Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/109 E. 2021/213 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/109
KARAR NO : 2021/213
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI : 2020/505 Esas – 2020/509 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinde imzası ve kefaletinin olmadığını, müvekkili ve banka arasında imzalanan yeniden yapılandırma sözleşmesinin, müvekkilinin baskı altında kalarak imzaladığını, yeniden yapılandırma sözleşmesinin 8.teminatlar maddesinin, 8.1 paragrafı çerçevesinde müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek , ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA: İhtiyati haciz isteyen vekili itiraza karşı cevap dilekçesinde özetle: borçlunun sadece genel kredi sözleşmesi değil, yeniden yapılandırma sözleşmesiyle birlikte borcun tüm kapsamından sorumlu olduğunu, itiraz edenin, tüm borcu kabul ettiğini, müteselsil kefil sıfatıyla bunu teyit ettiğini, itiraz edenin itirazında dayandığı finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin ilk giriş kısmında bu sözleşmenin mevcut Genel Kredi Sözleşmeleri’nin ayrılmaz bir parçası olduğu, yine sözleşmenin tanımlar kısmında teminat tanımı yapılırken “ Alacaklılar lehine oluşturulmuş ve oluşturulacak olan kefalet, KGF kefaleti, gayrimenkul ipoteği, rehin, menkul, hisse senedi vb. her türlü hak ve alacak rehni” ifadesine yer verildiğini, sözleşmenin 4. maddesinde bu sözleşmenin müteselsil kefilleri olarak bu maddede yer alan borçlardan sorumlu olduklarını kabul ettiklerini, yine sözleşmenin 12. maddesinin b) bendinde borçlu ve müteselsil kefiller olarak mevcut teminatları ile varsa işbu sözleşme uyarınca tesis edilmiş tüm teminatların yasal işlemlere konu edilmesini gayri kabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt ederler.’ ifadesine yer verildiğini, itirazın haklı ve kabul edilebilir olmadığını belirterek , itirazın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından, genel kredi sözleşmeleri ve finansal yeniden yapılandırma sözleşmesine dayalı olarak …. A.Ş.’ye kullandırılan kredilerin ödenmediğinden bahisle kredi borçlusu ve kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, ilk derece Mahkemesi tarafından istinaf incelemesine konu ihtiyati hacze itiraz hakkında, “İİK’nun 265. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Borçlunun itiraz sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmış bulunan sebeplerden yerinde görünmeyen itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine alacaklı yanca talep edilen ihtiyati haciz talebinin dayanağı olarak 18/05/2015 tarihli ve 10/08/2015 tarihli iki adet Genel Kredi Sözleşmesi (GKS)’nin gösterildiğini, müvekkilinin bu genel kredi sözleşmelerinde imza sahibi olmadığını, kefil olarak herhangi bir imzasının bulunmadığını, müvekkili tarafından alacak iddia eden bankanın da dahil olduğu ve …. liderliğinde konsorsiyum ile yapılmış bir çerçeve anlaşması olan, 22/07/2019 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi’ne (FYYS) ödeme baskısı altında kefil olarak imza atıldığını, söz konusu FYYS ‘nin, ihtiyati haciz talebinin dayanağını oluşturan GKS’lere yeni, ek bir kefalet anlamına gelmeyeceğini, FYYS’nin “teminatlar” başlıklı 8. maddesinin 8.1. no’lu bendi gereğince GKS’lerdeki teminat yapısının aynen korunacağının anlaşılmakta olup, müvekkilinin GKS’lerde kefil olarak imzası bulunmaması nedeniyle müvekkilinden herhangi bir hak ve alacak iddia edilemeyeceğini, FYYS’nin “temerrüt ve muacceliyet” başlıklı 12. maddesinin 12-b. bendinde, borçlulara ve kefillere karşı olası takiplerin GKS’lere göre yapılacağının düzenlemekte olup müvekkilinin imzası bulunmayan GKS’ye dayanan alacak iddialarından sorumlu tutulamayacağını, 12-b bendinde bulunan “varsa İşbu Sözleşme uyarınca tesisi edilmiş tüm teminatların yasal işlemlere konu edilmesini gayri kabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt ederler” ifadesinin de hiçbir şekilde müvekkiline borç atfedilebileceği anlamına gelmeyeceğini, FYYS’de “teminat”ların 8. Maddede düzenlendiğini ve bunlar da hesap rehin sözleşmesi, imza tarihinden sonra edilinen gayrimenkuller, yeni şirket kurulması halindeki o şirketin garantörlüğü ve imzacı …A.