Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1323 E. 2021/1160 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1323
KARAR NO: 2021/1160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2020/699 Esas – 2021/341 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı/Tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı tarafından 20/12/2018 tarihinde İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2018/491 esas sayılı dosyası ile … Tereke İdaresi Temsilciliği ile Sosyal Güvenlik Kurumuna 01/11/1988-31/10/2015 tarihler arası kesintisiz ve sürekli çalışmasına rağmen sigorta primlerinin kuruma bildirilmemesi veya eksik prim ödenmesi veya hiç ödenmemesi nedeniyle sigorta primlerinin tespit ve tesciline karar verilmesi, SGK kayıtlarının buna göre düzeltilmesi için dava açıldığını, işbu davanın yargılama aşamasında … AŞ’nin davaya dahil edilmesi ve yeniden ihyası hususunda kendisine süre verildiğini, ayrıca davacı tarafından … Tereke İdaresi Temsilciliği aleyhine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı yönünden İstanbul 15.İş Mahkemesinin 2019/58 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve İstanbul 36.İş Mahkemesinin dosyasını bekletici mesele yaptığını beyanla, … AŞ’nin yeniden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; ihyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, şirketin 24/02/2016 tarihinde tasfiyesinin sona erdirelerek sicil kaydının kapatıldığı, davacı tarafından sigorta primlerinin tespit ve tesciline karar verilmesi ile SGK kayıtlarının buna göre düzeltilmesi için İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2018/491 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, açılan davada … AŞ’nin davaya dahil edilmesinin talep edildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu, açılan davaya devam edilerek hüküm kurulabilmesi için davaya konu şirketin yeniden ihyası gerektiği gerekçesiyle …nün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2018/491 Esas sayılı dosyası ve bu dosyanın infazı ile ilgili olacak dosyalar yönünden sınırlı olmak şartıyla TTK 547. Maddesi gereği yeniden ihyasına ve davaya konu şirkete … T.C. Kimlik numaralı …’nın davalı şirketi temsil etmek üzere tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının babasının vefatının ardından 04/12/2012 tarihinde yönetim kurulu başkanı olarak tayin edildiğini, 17/12/2014 tarihli yönetim kurulu toplantısında şirket faaliyetlerinin devamında bir fayda görülmediği için şirketin tasfiyeye girdiğini tasfiye memurluğuna seçildiğini, tasfiye halinde tescil olduğunu, tasfiye memuru olarak görev yapan müvekkilinin tüm tasfiye ve fesih işlemlerini usulüne ve yasaya uygun olarak tamamladığını, davacının iddiasının aksine hiçbir eksiklik bırakılmadığını, fesih işlemlerinin TTK’ya ve usulüne uygun olarak tamamlandığını, davacının ortada korunmaya değer bir menfaatin varlığı inandırıcı delillerle açıklayamadığını, genellemeler ile eksiklik oluğunu iddia etmekte iddiasını somutlaştıramadığını, fesih tarihinin 24/02/2016 olduğunu, bu tarihten geriye doğru 5 yıl içinde … adında hiçbir çalışanı bulunmadığını, husumet yokluğu sebebi ile davanın reddi gerektiğini, şirketin İstanbul 34. İş mahkemesi 2018/491 E. Sayılı derdest davaya taraf olmasının mümkün olmadığını, şirket ile davacı arasında hiçbir iş ilişkisinin mevcut olmamasına rağmen şirketin ihyasına karar verilmiş olmasının gerekli incelemeler yapılmadan karar verildiğini göstermekte olup ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde ” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen … A.Ş ‘nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,24/02/2016 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından davalı tasfiye memuru tereke idaresi temsilciliği aleyhine açılan İstanbul 36. İş Mahkemesi’nin 2018/491 Esas sayılı dosyası ile davaya konu şirkette çalışma süresinin tespiti ve işcilik alacaklarına ilişkin olarak açılan derdest davada dahili dava işlemleri yönünden davaya konu şirketin ihyası için davacıya yetki verildiği ve eldeki davanı bunun üzerine açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiş ve davalı tasfiye memuru davacının açtığı hizmet tespiti davasının somut delile dayanmadığı bu nedenle şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığını ileri sürmüş is de ileri sürülen bu husular eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden derdest davanın inceleme konusu olduğundan ve tasfiyenin usulüne uygun yapıldığına yönelik ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmediğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tasfiye memuru tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021