Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1218 E. 2021/1347 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1218
KARAR NO: 2021/1347
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/703 Esas – 2020/1055 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sahip olduğu … plakalı, … Şasi ve … motor numaralı, 2016 model … marka aracı alt şirketi olan … Ltd. Şti aracılığı ile davalı … A.Ş.’ye uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile kiralandığını, davalı … Şirketi’ne kiralanıp işletme sıfatı devredildiği dönem içerisinde söz konusu araç iç kısmında yangın meydana geldiğini, araçta meydana gelen bu yangın ve hasar sebebi ile davacı müvekkili şirket, aracı satın aldığı … bayisi olan davalı … Ltd. Şti’ne başvurduğunu, başvuru üzerine diğer davalı … A.Ş.’nin teknik ekibi tarafından .. Ltd. Şti’nin teknik servis bölümünde araçla ilgili incelemeler yapıldığını, … A.Ş.’nin davacı müvekkili şirkete vermiş olduğu 14/05/2018 tarihli yazısı ile yaptığı incelemede araçtaki yangının araç tesisatından kaynaklanmadığını, harici etkenden kaynaklandığına kanaate vardığını bildirdiğini, bir başka deyişle araçta meydana gelen yangının aracın üretiminden kaynaklı olmadığını, kullanımdan kaynaklı olduğunu bildirdiğini, araçta meydana gelen yangının üretimden mi yoksa kullanımdan mı kaynaklı bir yangın olduğunun tespiti uzmanlık gerektirdiğini, bu aşamada kendilerince tespit edilemediğinden ve meydana gelen zarara kimin sebep olduğu tespit edilemediğinden dava konusu zarara kimin sebep olduğunun tespit edilemediğinden aracın kullanımdan kaynaklı ya da üretimden kaynaklı olma ihtimaline binaen her iki durumu da düşünerek üretici firma ile kullanıcı firma iş bu davada davalı olarak gösterildiğini, öncelikle araçtaki zararın hangi sebepten meydana geldiği ile yangın sebebi ile araçta meydana gelen hasar bedelinin tespit edilmesini ve hasar bedelinin zarara sebep olan sorumlu taraftan tahsiline karar verilmesini, ayrıca dava sonuna kadar araç kiralama bedelinin tespit edilerek zarara sebep olan sorumludan tahsiline karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile … plakalı araçta meydana gelen zararın sorumlusunun tespitine, şimdilik 1.000,00 TL hasar bedelinin zararın sorumlusundan alınarak faizi ile birlikte tahsiline, dava sonuna kadar olmak üzere ve aracın şimdilik olmak üzere 100,00 TL kiralama bedelinin faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin zararın sorumlusu davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresinin Şişli/İstanbul olduğunu, müvekkili şirket adına açılacak davalarda yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan Mahkemeleri olduğunu, diğer davalıların yerleşim adreslerine bakıldığında da hiçbirinin adresi için yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Mahkemeleri olmaması sebebiyle işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle dosyanın yetkili mahkeme olan İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin yangının meydana gelmesinde hiçbir ihmal ya da kusurunun olmadığını, ilgili aracın kiralandığı tarihten itibaren yaklaşık bir buçuk yıl, aynı sürücü tarafından kullanılmakta olduğunu, hasarın meydana geldiği günde olağan üstü bir durum yaşanmadığını, diğer davalı … A.Ş. 14/08/2018 tarihinde yazmış olduğu raporda, harici USB kablonun, vites kaplama ve orta konsol kaplama alanında geçirildiği, kabloda renk değişimi ile tellerin ayrılmış olduğunu, konsol bardaklık bölgesinde yanmanın olduğu alanda kumaş parçalarının olduğunu, araç tarafı 12 V prizde harici erkek 1 2V priz bulunduğunu, oynatınca voltajın gidip geldiğini, harici USB kablonun bu prizden beslendiğini, araçtaki tüm fonksiyonların çalıştığını, hata kodu düşmediğini, araçtaki yanmanın araç tesisatından kaynaklanmadığını, harici etkenden kaynaklığı kanaatine varıldığının belirtildiğini, davalı … A.Ş.’nin sorumluluktan kurtulmak adına objektiflikten ve gerçeklikten uzak böyle bir rapor düzenlediğini, yangın sebebiyle müvekkili şirketin de zarara uğradığını, her türlü yasal haklarının saklı kalması kaydı ile, müvekkili şirketin yangının meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmaması sebebiyle, ayrıca araç kiralama sözleşmesi ile kiralanan araçta oluşabilecek hasara ilişkin kasko, sigorta ve yasal sorumluluğun davacı üzerinde olması sebebiyle, açılan davanın reddini, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aracın ayıplı olduğuna ilişkin iddianın kabul edilmesi düşünülse bile ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden dolayı davanın esasa girmeden reddinin gerektiğini, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorun olmadığını, müvekkili şirket tarafından aracın geçmişi incelendiğinde, dava konusu aracın periyodik bakımlarının düzenli yaptırılmadığını, sadece 40.000 KM bakımı için yetkili servise geldiğinin görüldüğünü, öte yandan davacının hiç garanti kapsamında yapılmış bir servis işleminin de bulunmadığını, davaya konu edilen araç üzerinden meydana gelen yangın olayı incelendiğinde, yetkin teknik ekip tarafından yapılan detaylı ve titiz teknik çalışmalar neticesinde, araçtaki yanmanın, araç tesisatından kaynaklanmadığını, harici etkenden kaynaklandığının tespit edildiğini, dava konusu aracın yaklaşık 2 yıl sorunsuz olarak ticari amaçla kullanıldığını, bu anlamda bu kadar uzun süredir sorunsuz olarak ticari amaçla kullanılan bir araçta üretim kaynaklı bir arızanın varlığından bahsetmenin olanaksız olduğunu, bu nedenlerle açıladın davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememize konu olan tazminat davasında, davalılardan … A.