Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1302 E. 2021/1029 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1302
KARAR NO: 2021/1029
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2021/162 Esas (Derdest Dosya)
DAVA: Genel Kurul Kararı İptali
TALEP:İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Taraflar arasında görülen davada; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen ara kararın, davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkette %44.00 oranında pay sahibi oldukları, 25/10/2007 tarihli genel kurulda 1.325.000 TL olan şirket sermayesinin 15.000.000,00 TLye çıkarıldığı ve artırılan kısmın sermaye artırım fonundan ve enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından karşılandığı ve yönetim kurulunun çıkarılacak kupür değerini belirlemeye ve artırım sonunda hissedarlara hisseleri oranında bedelsiz hisse senedi verilmesinin karar bağlandığı, 13 yılı aşkın süredir pay bedellerinin ödenmiş olmasına rağmen karar gereğinin yerine getirilmediği, hamiline hisse senetlerinin basılması ve dağıtılmasını teminen kayyum tayini talepli dava açıldığı ayrıca yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası ikame edildiği, bu aşamadan sonra davalı şirketçe 08/02/2021 tarihli genel kurul toplantısı yapılarak ana sözleşmede yer alan sermaye, pay senetlerinin şekli ve payların nev’i hakkında tadil kararları ve özel denetçi atanmasına karar verildiği, müvekkillerinin toplantıya katılarak muhalefet şerhlerini yazdırdıklarını belirterek davalı şirketin 08/02/2021 tarihli genel kurulunda alınan 3 ve 4 nolu kararlarının iptaline ve TTK 449. maddesi uyarınca, icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan genel kurul kararı alınmadan önce şirket ana sözleşmesinde payların nev’i ile ilgili çelişkiler olduğu, ana sözleşmede payların hamiline yazılı olarak çıkarılacağı belirtilmişken diğer maddede, pay senetlerinin nama yazılı olduğunun ifade edildiği, genel kurulda anılan çelişkini giderildiği ve ana sözleşme değişikliği yapılarak payların nama yazılı olduğunun kararlaştırıldığı, mevzuat gereği hamiline yazılı senetlerin Merkezi Kayıt Kuruluşunda kayıt altına alınması gerekmekte olup, bu zorunlu işlemin pay sahiplerine masraf ve külfet yükleyeceği açık olduğundan menfaatlerine olacak şekilde nama yazılı pay senedi ihracına karar verildiği, ayrıca mevzuata uygun şekilde özel denetçi atandığını belirterek alınan kararların iptal koşulları bulunmadığından davanın ve ihtiyati tedbirin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, dava konusu genel kurulda alınan 3 nolu karar ile ana sözleşmesinin tadil edildiği, kararın ana sözleşme ve yasadaki toplantı ve karar nisabına uygun olup olmadığının yargılama ile belirleneceği, HMK 390/3.maddesi uyarınca yaklaşık ispatın oluştuğu gerekçesiyle 28/05/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ve 3 nolu kararın icrasının durdurulmasına 4 nolu karar bakımından tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Taraf vekillerince ayrı ayrı itiraz dilekçeleri sunulmuş, davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacının, davanın esası yönünden haklılığını ispata yarar delil sunmadığı, davacıların pay senetlerinin basılarak dağıtılmasını istemelerine rağmen bu konuda alınan kararın iptali ile birlikte tedbir talep etmesinin çelişkili olduğu, 3 nolu kararın icrası durdurulduğundan dava sonuna kadar hisse senetlerinin basımı ve dağıtımının yapılamayacağı, hisse senetlerinin nama yazılı olarak ihraç edilmesinin davacıları ne şekilde zarara uğratacağının açıklanamadığı, aksine tedbir kararın şirketin ve pay sahiplerinin menfaatine aykırı düştüğü ayrıca tedbir verilmesine rağmen teminat alınmamasında yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkemenin 28/05/2021 tarihli ara kararı ile verilen tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK ARA KARARI: Mahkemece, davalı vekilinin itirazı üzerine açılan duruşma ve alınan beyanlara göre, 17/06/2021 tarihli ara kararı ile tedbire konu kararın esas sözleşme değişikliğine ilişkin olması ve şirket hissedarları açısından HMK 389. maddesi kapsamında ilerde telafisi imkansız zararlar doğurması ihtimali bulunduğundan davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın davanın esası bakımından haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat edemediği, şirket ana sözleşmesinde payların nev’i konusunda çelişkili hükümler bulunduğu, hamiline yazılı senetlerin yasa gereği MKK’ya kaydedilmesinin zorunlu bulunduğu, bu zorunluluğun şirkete ve pay sahiplerine yükleyeceği işlem ve masraflar dikkate alınarak nama yazılı olarak belirlenmesinin pay sahiplerinin menfaatine olacağının değerlendirildiği ve dava konusu genel kurulun 3. gündem maddesi ile ana sözleşmenin bu yönde değiştirildiği, davacıların pay senetlerinin dağıtılması için dava ikame ederken diğer