Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/129 E. 2021/214 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/129
KARAR NO : 2021/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13.11.2020
NUMARASI : 2020/128 Esas(Derdest)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH: 25.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati Haciz İsteyen Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı …’in İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi huzurundaki beyanı doğrultusunda taraflarınca ihtiyati haciz kararı talep ettiklerini ve bu talebin İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/127 D.iş sayılı dosyasıyla kabul edildiğini, karşı tarafça ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz mahkemece değerlendirildiği ve ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verildiğini, bu kerre karşı taraf bu karara karşı İstinaf kanun yoluna başvurduğunu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2020/1886 – 2020/213 E.K.sayılı kararı ile karşı tarafın İstinaf itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına kesin olarak karar verdiğini, ancak ilgili Bölge Adliye Mahkemesi kararının incelendiğinde İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen gerekçeli kararın yeterince incelenmediği ve davalının evrakta sahtecilik suçu kapsamında kesinleşmiş olan cezasının değerlendirilmediği ve ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin hükümde ciddi bir şekilde hata yapıldığını, tacir olan davalı, şirket 25/12/2013 tarihinde birleşme ile kapandıktan sonra kendisine iade edilen ve ticari sicil kaydından terkini yapılmış yani mevcut olmayan bir şirkete ait çeki müvekkile verdiğini, zaten işbu maddi vakanın kabulü sebebiyle ceza mahkemesince davalının resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediği kabul edilmiş ve ilgili kararında kesinleşmiş olduğunu, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alan İİK’nin 258/1 maddesi uyarınca ispatlanamadığı belirtilen husus gerçeği yansıtmadığını, işbu maddi vaka, yani çekin birleşerek kapanmış bir şirketin çeki olduğu, bu çekin müvekkiline şirket kapandıktan 2 yıl sonra yani 2015 yılında verildiği ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden ve kesinleşmiş evrakta sahtecilik suçuna değinilmemiş, değerlendirilmemiş olması işbu kararın verilmesine sebep olduğunu, davalının gerek ceza yargılamasında gerekse de işbu davada borcun varlığını kabul etmesi ancak hakkında yapılan tüm icra takiplerine “hiçbir borcumuz yoktur” şeklinde beyanda bulunması kabul edilebilir bir durum olmadığını, davalının kötüniyetli olduğu ve müvekkilini zarara uğratma kastının bulunduğunun tartışmasız olduğunu, ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin karar kesin olduğundan bu aşamamada müvekkilin zararının artmaması ve davalı yanın mal kaçırma ihtimalinin ortadan kaldırılması için ihtiyati haciz kararı verilmesini, talep kabul edilmediği takdirde davalı üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyaten tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ihtiyati haciz talebi hakkında ilk derece Mahkemesi tarafından “istinaf mahkemesi kararı sonrasında yeni bir durum bulunmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine, davanın konusunu oluşturmayan tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının resmi evrakta sahtecilik suçundan mahkum olduğunu ve kararın kesinleştiğini, yargılama sırasında borcun varlığı ve ödenmediğinin ikrar edildiğini, bu mahkumiyetin sebebinin; suça konu sahte çeki, … ortadan kalktıktan 1,5 sene sonra kullandığının ispatlanmış olmasından kaynaklandığını, hem davalı tarafından ceza davasında tanık olarak gösterilen ismail dirican’ın beyanları hem de ticari defter ve kayıtlar ile suça konu sahte evrakın şirket kapandıktan sonra kullanılarak müvekkiline verildiği sabit olduğundan davalının resmi evrakta sahtecilik suçundan mahkum olduğunu, dava sırasında ikrar edilen sahte çekteki miktara ilişkin Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine hem davalı hem de yetkilisi olduğu … tarafından “böyle bir borçlarının olmadığı” gerekçesi ile itiraz edildiğini, oysa huzurdaki davada davalı kendisinin değil, … borçlu olduğunu ifade ettiğini, hal böyle iken; ileri tarihli çekin düzenlenmiş olabileceğinden, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığından bahsetmenin de mümkün olmadığını, bu kabul, kesinleşmiş ceza kararını ve yargılama sırasında ispatlanan ve sabit hale gelen çekin şirket kapandıktan 1,5 sene sonra müvekkiline verildiği vak’asını yok saymak niteliğinde olacağını, gelinen aşamada; sanki resmi evrakta sahtecilik suçu kesinleşmemiş, hatta hiç yokmuş gibi dosyanın ele alınmasının, davalının kendisinin değil VHS Tekstil’in borçlu olduğunu söylemesine rağmen … tarafından Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına itiraz edilmesinin gözden kaçırılmasının da kabul edilemeyeceğini, dava dosyasında borcun açık kabulü ve evrakta sahtecilik suçuna ilişkin kesinleşmiş hüküm varken, müvekkilinin alacağını 5 yıldır tahsil edememiş, tahsil edebilmek için hem ceza hem hukuk hem de cebri icra yollarının tamamına başvurmuşken, anılan usul ve yasaya ve oluşa uygun olmayan kararın ortadan kaldırılması gerektiğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Talep, şirket adına