Ş ile davacı arasında alt kira ilişkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Dava konusu araç davalının kira kullanımı döneminde yangın sonucu hasarlanmış olup, araç sahibi davacı aracın kullanım hatasından mı üretim hatasından mı kaynaklı olduğunu tespit edemediğinden hem üretici-satıcıya hem kiracıya karşı dava açmıştır. Eldeki davada alt kira ilişkisi mevcut olduğundan, aracın kullanıcı hatasından kaynaklı olduğu tespit edildiği takdirde, kira sözleşmesi yorumlanarak TBK’da düzenlenen kira sözleşmesi hükümleri gereği zarardan sorumlu olup olmayacağının görevli mahkemece tartışılması gerekecektir. Davalı cevap dilekçesinde hasardan; kira sözleşmesine göre zararın kasko,sigorta ve yasal sorumluluğun davacı üzerinde olduğunu beyan etmiştir. Alt kira ilişkilerinde de sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu tartışmasızdır. Nitekim benzer nitelikte bir davada Yargıtay 3.HD’nin 2017/5346 E. 2019/1187 K. Sayılı ilamında: “Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasındaki kira sözleşmesine konu olan otomobilin … Ltd. Şti. tarafından davalıya alt kira sözleşmesi ile kiralandığı anlaşılmaktadır. Davanın alt kiracının kiralananı elinde bulundurması nedeniyle asıl kiraya veren tarafından açılan bir dava olması sebebiyle Türk Borçlar Kanununun kira hukukuna ilişkin madde ve hükümlerinin değerlendirilmesi gerekeceğinden davacının kira ilişkisinden kaynaklanan talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi görevi 6100 Sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. ” gerekçesi ile bu hususa değinmiştir. Diğer davalılar yönünden Mahkememiz görevli olsa da; araçta üretim hatasından mı kullanıcı hatasından mı kaynaklı yangın olduğu hususunda her iki davada verilecek kararların birbiri ile çelişmemesi, birlikte görülüp karara bağlanması tarafların hak kaybına uğramaması için elzem olduğu, dosyanın tefrik edilmeksizin özel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinde karara bağlanması gerektiği kanaati ile tüm davalılar yönünden görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle HMK’nın 4/1-a maddesi gereği mahkememizin HMK.nın 114/c ve HMK.nın 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklı bir alacak hakkında olmayıp müvekkili ile davalılar arasında herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığından uyuşmazlığın kira sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesinin ve çözüme kavuşturulmasının mümkün olmadığını, müvekkili …, … plakalı aracın sahibi olup … A.Ş. Dahil olmak üzere hiçbir davalı ile arasında kira sözleşmesi ve dolayısıyla da kira ilişkisi bulunmadığını, aracı kiralayanın müvekkili şirketin alt şirketi olan … Ltd. Şti. olduğunu, dava kapsamında kira ilişkisinden kaynaklanan bir alacağın ödenmesi hakkında herhangi bir talep söz konusu olmadığını, davaya konu uyuşmazlık tamamen taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı ve tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup kira sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağın söz konusu olmadığını, müvekkilinin yangın nedeniyle hasar gören aracın sahibi olduğu kabul edilmesine karşın yerel mahkeme tarafından müvekkili ile davalılardan … A.Ş ile arasındaki hukuki ilişki tespit edilirken hataya düşüldüğünü, her ne kadar yerel mahkeme taraflar arasındaki ilişkinin alt kira sözleşmesinden kaynaklanan bir kira ilişkisi olduğunu kabul etmişse de bu tespitin hatalı olduğunu, … Ltd. Şti. müvekkili şirketin alt şirketi olup müvekkiline ait hasar gören araç alt şirkete kiralanmış durumda olmadığını, dolayısıyla … Ltd.Şti. İle davalı … A.Ş. Arasında imzalanan kira sözleşmesinin müvekkili bakımından alt kira sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, dolayısıyla müvekkili ile davalılar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığından ve davaya konusu edilen alacak kalemleri de kira sözleşmesinden doğan alacaklar olmadığından dava konusu uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesince çözüme kavuşturulmasının mümkün olmadığını, davalı … Ltd.Şti. müvekkilinin hasara uğrayan aracı satın aldığı şirket olup diğer davalı … A.