Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1082 E. 2021/1310 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1082
KARAR NO: 2021/1310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2021/335 Esas – 2021/444 Karar
DAVA: Tespit ve Tescil (Anonim Şirket Hisse Devrinden Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ve davalı …’ in muris …’ nın mirasçıları olduklarını, muris …’ nın … A.Ş’ ye sahip olduğu hisselerinin davalı …’ e devrinin evvelemirde imzada sahtecilik nedeniyle, bu mümkün görülmez ise muris muvazaası nedeniyle iptaline ivedi olarak dava konusu hisse senetlerinin dava süresince bir karar ittihaz olunana kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini, evvelemirde imzanın murise ait olmaması karşısında, sahtelik nedeniyle ilgili devir işlemlerinin ve sözleşmenin geçersizliğine ve iptaline, şekil şartı yokluğu ve alacağın temliki sözleşmesi bulunmaması karşısında ilgili devir işlemlerinin ve sözleşmelerinin geçersizliğine ve iptaline, ilgili işlemler ve sözde devirler kronik hastalıklarla uğraşan, hasta ve zihinsel ve fiziksel olarak sağlıksız haldeki murisin serbest iradesi ürünü olmadığından geçersizliğine ve iptaline, murise ait 1.500 adet hissenin, müvekkilinin verasetteki miras payı olan (1/2) oranında 750 adet miktarda … A.Ş.hissesinin varsa bugüne kadar ilgili kısım hisse payına tekabül eden sermaye artışlarının neticesinde verilen hisselerle birlikte müvekkiline ait olduğunun tespiti ile tesciline, dava ve vekalet ücreti giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle derdestlik nedeniyle reddine, bunun mümkün olmaması halinde görevsizlik nedeniyle reddine, davanın esasına girilmesi halinde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dosya kapsamında, talebin içeriği de dikkate alındığında davacının ve davalının tacir olmadığı ve yargılama konusu zararın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklı değildir. Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmaz. Davanın (iddianın) temeli muris muvazaasıdır. Muvazaanın var olup olmadığı yönündeki iddia ve savunmaya ait delillerin tartışılması anlamında davanın konusunu oluşturan hisse senetlerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gereği de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığıdır. Bunu değerlendirme görevi de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Dava, sahtecilik ve muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, 6102 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun sözleşmenin şekli başlığı olan 12. madde vd. ile 4721 sayılı TMK’nun 576.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Yargıtay 1. H.D. 08.12.2015 Tarih, 2014/11204 E. – 2015/14214 K.), (İstanbul BAM 12. HD. 17.09.2020 Tarih, 2020/230 E. – 2020/835 K. Sayılı ilamı) ve (İstanbul BAM 37. HD. 19.02.2021 Tarih, 2020/1825 E. – 2021/345 K. Sayılı ilamı). Asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup, kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden 6100 sayılı HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek, 6100 sayılı HMK’ nın 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli mahkemeye gönderilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurda görülmekte olan dava ticari mahiyetli bir dava olup görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, öyle ki davacı taleplerinin şirket hisselerinin tescilinin geçerliliğine ilişkin olduğundan uyuşmazlık, ticaret mahkemelerinin uzmanlık ve kanuni görev dağılımı dahilinde kaldığını, salt dava dışı şirketin aile şirketi olması ve taraflar arasında mirasçı-miras bırakan ilişkisi bulunmasının davanın mahiyetini değiştirmeyeceğini, davacının dava dışı bir diğer şirket olan … A.Ş. hisseleri ile ilgili olarak, birebir aynı iddia ve taleplerle ikame etmiş olduğu Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/431 E. saylı dosyasında da 10/02/2021 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş olup görevsizlik kararı akabinde dosyanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20231/333 E. sayılı sırasına kaydı yapılarak yargılamaya bu dosya üzerinden devam edildiğini, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gereken bir uyuşmazlık olmasına karşın görevsizlik kararı verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasını ve dosyanın esasa ilişkin yargılamaya geçilmek üzere Yerel Mahkemeye iadesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sahtelik ve muris muvazaası iddiasına dayalı olarak anonim şirket hisse devrinin miras payı oranında iptali davasıdır. Bu aşamada istinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Muris … ile davalı … tarafından muhatap … A.Ş.’ye çekilen ihtarname de, … muhatap … A.Ş.’de sahibi bulunduğu nama yazılı mevcut 1500 paya karşılık 15.000,00 TL’lik sermaye hak ve hissesinin tamamını …’ e 15/01/2018 tarihi itibariyle devrettiğini, … ise söz konusu hisseleri devraldığını beyan etmişler ve sonrasında bu devrin şirket karar ve ortak defterine işlenmesini ihtar etmişlerdir.
Şirketin talebi yerinde görmemesi üzerine açılan dava sonunda, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 tarih, 2018/154 E. – 2019/553 K. Sayılı kararı ile söz konusu hisselerin devrinin şirket pay defterine işlenmesine karar verilmiştir. Eldeki dava öncelikle asliye hukuk mahkemesinde açılmış ve Bakırköy 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih, 2021/264 E. ve 2021/18 K. Sayılı kararı ile davanın Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karar tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 19/03/2021 tarihinde kesinleşmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-a. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı şirketin murise ait hisselerinin sahtelik ürünü olarak ve muvazaalı bir şekilde devredilip devredilmediğine ilişkindir. Uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı ihtilafsızdır. Ayrıca hisse devrinin geçersizliği ile ilgili olarak sahtelik ve muvazaa iddiasına dayanılmış olup, hisse devrinin geçersizliği iddiası Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir sebebe dayandırılmamıştır. Hamiline ve nama yazılı anonim şirket paylarının devri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ancak anonim ortaklığın çıplak paylarının, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, senede bağlanmış paylar gibi serbestçe alacağın temliki hükümlerine göre devredilebileceği kabul edilmekle birlikte bu konuda TTK’da herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun gibi davacının eldeki davayı açmasına imkan veren hakkı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir husustan kaynaklanmayıp, miras hakkından kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlık miras hukukundan kaynaklanmakta olup, Türk Ticaret Kanunundan kaynaklanmamaktadır. Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde dahi davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra eldeki dava, TTK’nın 4/1-a. Maddesinde düzenlendiği şekliyle Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen hususlardan doğan bir dava da değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi değil HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Dolayısıyla Asliye Ticaret Mahkemesince, kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen görevsizlik kararına karşı görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021