Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1245 E. 2021/998 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1245
KARAR NO : 2021/998
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.03.2020
NUMARASI : 2020/514 Esas
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA : Davacı asil dava dilekçesinde, davalı ile yeğeni… arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı şirketin alacaklı olduğunu, davalının tahsil edemediği alacakları için …’a icra takibi başlattığını, akrabalık ilişkileri çerçevesinde yeğeni .. ..a senet ve çekler tanzim ederek verdiğini ve onun da bu çek ve senetleri ciro etmek sureti ile davalı şirkete ödeme olarak teslim ettğiini, davalı ile hiç bir borç alacak münasebeti olmadığını, son olarak iade edilmek üzere teminat amaçlı olmak üzere, her biri 02.07.2020 tanzim ve 50.000 TL bedelli 03.07.2020; 30.11.2020 ve 30.12.2020 vade tarihli 3 adet bononun düzenlendiğini, davalının bu bonolardan 03.07.2020 vadeli olanı hakkında icra takibi başlattığını ileri sürerek 3 adet bonodan dolayı borçlu olmadığını tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı şirket temsilcisi, davacının akrabası olan …’ın davalı şirkete borcu olduğunu, davacının da bu borca karşılık olarak bonoları düzenleyerek teslim ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
TALEP: Davacı vekili 08.02.2021 tarihli dilekçesi ile, dava konusu bonoların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının, taraflar arasında ticari alışverişin bulunmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalının uhdesinde bulunan 3 adet bononun bedelsiz olup iptali gerektiğini, davalı şirketin konkordato aşamasında olup, iflas etmesi kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik icrai işlemlerin dava sonuna kadar durdurulmasını, icra takibine henüz konmayan 2 adet bononun icra takibine konu edilmemesi ve ödeme yasağı kararı verilmesi hususunda, teminatsız ya da takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, dava konusu senetlerin teminat senedi olarak verildiğine dair senetlerde kayıt bulunmadığı, davacının yargılama esnasında teminat senedi olarak verildiğine dair delil sunmadığı, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun davanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediği ve dava konusu edilen hususları yargılama gerektirdiği, doğrudan doğruya davanın konusu edilen hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmadığını, dava konusu bonoların davalının ticari defterlerinde işlenmediğini, bu hususun bilirkişi raporu ile belirlendiğini, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Talep, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden tebdirin reddine karar verildiği, bu ara kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususuyla sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK m.72/3 maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bununla birlikte, dosya kapsamına sunulan deliller değerlendirilerek tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının keşidecisi, davalının lehtarı olduğu dava konusu bonoların teminat amaçlı olarak düzenlendiği, bedelsiz olduğu iddia edildiği, davalının ise, bonoların borca karşılık verildiği, teminat bonosu olmadığını savunması karşısında, ispat yükünün davacı tarafta oluşu ve dosyada toplanan deliller gözetildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesinin ara kararı ve gerekçesi yerinden olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/09/2021