Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1119 E. 2021/1581 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1119
KARAR NO: 2021/1581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2020/538 Esas-2021/190 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalının müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu iş sözleşmesinde kararlaştırılan rekabet yasağı hükmüne aykırı olarak dava dışı … Anonim Şirketi’nde çalışmaya başlaması nedeniyle sözleşmede öngörülen 56.615,16.-TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğinden öncelikle görev yönünden reddine olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiği ve davalı işçinin 30/04/2019 tarihinde istifa ederek ayrıldığı tarihe kadar davacı şirkete çalışmaya devam ettiği, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunduğu, 7036 sayılı yasanın 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girdiği ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar yönünden herhangi bir ayırım yapılmadığı aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın İş Mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği, bu haliyle, somut olayda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; TTK’nın 4/1(c) maddesinin, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447… maddelerinde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu hükmünü içerdiği, TTK’nın anılan son derece sarih yasa düzenlemesi ile hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağının ihlali sebebiyle açılacak davaların madde aralığı (TBK m. 444-447) belirtilme suretiyle mutlak ticari davalardan olduğu ve ticaret mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği, nitekim, kanun koyucunun, çok uzun yıllar yürürlükte kalan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu döneminde de (m. 4) Borçlar Kanunu’nun rekabet memnuiyetine dair 348. ve 352. hükümlerine atıf yaparak hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı düzenlemesinden kaynaklı davaların mutlak ticari davalardan olduğunu düzenlediği, yeni TTK döneminde de aynı yöndeki iradesini devam ettirerek, madde aralığı belirtmek suretiyle bilinçli şekilde bu davaların ticaret mahkemesinde görülmesini istediği, 25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1(a) maddesinde; 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinin bakacağı düzenlenmiş ise de, 7036 Sayılı Kanununda, TTK’nın 4/1(c) maddesinin yürürlükten kaldırıldığına dair herhangi bir düzenlemeye de yer verilmediği, İşçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverene karşı rekabetten kaçınma yükümlülüğü, sadece bu konuda bir rekabet yasağı sözleşmesinin bulunması halinde söz konusu olabilceği, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı düzenlemesi, iş sözleşmesinden ayrı müstakil bir sözleşme mahiyetinde olup, ne iş sözleşmesinden kaynaklanan sadakat borcunun bir gereği olarak görülebileceği ne de iş sözleşmesin bir parçası olarak kabul edilebileceği, sözleşme sonrası rekabet yasağına iş sözleşmesinde yer verilmiş olması da bu konuda herhangi bir farklılık yaratmaayacağı, İş mahkemelerinin görev alanını düzenleyen İş Mahkemeleri Kanunu’nda ise, rekabet yasağı sözleşmesinden (TBK m. 444-447) doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair herhangi bir yasa hükmü yer almadığı, 7036 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde, Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmının altıncı bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine yapılan yollamanın sadece 4857 Sayılı İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalan fakat hizmet sözleşmesine dayanarak çalışan işçilerle işveren veya işveren vekilleri arasındaki uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini belirlemek gibi bir işlevi olup, bu düzenlemeden hareketle TTK’nın açık hükmüne rağmen iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılması hukuken hiçbir şekilde mümkün olmadığı ayrıca 7036 Sayılı Kanunun ne genel gerekçesinde ne de madde gerekçesinde aksi yönde bir sonuca varılmasını gerektirecek herhangi bir ibare açıklama bulunmadığı gibi Rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu özel olarak düzenlemiş olan TTK m. 4/1(c) hükmünün de halen yürürlükte bulunduğu, davaya dayanak alınan taahhüdün işçi ile işveren arasında düzenlenmiş olması, bu taahhüt sebebiyle çıkan uyuşmazlığın iş hukuku kapsamında kaldığını kabule yeterli olmadığı, zira, bu taahhüt iş akdinin sona ermesi halinde yapılmaması gereken bir hususa dair olmakla, iş hukukunun düzenleme alanı dışında kaldığı, dolayısıyla, iş akdinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı ihlali iddiasından kaynaklı davanın hallinde görevli mahkemenin açık yasa hükmü uyarınca ticaret mahkemeleri olduğu, rekabet yasağı düzenlemesinin iş sözleşmesi içerisinde yer almasının, rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın, iş ilişkisi nedeniyle ortaya çıktığı sonucunu hiçbir şekilde doğurmayacağı, Yargıtay içtihatlarında da içtihat edildiği üzere, kanun koyucunun davanın mutlak ticari dava olarak kabulünde güttüğü amacın ticari sır kavramının ticaret mahkemesince değerlendirilmesi olduğu açık olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447. maddeleri arasında yer almaktadır. 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklara iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamış, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı, iş akdi ile şube sorumlusu olarak çalışan davalının 30.04.2019 tarihinde işten ayrıldıktan sonra dava dışı bir şirkette benzer bir pozisyonda çalışmaya başlayarak sözleşmedeki rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasıyla tazminat talep etmektedir. Buna göre 7036 Sayılı yasadan önce iş aktinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali nedeniyle açılan davalarda; 5521 sayılı yasa uyarınca iş aktinden kaynaklanan dava olması nedeniyle iş mahkemeleri görevli olduğu gibi 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 25/10/2017 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılan eldeki davada da anılan yasanın 5/1-a maddesine göre görevli mahkeme İş Mahkemesi olduğundan ilk derece mahkemesince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021