taraftan da pay senetlerinin basılması için yapılan genel kurul kararının iptalini istedikleri, şirketin aldığı bu kararın kötüniyetli davranış olarak niteledikleri ancak bu kötüniyetin ne olduğunu açıklayamadıkları, pay senetlerinin basımı ve dağıtımı için alınan kararın icrasının geri bırakılması nedeniyle ana sözleşmedeki çelişkili hükümler giderilmemiş olacağı gibi pay senetlerinin dava sonuna kadar da basılamayacağı, tedbir kararının pay sahiplerinin zararına olduğu, pay senetlerinin nama yazılı olmasının ne gibi bir zarara yol açacağının davacılar tarafından açıklanamadığı gibi mahkemenin gerekçesinde de telafisi güç zararın ne olduğunun belirtilmediği, tedbir kararına hükmedilirken TTK 448. maddesi ve HMK 392. maddelerinin aksine teminat alınmadığı, bu konuda karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesince tedbire itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına aksi kanaatin oluşması halinde teminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Talep, TTK 449.maddesi gereğince, genel kurul kararının icrasının geri bırakılmasına itirazı kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda dava konusu genel kurul kararının 3 nolu maddesinin icrasının geri bırakılması yönündeki tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi,HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6102 sayılı TTK 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali istendiği taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. TTK’nın 449. maddesi uygulanırken, HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri de dikkate alınmalıdır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3. maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, davalı şirketin 08/02/2021 tarihli olağanüstü genel kurulunun 3 nolu gündem maddesinde, ana sözleşmenin “Şirketin Sermayesi ” başlıklı 5. maddesi, “Pay Senetleri ve Şekli”ne ilişkin 6. maddesi ve “Payların Nev’i” başlıklı 36. maddesi değiştirilerek, şirketin beheri 1 TL itibari değerde 15.000.000 adet paya bölünmüş, 15.000.000,00 TLsermayesinin olduğu ve tamamının hissedarlarca ödendiği, şirket pay senetlerinin nama yazılı olduğu, pay senetlerinin TTK 487. maddesine uygun şekilde ihraç edileceği, payların devrinde TTK hükümlerinin uygulanacağı oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Ana sözleşmenin eski halinde ise, pay senetlerinin nama yazılı olduğu, sermaye taahhütlerinin yerine getirilmesinden sonra hamiline yazılı olarak ihraç edileceği belirtilmiştir. Buna göre, esas sözleşmede 08/02/2021 tarihli genel kurulun 3. maddesi ile değiştirilen husus, şirket paylarının hamiline ihraç edilmesi yerine nama yazılı olarak ihraç edilmesidir. Davacılar, bu kararın dürüstlük kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptalini istemişlerdir. TTK 489. maddesi ve devamı maddelerinde, şirket sermayesinin tamamı ödenmediği sürece hamilene yazılı hisse senedi ihraç edilemeyeceği gibi nama yazılı payların hamiline yazılı senede dönüştürülemeyeceği hükme bağlanmıştır. TTK 445. maddesi uyarınca, esas sözleşmeye, yasaya veya dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararları iptal edilebilir. Mahkemenin, iptale konu kararın esas sözleşme değişikliğine ilişkin olması ve toplantı ve karar nisaplarının yargılama ile belirleneceği bu nedenle kararın icrasının şirket hissedarları açısından HMK 389. maddesi kapsamında telafisi imkansız zarara neden olacağı yönündeki kabulünün aksine; anonim şirket esas sözleşme değişikliğine ilişkin kararlarda kararın içeriğine göre, toplantı ve karar nisapları TTK 418. ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinde, toplantıya katılan pay sahipleri, pay oranları ile kabul ve red oyu veren paylar belirli olduğuna göre anılan nisapların oluşup oluşmadığı mahkemece tespit edilebilecektir. Esasen TTK 445. maddesinde ifade edilen ve davacının iptal nedeni olarak dayandığı dürüstlük kurallarına aykırılık koşulunun oluşup oluşmadığı yargılama ile belirlenebilecek nitelikte olup, tedbir kararının verildiği aşama itibarıyla toplanan delillere göre HMK 390/3.maddesindeki yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla mahkemenin aksine gerekçeyle dava konusu genel kurulun 3 nolu gündem maddesinin icrasının durdurulmasına karar verilmesi dosya içeriğine uygun olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile icranın durdurulmasına itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davalı vekilinin tedbire itirazının kabulü ile; davalı şirketin 08/02/2021 tarihli genel kurulunun 3 nolu kararının icrasının durdurulmasına ilişkin 28/05/2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına, 2-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde kendisine iadesine, b-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin verilecek nihai kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.