Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1205 E. 2021/1301 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1205
KARAR NO: 2021/1301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2021
NUMARASI: 2019/436 Esas – 2021/180 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ABD merkezli kağıt ve orman ürünleri sanayi alanında faaliyet gösteren sektörde oldukça tanınmış uluslararası bir firma olduğunu, davacı şirketin Türkiye’de alıcılara kağıt ürünleri satmakta olduğunu, davalı … A.Ş de bu alıcılardan biri olduğunu, davacı şirketin 2007 yılından beri Türkiyedeki müşterilerine acente temsilci olarak görev yapan davalı … Ltd. Şit ve … aracılığıyla ulaşmakta olduğunu … ve davacı şirket arasında yazılı bi acente sözleşmesi bulunmakta olduğunu, … aynı zamanda davalı … yetkilisi olduğunu her ne kadar şirketin ticaret sicil kaydında adı geçmemekte ise de şirketin hissedarları ile aynı soyadı taşımakta ve şirkete ait e posta adresi kullanmakta olduğunu, davalılara gönderilen ihtarnameler ve e-posta, telefon yoluyla ulaşma girişimleri sonuç vermediğinden taraflarınca Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yapılmış olduğunu, dava konusu alacağın dayandığı faturanın asıl borçlusu … olmakla beraber, … ve … aracı statüleri ve asıl borçludan tahsilat yapmış olmalarına rağmen bu bunları davacıya iletmedikleri yönünde şüphe bulunduğundan davaya dahil edilmiş olduklarını, davacı mallarını deniz yoluyla gönderdiğini ve alıcıya teslim ettiğini, … 2017 Ekim ayında davacıdan tonu 720 USD olmak üzere 4000 ton balya halinde birinci kalite kraft kağıt hamuru sipariş ettiğini, siparişe ilişkin fiyat, miktar, nakliye gibi konular … aracılığıyla görüşülerek mutabık kalınmış ve mallar 18 Ekim 2017 tarihinde ABD’nin Portland Limanından gemiye yüklenerek İzmir Limanı varışlı olarak gönderildiğini, nakliyat firması Hollanda merkezli … olduğunu, mallar … isimli gemiyle … nolu konşimento ile gönderildiğini, geminin 2 Kasım 2017 tarihinde İzmir’e vardığını ve malların limandan çekilmiş olduğunu, malların bedelinin vadesinde ödenmemiş olduğunu bu satış için kesilen 2.887.295,75 USD’ lik faturada da belirttiği üzere ödemenin gemi varışından sonraki 10 gün içinde yapılması gerekmekte olduğunu, fazlaya ve faize ilişkin tüm talep ve dava hakları ile Türk Ceza Kanunundan doğan her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.00,00 L tutarındaki alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; … Lt. Şti. Davalılardan … Ltd. Şti ihracat departmanında sigortalı çalışanı davalı … ile 29/07/2008 tarihinde davacının Türkiye’de ürünlerin satışına %1 komisyon karşılığına arcılık etmek konusunda anlaşmış olduklarını, davalı şirket bu anlaşma çerçevesinde 2008-2017 yılları arası arasında yaklaşık 475 adet toplam tutarı 231.000,00 USD satışa aracılık yapmış olduğunu, davalı şirket … ile davacı şirket arasına komisyon ücretlerinin ödenmesi konusunda birtakım problemler yaşanmakta olduğunu, …’in şirket ortaklarıyla aynı soyada sahip olması davalı …’in …’in ticari ilişkide olduğu kişilere karşı hukuki bir sorumluluk altına giremeyeceğini, … 26/08/2018 tairhinde emekli olarak …den ayrıldığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini, davalının ayrıca İstanbul barosunun belirlemiş oluğu asgari avukatlık ücret çizelgesi göre işbu dava için avukatın talep edeceği asgari avukatlık ücreti ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Somut olayda davacı tarafın, davalılardan … tarafından kağıt hamuru sipariş edildiğini, siparişe ilişkin fiyat, miktar, nakliye konularında diğer davalı … aracılığıyla görüşülerek mutabık kalındığını, malların ABD’nin Portland Limanından gemiye yüklenerek İzmir Limanı varışlı olarak gönderildiğini, malların teslim alındığını ancak faturada belirtilen ödemenin davalı … tarafından yapılmadığını, diğer davalılara da bu konuda tahsilat yetkisinin verilmediğini iddia ettiği, davalı …’in, davacıdan mal satın almadığını, bunun konişmento ve belgeler ile sabit olduğunu, konişmentonun emre yazılı olarak düzenlendiğini, davacının satıcı olmayıp yüklenici olduğunu, davacının mallar üzerindeki sahipliğini ciro yoluyla devrettiğini, konişmento uyarınca malları satıcı … şirketinden satın aldığını bu şirkete ödeme yaptığını savunduğu, davalı …’in pasif husumet itirazında bulunduğu ve diğer davalı …’nın çalışanı olduğunu savunduğu, davalı …’nın dava konusu ticari ilişkide davacının mal satışına aracılık etmediğini, malı doğrudan .. Limited Şirketinden satın aldığını ve … LTD’ye sattığını bu hususunun faturalar ve konişmentodan açıkça ortaya