Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1280 E. 2022/1444 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1280
KARAR NO: 2022/1444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2020/605 Esas – 2021/232 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı/karşı davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı -Karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … tarafından 2013 yılmda İngiltere’de, “… Ltd.” unvanıyla taşımacılık ve lojistik alanında şirketi kurulduğu, “…” ve “… Ltd ” ibareleri marka olarak İngiltere’de müvekkilim … adına tescilli olduğunu, müvekkili …, müşterilerinin mallarının konteyner içerisinde gemi ile başka ülkelere gönderilmesi işini yapmakta olup, işleri genelde Türkiye’de olduğu için Türkiye’de bir şube açmak istediği, ancak şube açmanın prosedürleri farklı olduğu için bunun yerine Türkiye’de şirket kurmak istediği, bu nedenle daha önceden tanışmış olduğu davalı … ‘ye ortaklık teklif ettiği, müvekkili …, 29/03/2016’da kurduğu şirkete davalı …’yü %50 oranında ortak ederek İngiltere’deki şirketinin bir bakıma Türkiye’deki şubesi mahiyetinde Gemini … Ticaret Limited Şirketini kurduğu, her iki ortak da şirketi tek başına temsil ve ilzama münferiden tam yetkili müdür olduğu, müvekkili İngiltere’de yaşadığı ve işleri İngiltere’de organize ettiği için davalı …’yü Türkiye’de işlerin daha rahat yapılması için aynı zamanda müdürler kurulu başkanı da yaptığı, bu şekilde şüpheli … ‘ye her türlü yetkiyi verdiği, Müvekkili ile davalı … arasında 2018 yılı başlarında uyuşmazlıklar ortaya çıktığı, müvekkili, İngiltere’de yaşadığı için davalı ile yarı yarıya ortağı olduğu … Lojistik Ticaret Limited Şirketinin, Türkiye’deki işleri hakkında bilgi sahibi olamadığını, dava açıldıktan sonra da 28.02.2019 tarihinde diğer davalı olan … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kurulmuştur. Davalı … söz konusu şirkette resmi olarak ortak gözükmediğini, müvekkilim ile ortağı olduğu şirketin müşterilerini, davalı şirketle iş yapmasını sağlayarak haksız kazanç elde etmesini sağladığını, Müvekkili, davalı şirketin eylemleri sonucu haksız rekabetten dolayı maddi olarak zarara uğramıştır. Bu nedenle fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00.-TL maddi tazminat taleplerinin olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararın tazmini için 20.000,00.-TL manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu beyan ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalılar – Karşı Davacılar vekili cevap-karşı dava dilekçelerinde özetle: davalı – karşı davacının dava tarihi itibariyle bu sektördeki tecrübesi, önceleri çalışan olarak, 2011 yılında ise ( diğer iki ortağı ile birlikte kurucu ortak ve müdürü olarak yer aldığı … ticaret sicil numarası ile İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin ortak ve müdürü sıfatıyla bu sektörde yönetici olduğu, Taraflar, 2016 yılında, % 50’şer hisse ile dava dışı … Loj. Tic.ltd Şti’ni kurdukları, davacı – karşı davalının fiili ve hukuki durumun aksi yöndeki bu açıklaması dayanaksız ve gereksiz bir beyan olduğu, şirket, tamamen davalı – karşı davacının bu sektördeki deneyimi, iş kapasitesi ve müşteri portföyüne güvenilerek kurulmuştur. Nitekim Mart 2016’da kurulan şirket, şirkette tam zamanlı olarak çalışan davalı – karşı davacının sektördeki itibar ve çevresi, gayreti ve iş becerisi sayesinde 2018 yılında 10 Milyon TL ciroya ulaştığını, şirketin kuruluş aşamasında taraflar arasındaki şifahi anlaşmaya göre, şirketin AB ülkelerinde yaptığı iş ile ilgili bütün faturalar, davacı – karşı davalının dava dilekçesinde bahsedilen şirketine kesilecek, şirkette her bir dosya/fatura başına 25.00 GBP Profit Share (Kar Payı) ilavesiyle şirkete fatura edecektir. Şirket işlerinde hiç bir emeği bulunmayan davacı – karşı davalı bu yöntemle şirket üzerinden on binlerce pound para kazandığı, davacı – karşı davalının, dava dışı şirket çalışanı … isimli personel ile iş birliği yaparak aracılığını yaptığı ve nemalandığı … isimli dava dışı şirket lehine yüksek tutarlı navlun, demuraj, kur farkı v.b. Faturalarının şirketin kayıtlarına girilmesini sağlaması ve bunun davalı – karşı davacı tarafından tespiti üzerine ikinci bir huzursuzluk çıkmış olup, bundan sonra taraflar arasında halk dilindeki deyimiyle ipler koptuğunu, , İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2019/183 sayılı dosyasında alınan ve örneği ilişikte sunulan kök ve ek bilirkişi raporlarında bu hususlar tespit edilmiş ve davacının haksız olduğu kanaati beyan olunduğu, Davalı karşı davacının haksız rekabet oluşturabilecek hiç bir eylem ve işlemi