Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1011 E. 2021/1618 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1011
KARAR NO: 2021/1618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2020/644 Esas – 2021/211 Karar
DAVA: Yargılamanın Yenilenmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde yargılamanın yenilenmesini isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Yargılamanın yenilenmesini isteyen vekili, mahkemenin 2018/118 Esas Sayılı dosyasında; müvekkil ile karşı yan … kısaca … arasında 28/04/2017 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesi kapsamında, müvekkilin bayilik sözleşmesine aykırı olarak üçüncü kişilerden mal ve hizmet alıp almadığı, bu itibarla karşı yanın sözleşmenin feshi ile cezai şart talebinin yerinde olup olmadığı hususların incelendiğini ve mahkemenin vermiş olduğu 16/06/2020 tarihli ve 2020/261 sayılı kararında; ”Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 3. Maddesinin (e) bendinde bayinin … dışında herhangi satıcıdan mal alımı yapamayacağı, (ö) bendinde bayinin izinsiz olarak kendi mağazasında satmak amaçlı herhangi bir firmanın mallarını teşhir edemeyeceği, (s) bendinde sosyal medya üyeliğinde bulunamayacağı, sözleşmenin 4. Maddesinin (b) bendinde bayinin sözleşme şartlarından herhangi birini ihlal etmesi halinde 25.000 USD cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin 3. Maddesinde davalı şirketin, müvekkilin taahhüde uymaması durumunda sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği düzenlenmektedir. Dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; ”Müvekkil bayinin başkaca firmalara ait malları satın aldığı sabittir.” şeklinde belirtilmek suretiyle, müvekkilin sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle karşı yanın sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabulünün gerektiğine ilişkin hüküm tesis edildiğini, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması, yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında yer aldığını, bu bağlamda davalının sözleşmeye konu malların teslimi noktasında sözleşmeden doğan sorumluluklarını kasıtlı olarka yerine getirmediğini, sözleşme konusu malları müvekkile zamanında teslim etmeyerek müvekkili zarara uğrattığını, bu nedenden dolayı müvekkiliniin müşterilerine mahcup olmamak ve ticari faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilemek için 3. Kişilerden mal almak zorunda kaldığını, ayrıca, sözleşmede yer alan cezai şart düzenlemesinin davalı lehine tek taraflı ve aşırı yarar sağlayıcı genel işlem işlem koşullarını içerdiğini ileri sürerek yargılanmanın yenilenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Karşı taraf vekili, yargılamanın yenilenmesi için gerekli şartların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması sebebine dayalı olarak yargılamanın iadesi talep edildiği, tebligat hilesi, karşı tarafın avukatı ile gizlice anlaşma yapılması gibi durumlar davalının karara tesir eden hileli davranışına örnek olduğu, öte yandan, yargılama süresince ileri sürülen iddialar ile bunların hukuka ve maddi gerçeğe uygun olup olmadığı yargılama faaliyeti kapsamında olup, maddi gerçeğe aykırı iddialarda bulunulsa dahi kanunun öngördüğü anlamda bir hilenin varlığından söz edilemeyeceği, davacı tarafından ileri sürülen hususların yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı yargılamanın yenilenmesini isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Yargılamanın yenilenmesini isteyen vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; bayilik sözleşmesi gereği, davalının siparişleri müvekkiline zamanında teslim etmeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, karşı yanın sözleşmeye konu ürünleri teslim etmemesi / geç teslim etmemesi şeklinde kasıtlı olarak bulunduğu davranışlar bütünü, sözleşmenin diğer tarafı olan müvekkilini sözleşme konusu cezai şartı adeta mahkum etmeye yönelik olduğunu, ayrıca cezai şart düzenlemesinin davalı lehine tek taraflı ve aşırı yarar sağlayıcı genel işlem işlem koşullarını içerdiğini, ileri sürülen bu hususların kesinleşen mahkemenin kararında değerlendirilmediğini, taleplerinin yeterince incelemeksizin hatalı ve hukuka aykırı bir şekilde karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı HMK.nun 375 ve devamı maddeleridir. Anılan madde bütününde yargılamanın yenilenme nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, genişletilmesi söz konusu değildir. HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlarla sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinden; taraflar arasındaki bayiilik sözleşmesi kapsamında, davalı bayiinin sözleşmeye aykırı eyleminden dolayı cezai şart istemine ilişkin olarak davacı …Ltd Şti tarafından davalı bayii … aleyhine açılan alacak davasında, davalı bayiinin başkaca firmalara ait malları satın almak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiği, cezai şart koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle mahkemenin 16/06/2020 tarih, 2018/118 Esas, 2020/261 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 09/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. HMK’nın 375. Maddesinde sınırlı sayıda belirtilen yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 375/1-ç maddesinde ”yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” şeklinde düzenleme getirildiği, g fıkrasında ”lehine karar verilen tarafın karara esas alınan yemini yalan yere ettiğini ikrar veya yazılı delille sabit olması” şeklinde düzenleme getirildiği, h fıkrasında ”lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması” şeklinde düzenleme getirdiği, 377. Maddede ise c bendinde ”yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı, ç bendinde 375. Maddenin g bendindeki hallerde ceza mahkumiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde iade talep edilen hükmün kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl zaman aşımı süresi” şeklinde düzenleme getirildiği açıktır. Davacı tarafça ileri sürülen nedenler yasada sınırlı sayıda belirlenen yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden olmadığı gibi, yargılamanın şekli anlamda kesinleşmesinin yargılama güvenliğine ilişkin olup, kesinleşen bir hükme karşı, daha önceden ileri sürülen ve yargılama sırasında dikkate alınmamış hususların bulunduğu kabul edilerek yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Esasen, yargılamada ileri sürülen hususların incelenerek hüküm verildiği gibi hükme karşı kanun yoluna başvurulmadığından kararın kesinlemiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde, karşı taraf …Ltd Şti’nin sözleşmedeki mal teslim edimini gereği gibi zamanında yerine getirmediğinden dolayı davalı bayiinin sözleşmeyi ihlaline neden olduğuna ilişkin iddia yargılamanın yenilenmesi yoluyla ileri sürülemez. İlk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden HMK. 353/1.b.1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021