imzalana çekten bizzat sorumlu olunduğu iddiası ile ihtiyati haciz kararı verilmesi istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. Maddesine göre de alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.Davalı … hakkında talep edilen ihtiyati haciz İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/127 D.iş sayılı dosyasıyla kabul edilmiş, karşı tarafça ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince 2020/128 esas sayılı dosyasında 09/07/2020 tarihinde, reddine karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizce istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/02/2020 tarih, 2020/127 D.iş ve 2020/126 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının tüm neticeleri ile birlikte kaldırılmasına karar verilmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen davalı … İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/50 Esas sayılı dosyasında 23/11/2017 tarihinde verdiği savunmasında “… kumaş aldım bunun karşılığında bu çeki verdim, miktarı 67.800 Euro’dur, şu ana kadar hiçbir şekilde ödeme yapmadım zarar gideriminde bulunmadım, aracılar ile ödeme yapmak istedim ancak iletişim kuramadık…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna karşın aleyhine ihtiyati haciz istenen …, ikrarda bulunduğu iddia edilen ve dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından yargılandığı İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/50 esas sayılı dosyasında şikayete konu çekten dolayı 23/11/2017 tarihindeki savunmasında bahsi geçen ikrar iddiasına konu beyandan önce çekten sorumlu olmadığını beyan etmiştir. Bunun yanı sıra ceza mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nin 2018/1858 Esas ve 2019/89 Karar sayılı ilamında “…katılan şirket yetkilisi …’ın beyanı, suça konu çekin cari hesaba mahsuben verildiği yönündeki cevabi yazı …” değerlendirilerek dolandırıcılık suçunun oluşmadığı ve ceza mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğuna karar verilmiştir. Sanık savunmasının bütünü ve katılan şirket yetkilisi …’ın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nin 2018/1858 Esas ve 2019/89 Karar sayılı ilamında geçen beyanı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati hacze dayanak yapılan sanık savunmasının bir bölümünün çekten kaynaklanan borcun, aleyhine ihtiyati haciz istenen …’in şahsi borcundan kaynaklandığını yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Ayrıca İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, sanığın ciro eski tarihli olsa bile 2015 yılı içerisinde çeki müştekiye verildiği kabul edilerek sanık …’in üzerine atılı resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Ancak ceza mahkemesi kararında ciro tarihine ilişkin bir tespit olmayıp, çekin verildiği tarihe ilişkin bir tespit bulunmaktadır. Çekin ciro tarihi ile ihtiyati haciz talebinde bulunan davacıya teslim tarihlerinin farklı olduğu ceza dosyasında tanık olarak dinlenen ve ihtiyati haciz isteminde davacının da dayandığı tanık İsmail Dirican’ın beyanından anlaşılmaktadır. Çekte cirosu bulunan …. San ve Tic Ltd. Şti.’nin Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre, 25/12/2013 tarihli birleşme sözleşmesi ile V…. Ltd. Şti. ile devralan sıfatı ile birleşmesine karar verilmiş ve bu karar 09/01/2014 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen …’in ise birleşme yoluyla devrolunan şirketin münferiden imza yetkili müdürüdür. Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 678/1. maddesine göre temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur. İleri tarihli çek keşide edilmesi mümkün olduğu da değerlendirildiğinde, aleyhine ihtiyati haciz istenen …’in çekte cirosu bulunan … San ve Tic Ltd. Şti.’nin ciro tarihi itibariyle bu şirketin birleşme ile sona ermesi nedeni ile şirket yetkilisi sıfatının bulunmadığı İİK’nın 258/1. maddesi uyarınca yaklaşık olarak ispatlanabilmiş değildir. Gaziosmanpaşa…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip alacaklısı … Ltd Şti. tarafından “ …’in İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/50 esas 2018/112 karar sayılı dosyası ile görülen davada mahkeme huzurunda ki borç kabul beyanı ve buna ilişkin kesinleşmiş ilam” sebebine dayalı olarak … Tic Ltd Şti ile … hakkında ilamsız takip başlatılmış ve takip borçlularının itirazı üzerine icra takibi durmuştur. İhtiyati haciz talep eden davacı davalının kendisinin değil … borçlu olduğunu söylemesine rağmen … tarafından Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına itiraz edilmesinin gözden kaçırıldığını ileri sürmüş ise de, icra takibine itiraz İcra ve İflas Kanunu uyarınca takip borçlusuna tanınmış bir imkan olup, itirazın hükümden düşürülmesine ilişkin takip alacaklısına tanınan imkanlarda mevcuttur. İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından … borca ve fer’ilerine yaptığı itirazın hükümden düşürülmesine ilişkin hukuki yollara müracaat edildiği ve bunların akim kaldığı da iddia ve ispat edilmemiştir. Dairemizce istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/02/2020 tarih, 2020/127 D.iş ve 2020/126 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair karardan sonra mahkeme kanaatini değiştirecek nitelikte herhangi bir gelişme veye değişiklikte bulunmamasına göre Mahkemece ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25.02.2021