olmadığı, davacı – karşı davalı, dava dışı şirket ile iş yapan ve hemen hemen tamamı İngiltere’de ikamet eden kendi yakın çevresindeki bazı kişi ve şirketleri kendi emellerine alet etmek amacıyla tanık olarak gösterildiği, dava dilekçesindeki bütün itham ve iddiaları reddediyoruz. Müvekkilin haksız rekabet oluşturabilecek bir eylem ve fiili olmadığını, bu nedenle asıl davanın reddine, arabuluculuk sürecinin sonucuna göre açılacak karşı davalarının kabulüne, yargılama giderlerinin davacı – karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Asıl Dava Davacısı, Karşı davaya karşı cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf, karşı dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak miktarını belirtmemiştir. Karşı dava dilekçesinde bu hususu belirtmesi kanuni zorunluluktur. HMK 119, 1/d maddesine göre anlaşılabilir şekilde davanın konusu ve miktarı yazılması gerektiğini, dava konusu para değil de, para ile ölçülmesi mümkün olan bir konu ise dava dilekçesinde dava değerini para olarak göstermek zorunda olduğunu, bu sebeple davacının, davasının değerinin belirtmesi gerektiğini. davacının, dava değerini belirtmemesi nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf, cevap dilekçesine ve karşı dava açma süresi içinde dava miktarını göstermesi ve harcını yatırması gerekmekte olup bunu yapmadığını, bu nedenle öncelikle davasının usulden reddi gerektiğini, davacı şirket, müvekkilimin yurt içi ve yurt dışında davacı şirket aleyhinde karalama kampanyası yürüttüğünü ve paravan şirket vb. açıklamalarda bulunduğunu, davacı taraf, haksız rekabetten dolayı davasını müvekkilim dava açtıktan sonra açtığını, bu da davacı şirketin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin, mağduriyeti ortada iken davacının müvekkilime yönelik talepleri gerçek değildir. Bu nedenle TTK 54 ve 55. Madde uygulanma imkanı olmadığını, müvekkili …’ın İngiltere’de 2013 yılında kurmuş olduğu “… Ltd.” unvanıyla taşımacılık ve lojistik alanında şirketi bulunduğunu, davacı şirket ise, 28.02.2019 tarihli kurulmuş yeni bir şirket olduğunu, müvekkili, İngiltere’deki şirketi ile daha çok yurt dışında iş yapmaktadır. Dönem dönem Türkiye’de de yapmaktadır. Hazır müşterileri bulunmaktadır. Ayrıca işleri geliştirmek adına Türkiye’de … ile 29.03.2016 tarihinde dava dışı şirketi kurduğunu, müvekkilinin, davacının şirketini kötülemesi veya karalama yapması gibi bir durum söz konusu olmayıp ihtiyacı olmadığını, davacı şirket yeni bir şirket olup, müvekkilimin müşterileri ile ilgilenmekte ve kendisine yöneltmekte olduğunu, haksız rekabet şartlarını oluşturan davacı şirket olduğunu belirterek, haklı davamızın kabulüne, karşı davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddine karar verilmeyecekse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava, hukuki niteliği itibari ile Davalı …’nın gizli ortak olmak sureti ile davacı ile ortak oldukları … lojistik ticaret limited şirketinin müşterilerini mail ve telefon yolu ile yönlendirmek gibi bir takım fiillerle haksız rekabet teşkil edecek davranışlarda bulunup bulunmadığı, davacının davalıların haksız rekabet teşkil eden fiilleri sebebi ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile 40.000 TL maddi, 20.000 TL manevi talebine ilişkindir. Karşı dava bakımından ise; Davacının yurt dışında ve yurt içinde dava dışı şirketlere ulaşarak faaliyet gösteren davalılar hakkında karalama kampanyası yürütmek sureti ile haksız rekabet teşkil edecek davranışlarda bulunup bulunmadığı, davalı karşı davacının bu fiiller sebebi ile zarara uğrayıp uğramadığına, davalı …’ye karşı davacının ticari itibarını yok etmeye yönelik fiillerde bulunup bulunmadığı, bundan dolayı davalı karşı davacının zarara uğrayıp uğramadığına, fazlaya ilişkin haklar salı kalmak kaydı ile … için 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi aynı tutarlarda davalı … A.Ş için 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminata davalı-karşı davacının hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir. Ancak karşı dava mahkememizin işbu dosyasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir. Tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede ;davacı gerçek kişinin gerek haksız rekabet ilgili iddialarla doğrudan bir ilgisi bulunmadığı, İleri sürülen iddiaların, davacı şirketi ilgilendiren vakıalar olduğu,davacı gerçek kişinin, davacı şirkette salt ortaklık ve müdür sıfatının olmasının, böyle bir davayı kendi adına açması için yeterli olmadığı kanaatine varıldığından aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taraf ve dava ehliyetine sahip olmakla beraber davayı