Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1175 E. 2021/1303 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1175
KARAR NO: 2021/1303
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2021
NUMARASI: 2016/1003 Esas – 2021/147 Karar
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2013 tarih 2013/549 Esas -2013/288 sayılı kararı tabloda seri numaraları bildirilen hisse senetlerinin kayıp olduğu bu nedenle iptal edildiğini, bugüne kadar ilgili şirkete yazılı ve sözlü olarak başvuruda bulunulduğu halde söz konusu senetler ile ilgili kendisine belgi verilmediğini, yeni senetlerin kendisine teslim edilmediğini, hisse senetlerinin …’ne aktardığını bildirdiğini, ayrıntılı başkaca bilgi verilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalma kaydıyla iptal edilen senetlerle ilgili olarak …ne kaç adet hisse devredildiği, senetler değiştirildi ise seri numaraları ve tutarları bedelli bedelsiz sermaye artırımları hakkında bilgi ve belge verilmesi, bedelli ve bedelsiz artırımdan sonraki hisse senetlerinin davalıdan alınarak kendisine verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket pay senetlerinin 25/11/2005 tarihinde Sermaye Piyasası mevzuatı gereğince Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde kaydileştirildiği, bu tarihten sonra SPK’nın fiziki pay senet basımına izin vermediğini, kaydi olarak izlenmesini şart koşduğunu, davacının davalı şirket kayıtlarındaki son işlem tarihinin 27/06/1995 tarihi olduğu, 1992-1993 yıllarına ait temettü ödemelerinin makbuz karşılığı davacıya yapıldığını, bu tarihten mahkemece senetlerin zayi olduğuna karar verildiği 2013 yılına kadar 18 yıllık dönemde davalı şirket tarafından hukuken yapılan herhangi bir işlem olmadığını, mahkemece iptal kararının verildiği tarihinde ise SPK’nın Seri IV n:28 sayılı tebliğ hükmü uyarınca kaydileştirme işlemlerinin vadesi dolmuş halka açık şirketlerin fiziki olarak hisse çıkarma imkanlarının sonlandırıldığını, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4 m hükmü gereğince kaydileştirmeyen hisse senetlerinin mülkiyetinin Yatırımcı Tanzim Merkezine intikal ettirildiğini, Anayasa Mahkemesi tarafından Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4-5-6.cümleleri 22/10/2015 tarih ve 2015/29 Esas 2015/985 sayılı karar ile iptal edilmiş ise de pay senetlerinin iptal edildiği tarihte yürürlükte olan yasa maddesi uyarınca dava konusu senetlerin mülkiyetinin …ne intikal ettirildiğini, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının geriye yürümeyeceğinden davacının ilgili taleplerini …’ne yönlendirebileceği, söz konusu hükmün iptalinden sonra yayınlanan ve dava tarihinde geçerli olan … tarafından yatırımcılara yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik uyarınca …ne devredilen sermaye piyasası araçlarına ilişkin hak sahiplerine ne şekilde ödeme yapılacağını ilişkin bir yönetmeliğin bulunduğunu, konu ile ilgili olarak SPK tarafından davalı şirket ile ilgili soruşturma yapıldığını, aleyhlerine herhangi bir işlem tesis edilmediğini, yatırımcı işlemlerinde herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığını, ayrıca bir an için davanın kabulüne karar verilse dahi SPK ‘nın sadece kayden izlenmesini şart koştuğu ve fiziki pay senedi basımına izin vermediği için kararın infazının mümkün olmadığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacının davalı şirketin 20 hisse 2 adet 200.000-TL eski değer tutarlı, 40 hisse 1 adet 200.000-TL eski değer tutarlı, 10 hisse 2 adet 100.000-TL eski değer tutarlı hisse senetlerini zayi ettiği bu hususun kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğu , Borsa İstanbul’da(Eski adıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) tahtası olup işlem gören pay senetlerinin tümünün 25/11/2005 tarihinde Sermaye Piyasası mevzuatı gereğince Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde kaydileştiği, bu tarihten sonra SPK mevzuatı gereği fiziki pay senedi basımının mümkün olmadığı, davacının davalı şirket kayıtlarındaki son işlem tarihinin 27/06/1995 tarihi olduğu, 1992-1993 yıllarına ait temettü ödemelerinin makbuz karşılığı davalı şirketten aldığı, bu tarihten mahkemece senetlerin zayi olduğuna karar verildiği 2013 yılına kadar 18 yıllık dönemde senetler üzerinde hiç bir işlem yapılmadığı, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/549Esas-2013/288Karar numaralı iptal kararının verildiği 17/09/2013 tarihinde ise SPK’nın Seri IV n:28 sayılı tebliğ hükmü uyarınca kaydileştirme işlemlerinin vadesi dolmuş halka açık şirketlerin fiziki olarak hisse çıkarma imkanlarının sonlandırıldığı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4 m hükmü gereğince kaydileştirmeyen hisse senetlerinin mülkiyetinin …ne intikal ettirildiği, her ne kadar Anayasa Mahkemesi tarafından Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4-5-6.cümleleri 22/10/2015 tarih ve 2015/29 Esas 2015/985 sayılı karar ile iptal edilmiş ise de pay senetlerinin iptal edildiği tarihte yürürlükte olan yasa maddesi uyarınca dava konusu senetlerin mülkiyetinin …ne intikal ettirildiği, her ne kadar söz konusu hüküm Anayasa Mahkemesince sonradan iptal edilmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceğinin yine Anayasamız ile sabit olduğu somut olayda da davacının ilgili taleplerini davalıya yöneltemeyeceği, …’ne yöneltebileceği mahkememizce anlaşılmış ve açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, …” karar verilmiştir. Mahkemece İstinaf Başvurusunun Değerlendirilmesine İlişkin Karar İle; Davacı tarafından dava konusu edilen hisse senetlerinin nominal değerinin 1.000 TL olduğu bildirildiğinden Mahkemece verilen kararda da belirtildiği üzere 6100 Sayılı HMK.nun 341/2 madde hükmü gereğince kararın verildiği tarihteki dava değeri dikkate alındığında kesin olduğundan davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin verdiği kararda pasif dava ehliyeti olmadığı belirtilmiş ise de aslında mevcut olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin karara karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar miktar yönünden kesin olduğundan bahisle istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de dava konusu edilen hisse senetlerinin nominal değeri 36 adet (1 adet 1.000 -TL) 36.000 TL olduğundan kesinlik sınırının üzerinde olduğunu, istinaf başvurusunun reddedilmesinin usule aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak istinaf incelemesi yapılarak davanın kabul edilmesine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, mahkemece zayi nedeniyle iptaline karar verilen hisse senetleri yerine geçici ilmühaber verilmesi davasıdır. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2013 tarih, 2013/549 E – 2013/288 K. Sayılı kararı ile, davalı … AŞ’ye ait 3. tertip 20 hisse …-… nolu 2 adet, 200.000 TL eski değer tutarlı, 3, tertip 40 hisse … nolu 1 adet, 200.000 TL eski değer tutarlı, 4. tertip 10 hisse …-… nolu 2 adet, 100.000 TL eski değer tutarlı senetlerin zayi olmaları sebebiyle iptallerine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda, 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile “kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları … (…)’ye intikal eder” maddesine istinaden dava konusu hisse senetleri de dahil olmak üzere SPK m.13/4 uyarınca kaydileştirilmeyen tüm hisse senetlerinin mülkiyeti tüm hakları ile birtikte (kar payi ve bedelsiz artırım) 2013 mayıs ayında … hesaplarına aktarıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca … tarafından gönderilen yazı cevabına göre aktarımı yapılan hisse senetlerinin … tarafından 10.07.2013 ile 05.08.2013 tarihleri arasında satılmış olduğu bildirlmiştir. …’nden gelen yazı cevabı doğrultusunda Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş bu kararın istinaf edilmesi üzerine ise kararın miktar itibariyle kesin olduğundan bahisle reddine karar verilmiştir. Bu kez istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Esasen istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvuru süresi HMK’nın 346/2. Maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren bir haftadır. Ancak mahkeme kararından istinaf yoluna başvuru süresi iki hafta olarak gösterilmiştir. Davacı tarafından istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin karara karşı kararın tebliğinden itibaren bir hafta geçtikten sonra ve fakat iki haftalık süre içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Anayasa’nın 36, 40/2 ve HMK’nın 297. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemelerin kararlarında ilgililere başvurulabilecek kanun yollarını, başvuru merciilerini ve başvuru sürelerini sadece göstermeleri yeterli olmayıp aynı zamanda doğru olarak göstermeleri de anayasal gerekliliktir. Bu sayede bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğü ve bu çerçevede adil yargılanma hakkı tesis edilmiş olacaktır. Mahkemenin kanun yolu ve süresini hatalı belirtmesi hâlinde, usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü de gözönüne alındığında kararda belirtilen süreye uyularak yapılan kanun yolu başvurusunun, adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilerek süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği açıktır(Yargıtay HGK’nın 30.03.2021 Tarih, 2019/(21)10-768 E. – 2021/361 K. Sayılı Kararı). Bu halde istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin karara karşı sunulan istinaf dilekçesinin süresi içinde sunulduğu dikkate alınarak istinaf incelemesinin yapılması gerekir. Davacı bilirkişi raporundan sonra bilirkişi raporunun 6. Maddesinin uygulanmasını talep etmiş ise de dava bu yönde ıslah edilmemiştir. Davacı, dava ve cevaba cevap dilekçesinde pay senetlerinin bedelini değil hisse senedi geçici ilmühaber talebinde bulunmuştur. Ayrıca dava açılışında fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava değeri 1.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Dava mülkiyete ilişkin olduğundan dava değeri söz konusu hisselerin dava tarihindeki değerine göre tespit edilmelidir. Davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak göstermiş olduğu dava değeri kesinlik sınırının tespitinde nazara alınamaz. Zira kısmi dava açıldığı durumlarda dava edilen şeyin tamamının değerine göre ya da bölünemeyen bir dava söz konusu olduğu hallerde ise dava olunan şeyin değerine göre kesinlik sınırı tespit edilmelidir.Davacının dava konusu ettiği hisselerin dava tarihindeki değeri tespit edilmediğine göre kararın kesin olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemenin davacının istinaf dilekçesinin reddine dair istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.Davacının, dava konusu ettiği hisselerin …ne devredildiği ve bu kurum tarafından satışının yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda …ne devredilen ve satılan hisse senetlerine ilişkin davalı tarafından geçici ilmühaber düzenlenmesi mümkün değildir. Davacı … cevabi yazısında bildirildiği gibi …nden ancak bedel talep edebilir. Hal böyle olunca davacının dava konusuyla ilgili olarak davalıdan talep edebileceği bir hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemez. Bu nedenle mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesine dair ek karara ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf başvurusunun değerlendirilmesine dair ek kararının KALDIRILMASINA, davacı vekilinin istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesinin nihai kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İlk derece mahkemesi ek kararına ilişkin, davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-Davacı tarafından başvuru sırasında, nihai karara ilişkin istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafın istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın reddine karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.04/11/2021