Ş.’nin bayiiliğini yaptığını, … satıcı sıfatına sahip iken …’ün ise üretici sıfatına sahip olduğunu, bu durumda müvekkili ile davalılar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olduğu ve bu ticari ilişkiden kaynaklı uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkemenin de ticaret mahkemeleri olduğunu, … Ltd.Şti. İle … A.Ş. Yönünden görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğu yerel mahkeme tarafından dahi kabul edilmekte iken uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemeleri tarafından görülerek sonuca bağlanmasının mümkün olamayacağını, dikkate alınması gereken en önemli hususlardan birinin de alacağın hukuki niteliği olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından alacak taleplerinin hukuki niteliğine dair hiçbir değerlendirme ve tespit yapılmadan hüküm kurulduğunu, görev konusunda bir karar verilecekse bile öncelikle yapılması gerekenin kusurun ve kusur kapsamında tarafların sorumluluğunun belirlenmesi olduğunu, bu hususlar hakkında hiçbir araştırma yapılmaksızın mahkemenin görevsizliği yönünde hüküm kurulmasının eksik ve hatalı olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını, talep edilen alacak kalemlerinin hukuki niteliğinin kira alacağı kapsamında sayılamayacağını ve bu nedenle de davaya bakmakla görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olmadığını, davada tarafların tümü tacir olup dava konusu uyuşmazlık tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğu gibi talep edilen alacak kalemlerinin de ticari nitelikte olduğunu, TTK ve HMK’nın ilgili hükümleri gereği davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararın kaldırılmasını ve yargılamaya devam edilerek işin esasına girilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, maliki tarafından alt şirketi aracılığıyla kiralanan aracın hasar görmesi nedeniyle hasar bedeli ve kazanç kaybının kiracı, satıcı ve üreticiden tahsili davasıdır. Bu aşamada istinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Her ne kadar davacı vekilince, dava dışı … Ltd. Şti. ile müvekkili şirketin alt şirketi olup müvekkiline ait hasar gören aracın alt şirkete kiralanmasının söz konusu olmadığını iddia etmiş ise de, davacı … Ltd. Şti ile davacının dava dilekçesinde davacının alt şirketi olarak gösterilen dava dışı … Ltd. Şti. Arasında dava konusu … plakalı aracında bulunduğu bir kısım araçlar hakkında 01.01.2017 ve 01.01.2018 tarihli iki adet uzun dönem otomobil operasyonel kiralama ve hizmet sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. … Ltd. Şti. İle davalı … A.Ş. arasında ise 04.01.2017-21.04.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … plakalı aracın kiralanmasına ilişkin olarak kira sözleşmesi imzalanmıştır. İBB İtfaiye daire başkanlığının 25.04.2018 tarihli yangın raporuna göre … plakalı araç …’ın kullanımında iken 19.04.2018 tarihinde vites kutusu civarında ortaya çıkan tutuşma nedeniyle kısmen yanarak hasar gördüğü anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 322/3. Maddesinde, alt kiracının, kiralananı kiracıya tanınandan başka biçimde kullandığı takdirde kiracı, kiraya verene karşı sorumlu olacağı, bu durumda kiraya verenin, kiracısına karşı sahip olduğu hakları alt kiracıya veya kullanım hakkını devralana karşı da kullanabileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre davacı ile davalı … A.Ş. arasındaki ihtilafın kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacının ileri sürdüğü gibi davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında kira ilişkisinin bulunmadığı kabul edilse dahi davacı tarafın, aracın dava dışı … Ltd. Şti. Aracılığıyla davalıya uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile kiralatıldığını; sahip olduğu bu aracı ticari amaçla satın alarak ve alt şirketi olan … Ltd. Şti. tarafından araç kiralama işinde kullandırıldığının ve aracın kiralık bir araç olup günlük kiralamadan dolayı gelir elde edilemediğinin beyan edilmesi karşısında davacının kira ilişkisini kabul ettiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 4/1-a maddesine göre, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarının sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Davacı ile davalı … A.Ş. Arasındaki ihtilaf kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, bu uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Tarafların ticari işletme olduğu konusunda şüphe yoktur. Ancak sulh hukuk mahkemeleri kira ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından ihtisas mahkemeleri olup, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bütün kira ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakma görevi sulh hukuk mahkemelerine aittir. Her ne kadar davalılar … Ltd. Şti. ve … A.Ş. kira ilişkisinin tarafı değil ise de, davanın taraflarının birisi hakkında uyuşmazlığın ihtisas mahkemesinin görevi içerisinde kalması halinde diğer davalılar hakkında da bu mahkeme görevli hale gelir. Bu sebeple HMK’nın 4. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunu reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021