açmasında hukuki yararı bulunduğunu,… Ticaret Limited Şirketinin %50 ortağı olduğunu, diğer davalı …’nün de dava dışı şirketin %50 ortağı olup aynı zamanda müdürler kurulu başkanı olduğunu, şirket adına arabulucuya başvurma ve dava açma yetkisinin azil nedeni ile sonlandırıldığını, bundan dolayı dava dışı şirket adına dava açılamadığını, bunun üzerine … adına arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup arabuluculuk sürecinde anlaşılamamış ve huzurdaki davayı açmak durumunda kalındığını, davacı ve davalı …’nün ortak olduğu şirketin adı … Ticaret Limited Şirketi olup davacı ile davalı …’nün ortak olduğu şirket ticari ilişkilerinde müşterileri ile yazışma ve konuşma yaparken kısaca “…” ibaresi kullandığını, davalı şirkette … Anonim Şirketi unvanlı olup davalı şirket gerek mail gerekse konuşmalarda “…” ibaresini kısaca kullanmakta olduğundan karışıklık yaratmakta olup, davacının müşterilerini davalı şirkete daha kolay yönlenmesini sağladığını, bu durumun davalı şirketin haksız kazanç elde etmesini sağladığını, aynı zamanda da davacının zarar etmesine sebep olmuş olup davacının ortak olduğu dava dışı şirket ile İngiltere’de bulunan şirketinin müşterileri olan … San. Tic. Ltd. Şti., davalıların iletişime geçmesi ile davalı şirket ile iş yaptığını, unvanların birbirine çok benzemesinin de bunun bir sebebi olduğunu, Davalı şirket davacının ortak olduğu şirketten daha sonra kurulmuş bir şirket olmakla gerek davacının İngiltere’de bulunan şirketi ve gerekse dava dışı şirketin bu yönden müşteri kaybetmesi sonucu zararı oluştuğunu yine 16.09.2020 tarihinde davacıya, … ve … firmaları tarafından gönderilen mailde davacının mail durumu öğrendiğini, davalıların haksız rekabet eyleminde bulunduklarını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabet ve yöneticinin sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı ile davalı … tarafından %50’şer hisse ile … Ticaret Limited Şirketi kurularak 29/03/2016 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir. Davacı … ve davalı … münferiden atacakları imza ile şirketi temsile yetkili kılınmış ve davalı … müdürler kurulu başkanı olarak seçilmiştir. Davacı taraf, davalının gizli ortağı olduğunu iddia edere 28.02.2019 tarihinde kurulan davalı … Anonim Şirketi’ne davalı … tarafından ortağı olduğu … Limited Şirketinde bulunan müşterileri davalı şirkete yönlendirmek suretiyle haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminatın tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davacının iddialarının ileri sürülüş biçimine göre zarar görenin dava dışı … Limited Şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, haksız rekabet ve müdürün rekabet yasağı ile ilgili iddialar davacının ortağı olduğu … Limited Şirketinin sujesiyle ilgilidir. Şirketlerin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmakta olup, şirketle ilgili açılacak davaların da kural olarak şirketi temsile yetkili kişilerce şirket adına açılması gerekir. Limited şirket ortaklarının kural olarak, şirket adına dava açma hakları bulunmamaktadır. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 644/1-a. maddesi atfı ile limited şirketler hakkında da uygulanan TTK’nın 555/1. Maddesine göre, şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Bu halde dahi pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler. Yöneticinin sorumluluğuna ilişkin TTK’nın 554. Maddesi uyarınca açılan sorumluluk davasında dahi durum böyledir. Davacı taraf, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında, haksız rekabette bulunan davalılardan 20.000,00.-TL manevi tazminat ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00.-TL maddi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ancak tazminatın şirkete ödenmesini talep etmemiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde geçen, “müvekkilim, davalı şirketin eylemleri sonucu haksız rekabetten dolayı maddi olarak zarara uğramıştır. Bu nedenle fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00.-TL maddi tazminat talebimiz bulunmaktadır.” ve “Bu sebeplerle müvekkilimin uğramış olduğu manevi zararın tazmini için 20.000,00-TL manevi tazminat talebimiz bulunmaktadır.” ifadelerinden iddia olunan zararın davacı adına talep edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda izah edildiği üzere şirketin uğradığı zararın şirkete ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılabilecek olup, davacı tarafça kendi adına tazmin talep edilmiş olup, bu halde davacı ortağın aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın, davacının aktif husumeti yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2022