılmasını kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultunda icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Limited şirket genel kurul karar iptali veya butlanına ilişkin davalarda 6102 sayılı TTK’nın 617/3 maddesi ve TTK 622. maddesi hükümlerine göre, anonim şirkete ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanacaktır. TTK 445. ve 446. maddelerinde, genel kurul kararlarının iptali, 447. maddesinde ise butlanı, çağrının şekli ise TTK 414. maddesinde düzenlenmiştir. TTK 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Dava konusu genel kurulun, limited şirket genel kurulu olmasına, limited şirketlerde yönetim kurulu bulunmayıp, müdür veya müdürler kurulunun olmasına göre mahkemece 13/11/2020 tarihli tensip zaptının 12 nolu kararı gereği, şirket müdürü … ‘un 30/03/2021 tarihli yazılı beyanı alındıktan sonra tedbir talebi 14/06/2021 tarihinde karara bağlanmış olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. TTK’nın 449. maddesi uygulanırken, HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri de dikkate alınmalıdır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3. maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dava konusu 04/09/2020 tarihli genel kurulda; şirket ortaklarından …’ın 5 adet paya karşılık gelen 5.000 TL hissesini noterden yapılan devir ve temlik sözleşmesiyle şirket dışından …’a devrinin kabulü ile şirket pay defterine işlenmesine, şirket müdürü …’ın müdürlük görevinin sona erdirilmesine ve …’un şirket müdürü olarak atanmasına oybirliği ile karar verilmiştir. Davalı şirketin öncesinde dört ortağı bulunmakta olup, hisse devrinin dava konusu genel kurulda onaylanması ile beş ortaklı hale gelmiş ve kararda tüm ortakların imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak davacılar …, … ile davacılar yanınında davaya fer’i müdahil olarak katılan … tarafından ortaklar kurulu kararında bulunan imzaları kabul edilmeyerek, imzaların sahteliğine ve toplantının çağrısız yapılması nedenine dayalı olarak eldeki dava açılmıştır. TTK 620. maddesine göre, kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınacağı hükmü ile tarafların iddia ve savunması ile sunulan deliller ve dosyanın bulunduğu aşama birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu genel kurulun icrasının durdurulması için HMK 390/3 maddesindeki yaklaşık ispat olgusunu gerçekleşmediği gerekçesiyle icranın geri bırakılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacıları vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/09/2021