Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1208
KARAR NO: 2021/1680
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST. ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2021
NUMARASI: 2020/271 Esas-2021/145 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün tasfiye memurları vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, ihyası istenen kooperatif bilançolarında görülen alacağının kooperatiften alınamaması durumunda …’nın ödeyeceği şeklindeki taahhüt nedeniyle dava dışı … aleyhine dava açtığını, davanın görüldüğü İst. Anadolu 2. AHM’nin 2016/12 esas, 2017/492 karar sayılı ilamı ile davanın kabul edildiğini, ancak İstanbul BAM 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1026 esas, 2020/175 karar sayılı ilamı ile “öncelikle kooperatif şirkete başvurularak gerekirse ihya yoluna başvurulması” gerekçesiyle kararın bozulduğunu, bu nedenle İst. Anadolu 2. AHM’nin 2020/78 esas sayılı dosyası ile kendilerine tasfiye edilen …’nin ihyası için yetki ve izin verildiğini, bu nedenle …nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkememizin 25.11.2020 tarihli ara kararı uyarınca davacı vekili, davayı tasfiye memurları … ve …’ya yöneltmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve …’ya usulünce tebliğ yapılmış, ancak davaya cevap vermemişlerdir. Dahili davalı … cevap dilekçesinde; davacının İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu davanın bu aşamada kooperatifle ilgisi olmadığından bu davada verilecek kararın kooperatifi bağlamayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiş, ancak 3.3.2021 tarihli duruşmada sözlü olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; genel kurul kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen kooperatifin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının mahkemece verilen mehil gereğince açmış olduğu kooperatif tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup ,davacının ihya davası açmakta haklı olduğu gerekçesiyle gerekçesiyle davanın TTK’nin 547. maddesi uyarınca KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan Tasfiye Halinde … Konut Yapı Kooperatifi’nin ticaret sicil kaydının, İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/78 esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilânına, ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memurları … ve … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran tasfiye memurları vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin tasfiye memuru sıfatı ile …Kooperatifini 1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 81. ve devamı maddeleri ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 529. ve devamı maddelerince usulüne uygun tasfiye işlemlerini yaptıklarını ve ticaret sicilinden terkin ettirdiklerini, davacı …’in dava dışı… aleyhine İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alacak davasını kooperatifin tasfiyesi bittikten ve ticaret sicilden terkin edildikten sonra 2016 yılında açtığını, … Kooperatifi’nin ne davacı …’e ne de dava dışı…’ya bir borcunun olmadığını, gerçekten kooperatifin bir borcu olmuş olsaydı davacı …’in, … aleyhine İstanbul Anadolu 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğu alacak davasını kooperatif tüzel kişiliği aleyhine de yöneltip kooperatiften bu alacağı talep edeceğini, ayrıca davacı …’in vekili …’ün 08/02/2010 tarihli ibraname ile davacı …’in … Kooperatifi’nden hiçbir alacak ve borcunun olmadığını, hiçbir suretle dava ve icra yoluna gitmeyeceğini söyleyerek; … Kooperatifi’ni ibra ettiğini beyan ettiklerini, davacı … ile dava dışı…’nın kendi aralarındaki ticari ilişkiye kooperatifi de dahil ederek imzalamış oldukların 08/02/2007 tarihli sözleşmenin kooperatifi bağlayıcı bir sözleşme olmadığını, kooperatifin ihyasının hukuki yararı yok iken ihyasına karar verilmesini hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen kooperatifin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memurları tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Kooperatif tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen S.S Akançağlar Yapı Kooperatifi ‘nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalıların, 25/02/2015 tarihinde tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından açılan , İstanbul Anadolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/12 E-202017/492 K sayılı ilamının İstanbul BAM 19. H.D’nin 2018/1026 E-2020/175 K sayılı ilamı ile kooperatifin tasfiye edilmiş olmasının yeterli araştıma yapılmasına engel olmayacağı gerekirse yeniden ihyası istenerek kooperatif bilançosunda tasfiye tarihinden önce söz konusu alacağın mevcut olup olmadığının araştırılması gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmesi üzerine İstanbul Anadolu 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/78 Esas sayısı ile devam eden dosyanın derdest olduğu görülmüştür. Her ne kadar davada kooperatif taraf olmasa da derdest davanın sonuçlandırılması için gerekli olan delillerin toplanması ve araştırmanın yapılabilmesi için davaya konu kooperatifin ihyası ve bilançolarını incelenmesi gerekli olduğundan ve bu hale göre davacıların anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı tasfiye memurları vekili kooperatifin taraf olmadığı sözleşmenin kooperatif yönünden bağlayıcı olmadığı, bağlayıcı olsa dahi alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de ileri sürülen bu husular eldeki davada incelenmesi gereken hususlar değildir. Açıklanan nedenlerle tasfiye memurları vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve kooperatifin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve mahkemece davanın kabulü ile derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren kooperatifin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline, tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurlarının HMK 326. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memurlarının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memurları vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/12/2021