Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1079 E. 2021/1529 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1079
KARAR NO: 2021/1529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAH
TARİHİ: 04/02/2021
NUMARASI: 2020/530 Esas-2021/199 Karar
DAVA: Zayi Nedeniyle Çek İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; hamili olduğu … Bankası A.Ş Kızılay/Ankara şubesine ait keşide yeri Ankara, keşide tarihi 30/10/2020 olan 130.000,00-TL bedelli çekin kaybedildiğini belirterek zayi olan çekin 3. kişilerin eline geçmesi ve muhatap bankaya ibraz edilmesi halinde ödenmesi ihtimalinin yaratacağı mağduriyet göz önünde tutularak söz konusu çekin tahsil edilmesine önlemek adına öncelikle ödeme yasağı kararı verilmesine ve çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı vekiline, tensip 5 nolu ara kararı ile “TTK.760, 761, 762 ve 35.maddesi uyarınca talebin ilanına, ilan işlemlerinin başlatılması ve buna dair belgenin mahkememize ibrazı için iki haftalık kesin süre verilmesine, sürenin tebliğden başlamasına, kesin süre içinde işlem yapılmadığı taktirde ilan yaptırmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtarına, ihtar yerine kaim olmak üzere tensip tutanağının davacıya tebliğine, giderin avanstan kullanılmasına,” şeklinde ihtar yapılmasına rağmen gerekli ilanların yaptırılmadığı, ilanların çek iptali davası için ön koşul olduğu, bu koşul yerine getirilmediği için davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; mahkemece tebliğ mazbatasında salt mahkemenin 24.10.2020 tarihli ara kararı vardır şeklinde belirtilerek tebliğ edildiği, kesin süreye ilişkin kararın duruşma esnasında tefhim edilmediği, meşruhatlı tebligat gönderilerek ihtarda bulunulmadığı halde tensip tutanağı ile ara karar oluşturulup ilana ilişkin işlemlerin başlatılmaması sebebiyle davanın ilk celsede reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, kesin süreye ilişkin yaptırımının uygulanabilmesi için hâkim tarafından verilen kesin sürenin usulüne uygun bir ara karar ile olması ve ara kararda yapılacak işlerin neler olduğu, bu işlerin hangi sürede yapılması gerektiği ve süresinde yapılmayacak olursa sonuçlarının neler olduğunun açıkça yazılması gerektiği, ara kararda taraftan yapması beklenen işlemin kayıt ve şarta bağlanmaması gerekmesine rağmen kesin sürenin başlamasının mahkeme kalem memurunun ilan metnini hazırlanması ön koşuluna bağlandığı, davanın ikame edilmesinden sonra davacı vekili olarak işlemlerin yapılması için gider avansı yatırmak haricinde ilan metninin mahkeme kaleminden alınarak yayınlanması gibi kanuni bir yükümlülüğün de bulunmadığı, yargıtay kararlarında bu hususun açıkça vurgulandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6100 sayılı HMK 90. maddesinde belirtildiği üzere, süreler kanunda belirtilir veya hakim tarafından tayin edilir. Kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltılıp çoğaltılamaz. Buna karşın, HMK’nın 94/2. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Dolayısıyla hakim tarafından tayin edilen süre henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Hakim tayin ettiği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Ancak bu durumda, kesin süreye ilişkin ara kararının açık ve eksiksiz yazılması gerektiği gibi yapılacak işlerin de tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekir. Kanundan kaynaklı veya hakim tarafından tayin edilen kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Esasen kesin süre, yargılamanın uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilmiş olup, mahkemenin kesin sürede yapılması gereken işlemleri açıklıkla belirtilmesi, tarafların da kesin süreye riayet etmesi gerekir. Somut olayda, 23.10.2020 tarihli tensip zaptının 5 nolu bendinde, yasa maddeleri de belirtilip, ilan yapılmasını teminen davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ve bu sürenin tebliğ ile başlayacağı da açıklanarak yaklaşık 4 ay sonraki bir tarih olan 04.02.2021 tarihi duruşma günü olarak tayin edilmiştir.Kesin süreye ilişkin ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği tartışmasızdır. Ara kararda, zayi nedeniyle iptal davalarına özgü olan yasa maddeleri belirtilerek ilanların yaptırılması gerektiğinin açıkça yazılı olmasına rağmen davacı vekilince iki haftalık sürede ara kararı gereğinin yerine getirilmediği gibi duruşma gününe kadar da yerine getirilmediği görülmektedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, kesin süreye riayet edilmediğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli istinaf karar harcının davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan harçtan mahsubuyla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021