Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/111 E. 2021/599 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/111
KARAR NO: 2021/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2020
NUMARASI: 2020/16 Esas – 2020/367 Karar
DAVA: Şirket İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin makinist olarak çalıştığı gemide geçirdiği iş kazası nedeniyle işveren aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın Deniz İhtisas Mahkemesinden verilen görevsizlik kararı sonucunda İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/468 E. Sayılı dosyasında görüldüğü, yargılama sırasında davalı şirketin tasfiyesinin tamamlanarak sicilden terkin ettirildiğini belirterek ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması açısından Tasfiye Halinde … A.Ş’ni ihyasına ve sicile tesciline ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin TTK 32. ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34. maddesi hükmü gereğince işlem yaptığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, davalının … gemisine izafeten … A.Ş olarak gösterilerek şirkete husumet tevcih edilmeye çalışıldığı oysa mahkemece yapılan araştırmada donatanın … şirketi olduğunun tespit edildiğini buna göre tasfiye memuru olduğu şirketin davacının işvereni ve donatan olmadığından davalı sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sicilden terkin edilen şirketin İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasında davalı olduğu ve taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, … şirketinin davacının işvereni olmadığının tespit edildiğini, yargılamanın tüm aşamalarında husumet itirazının ileri sürüldüğünü, şirketin sicilden terkin edildiğinin davacı tarafından da bilindiğini, …amar şirketinin davacının işvereni olmaması ve taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle tazminat davasının kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını, dava kabul edilse dahi şirkete karşı takip işlemlerine devam edilmeyeceğini zira davanın …’a izafeten yöneltildiğini bu nedenle dava konusu tazminattan kendi malvarlığı ile sorumlu olmayacağını ve ihya davasının kabul edilmesinin tazminat davasına bir katkı sağlamayacağını mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp, bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … A.Ş’nin tasfiye memuru olan davalı tarafından 11.09.2013 tarihinde şirketin tasfiye kapanışının yaptırılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/468 Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasının derdest olduğu, bu durumda davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı menfaatinin bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. İhyası talep edilen şirkete husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasında değerlendirilebilecek bir husus olup, ihya davasında tartışma konusu yapılamaz. Anılan davada, ihyası istenen şirketin taraf olması nedeniyle davacının iş bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunduğu gibi mahkemece ihya kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesinde açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2–Davalı … vekili tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 59,30 TL karar harcından mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021