Ş.’nin yurt dışı şirketlerinin garantörlüğü şeklinde olduğunu, düzenlemelerin hiçbir şekilde mevcut genel kredi sözleşmelerine yeni kefil ekleme anlamına gelmeyeceğini, FYYS’nin 4. maddesinde de, “temerrüt halinde her bir alacaklı ile borçlu arasında imzalanmış olan Genel Sözleşmelerde yer alan hükümlerin esas alınacağı ” düzenlenmiş olup bir temerrüt söz konusu ise bile bunun tamamen GKS’lerdeki hükümlere göre tespit edileceği ve müvekkiline borç atfedilemeyeceğini, alacaklı-ihtiyati haciz talep eden tarafın genel kredi sözleşmesini usule ve yasaya aykırı şekilde feshetmiş olup aslen muaccel hale gelmemiş bir alacağa istinaden ihtiyati haciz talep edildiğini, müvekkilinin mal kaçırma yönünde hiçbir eyleminin söz konusu olmadığını, müsnet GKS’lere binaen ihtiyati haciz talebinin reddi gerekirken kabulü yönünde karar tesisi ve itirazın reddinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Talep, GKS ve FYYS ‘ye dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. İhtiyati haciz isteyen Banka ile kredi borçlusu ….A.Ş. Arasında 18/05/2015 tarihinde 6.000.000,00 TL limitli,10/08/2015 tarihinde 5.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmıştır. Bu sözleşmelerde ihtiyati hacze itiraz eden …’nın kefaleti bulunmamaktadır. Ancak alacaklı olarak 16 banka ve kredi kuruluşunun oluşturduğu alacaklı kuruluşlar konsorsiyumu’nun, kredi borçlusu ….A.Ş. İle imzaladığı 22/07/2019 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmasına (FYYÇA) ihtiyati hacze itiraz eden … 1.500.000.000,00(bir milyar beşyüz milyon) TL limitle müteselsil kefil olmuştur. FYYÇA’ya göre yapılandırılan kredinin her bir alacaklının 05/08/2018 tarihinden önce bildirilen kredilerden kalan alacak tutarları ifade ettiği, borçlu ve müteselsil kefillerin muacceliyet ve temerrüt halinde sözleşme uyarınca tesis edilmiş tüm teminatların yasal işlemlere konu edilmesini gayri kabili rücu olarak kabul ettikleri, sözleşmenin öncelikle uygulanacağı düzenleme altına alınmıştır.6098 sayılı TBK’nın 587/4. Maddesinde, birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her birinin, kefalet borcunun tamamından sorumlu olacağı düzenlendiğinden, bir borç ilişkisine daha sonra daha önce başka kefiller bulunsa da kefil olunması mümkündür. Dolayısıyla ihtiyati hacze itiraz eden …’nın FYYÇA’ya 1.500.000.000,00(bir milyar beşyüz milyon) TL limitle müteselsil kefil olmasının geçersiz olduğunun kabulü mümkün değildir,İhtiyati hacze itiraz halinde Mahkemece, Kanunda sayılan ve bunlardan da itiraz dilekçesinde gösterilen sebeplerle inceleme yapılacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 357/1. Maddesine göre de, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez. FYYÇA’ya baskı altında kefil olarak imza atıldığı iddiası ise İİK’nın 265/1. Maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden değildir. Dolayısıyla ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilmesi mümkün olmayıp ancak açılacak bir menfi tespit davasında değerlendirilebilecektir. İİK.’nun 257/1. maddesi gereğince, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, yaklaşık ispat yeterlidir. Bu nedenlerle İİK.’nun 257. maddesinde gösterilen şartlar çerçevesinde genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, FYYÇA ve kefalet sözleşmesi değerlendirildiğinde yaklaşık ispat unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 265/son. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25.02.2021