Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1033 E. 2021/864 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1033
KARAR NO: 2021/864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2019/977 Esas – 2021/353 Karar
TALEP: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30/09/2018 tarihinde kapattığı şahıs işletmesinin defterlerinin muhafaza altında olduğu yerde oluşan su baskınında defterlerin zayi olduğunu, 2017 işletme defteri 2018 yevmiye kebir envanter defterleri 16/03/2017 ile 30/09/2018 tarihleri arasında keşide edilen alış satış faturalarının zayi olduğunu, zayi olan satış faturalarının seri numaralarının … ile … ve … ile … alarak tespit edildiğini, irsaliyeli faturaların seri numaralarının … ile … olduğu ve sevk irsaliyelerinin seri numaralarının … ile … olduğunu belirterek zayi olan belgeler için tarafına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Mezkur 82/7.maddede zayi belgesi talep edilebilmesi, tacirin tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerinin “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle” kaybolması durumlarına hasredilmiş olup talep eden tarafça da bu sebeplerden “su baskını”na” dayanılmış ise de; mahkememizce 3 nolu celsede talep eden vekiline su baskını ile ilgili delillerin bildirilmesi hususunda kesin süre verildiği halde iddia edilen su baskınını ispatlar nitelikte herhangi bir delil (kolluk tutanağı, sigorta ekspertiz raporu vs) sunulmadığı, tanık deliline dayanılmış ve bildirilen tanıktan vazgeçilerek başka tanık dinlenilmesi talebinde bulunulmuş ise de HMK’nun 240/1.maddesi uyarınca ikinci tanık listesi verme yasağı uyarınca bu taleplerinin reddinin gerektiği, gelen vergi dairesi kayıtlarında da talep edenin 2017 yılı ticari defterlerini incelemeye sunmamış olması nedeni ile 31/07/2019 tarihli karar ile özel usulsüzlük cezası aldığı, davanın da bu vergi cezasından sonra açıldığı, dolayısıyla dava konusu talep edilen ticari defter ve belgelerin belirtilen tarihte su baskını sonucunda zayi olduğu hususu ispatlanamadığı, kaldı ki iddia edilen bu baskını ile dava tarihi arasında 1 yıldan uzun bir zaman bulunduğu, davacının basiretli tacir olma yükümlülüğüne aykırı davranarak 1 yıl boyunca ticari defter belgelerin zayi olduğunu fark edememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde de açılmamış olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve bu hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kapanmış şahıs işletmesine ilişkin kapanmış ve iptal edilmiş defterlerini muhafaza ettiği adres olan İSTOÇ Ticaret Merkezi ve civarında 28.11.2018 tarihinde aşırı yağış nedeniyle su baskını felaketi yaşandığını, müvekkilinin, su baskını sebebiyle uğradığı zarar ve hasarın tamiri ve giderilmesi, işyerinin yeniden dekorasyonu ve ıslahı akabinde yeniden envanter düzenlemesi yapmaya başladığı 13.12.2019 tarihinde ticari defterlerinin ve bir kısım faturalarının su baskını nedeniyle kaybolma ya da yoğun şekilde suya maruz kalma sebebiyle zayi olduğunu tespit ettiğini, hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinden itibaren başlayacağını, dolayısıyla mahkemenin olayın gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplama yapmasının hukuka uygun olmadığını, re’sen araştırma ilkesine aykırı olarak İSKİ Genel Müdürlüğü’ne, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne ve sair yerlere müzekkere yazılarak su baskının gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak yerine eksik delillerle ve yazılan müzekkerelere cevap verilmeden hüküm kurulduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve dava dosyasının mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğradığı iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zayi belgesi verilmesine konu defterlerin TTK’nın 82/7. Maddesinde sayılan veye bu sayılanlara benzer nedenlerden dolayı zayi olup olmadığı, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, zayi belgesi verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. 6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Talep eden vekili tarafından ticari defterlerin muhafaza edildiği yerde 28.11.2018 tarihinde aşırı yağış nedeniyle su baskını yaşandığı ve su baskını nedeniyle 13.12.2019 tarihinde ticari defterlerinin ve bir kısım faturalarının zayi olduğunun öğrenildiğinden bahisle eldeki dava açılmıştır. Ancak tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi davranması gerekli olup 28.11.2018 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen su baskını olayının ve bu olay nedeniyle ticari defterlerin ve bir kısım faturaların zayi olduğu, 13.12.2019 tarihinden çok daha önceki bir tarihte ve olay olduktan kısa bir süre sonra öğrenilmiş olması gerekir. TTK’nın 82/7.maddesi gereğince hak düşürücü süre tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Her ne kadar talep eden tarafça ticari defterlerin ve bir kısım faturaların su baskını nedeniyle zayi olduğunun 13/12/2019 tarihinde öğrenildiği ileri sürülmüş ise de iddia olunan su baskını hadisesi 28/11/2018 tarihinde meydana gelmiş olup bu tarihten kısa bir süre sonra su baskını ve zayi hadisesinin öğrenilebilecek olması, bunun yanı sıra 2017 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezasının kesildiği 31/07/2019 tarihinde 2017 defteri yönünden en geç defterlerin zayi olduğunun öğrenilmesi nedeniyle hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece hak düşürücü süreye ilişkin tespit ve talebin reddine ilişkin kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından Talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı talep eden tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2021