çıktığını savunduğu, dosyada bilirkişi raporu alındığı, tarafların rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları, davaya konu uyuşmazlığın deniz ticaretinden kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın Deniz Ticaret Hukukuna göre Özel İhtisas Mahkemesi olan Ticaret Mahkemesinin Deniz İhtisas Dairesinde çözümlenmesi gerektiği, görevin dava şartı olduğu, davanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği de dikkate alınarak davanın görev nedeniyle usulden reddi ile dosyasının görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi Denizcilik İhtisas Mahkemesine gönderilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusunun tacirler arasındaki ticari satımdan kaynaklı alacak olmasına rağmen, sırf ticari satıma konu malın deniz yoluyla taşınması ve bu sebeple konişmentonun var olması sebebiyle İlk Derece Mahkemesi’nin davanın denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiğini değerlendirerek neredeyse 2 yılın sonunda 5 duruşma ile defter incelemesi yapıldıktan ve bilirkişi raporları alındıktan sonra görevsizlik nedeniyle usulden ret kararı vermesinin hem Anayasa tarafından güvence altına alınan adil yargılanma hakkının hem de 6102 sayılı TTK’nın açık ihlalini teşkil etmekte olup, hukuka aykırı olduğunu, TTK madde 5 uyarınca TTK’nun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak üzere kurulan Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin görevi, deniz ticareti ve deniz sigortalarına ilişkin ihtilaflara bakmakla sınırlı olduğunu, bunun yanı sıra “Denizcilik Alacakları” başlıklı TTK madde 1352’de de yine bu mahkemelerde görülen alacak davalarına ilişkin alacaklar kalem kalem sayılmış olmasına rağmen dava konusu olan ticari alım-satımdan kaynaklanan alacaklar burada yer almadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de tacirler arasındaki alım-satımdan kaynaklı alacak davalarında görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kabul etmemekle beraber, eğer uyuşmazlığın tacirler arasındaki alım-satımdan kaynaklı uyuşmazlık değil de konişmentonun cirosuna ilişkin uyuşmazlık olduğu kabul edilse dahi, doktrin uyarınca da bu uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yine müvekkili Şirketin Türkiye’deki başka bir alıcısına aynı acente ve temsilcisi aracılığıyla deniz yoluyla gönderdiği malın bedelini tahsil edememesi sebebiyle ikame ettiği diğer bir alacak davasının aynı yargı çevresindeki bir diğer Asliye Ticaret Mahkemesi olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2019/440 E, 2021/370 K., 06.04.2021 tarihli kararıyla da kabul edildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasını ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satılıp teslim edilen mal bedelinin ödenmeyen kısmının alıcı, acente ve acentenin çalışanından tahsili davasıdır. Bu aşamada istinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Davalı … Anonim Şirketi’nin siparişi üzerine tonu 720 USD olmak üzere 4000 ton balya halinde birinci kalite kraft kâğıt hamurunun ABD’nin Portland Limanından … isimli gemiye yüklenerek … nolu konşimento ile İzmir Limanına gönderildiği ve malların İzmir Limanından çekildiği, bu satış için kesilen 2.887.295,76 USD’lik faturanın vadesinde ödenmediği iddiasıyla alacağın tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Ancak TTK’nın 5/2. Maddesinde ise, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği düzenlenmiştir. Deniz ticareti TTK’nın Beşinci Kitabında deniz ticareti sözleşmeleri de bu kitabın Dördüncü Kısmında düzenlenmiştir. Ancak TTK’nın deniz ticareti sözleşmeleri kısmında taşıyan ile gönderilen-alıcı ve taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkilere dair düzenlemeler vardır. Buna karşın malın deniz taşımasının söz konusu olduğu hallere ilişkin olarak malı satan taşıtan ile malı alan gönderilen arasındaki alım satım ilişkisine dair hususlarda TTK’nın deniz ticareti sözleşmeleri kısmında herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Dolayısıyla malın deniz yoluyla taşınması halinde dahi malı gönderen satıcı ile alan alıcı arasındaki alam satım ilişkisine genel hükümlerin uygulanması gerekir. Bu kapsamda somut olayda ihtilaf yükün deniz yoluyla taşımasına ilişkin süreçten kaynaklanmadığından uyuşmazlığın çözümünde denizcilik ihtisas mahkemesi görevli olmayıp tarafların ticari işletmeleriyle ilgili bulunan davada asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Bu nedenle mahkemece deniz ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-3 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021