Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/1005 E. 2021/870 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1005
KARAR NO: 2021/870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2021/250 Esas – 2021/277 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, Ters Tip Yatay Ambalaj Paketleme Makinası satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, bunun üzerine, davalı şirket tarafından Ters Tip Yatay Ambalaj Paketleme Makinası için … fatura numaralı 10.06.2020 fatura tarihli proforma faturası tanzim edildiğini, işbu faturaya istinaden müvekkili şirket tarafından davalı tarafa … nolu proformaya istinaden açıklamasıyla 02 Temmuz 2020 tarihinde 5.000 ,00 Usd gönderildiğini, işbu proforma faturasında fatura konusu makinenin teslim süresi 25-30 gün içerisinde olarak belirtilmiş olup, teslim süresi dolmasına rağmen ürünün müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bunun üzerine 17.08.2020 tarihli noter ihtarnamesi davalıya keşide edilerek sözleşmeden dönülerek müvekkili tarafından ödenen paranın iadesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafça bu zamana dek herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 5.000 Usd’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/KARŞI DAVA: Davalı vekili, davacının sözleşmeye konu makineyi finansal kiralama yönteminden yararlanarak alacağını beyan ettiği için 10.06.2020 tarihli proforma faturanın düzenlendiğini, ancak daha sonradan finans şirketinin devre dışı kaldığını, davacının 02.07.2020 tarihinde 5.000. Usd doları avans olarak gönderdiğini, Ağustos ayında teslim edilmek üzere imalata başlandığını, davacının makinenin imalatı sırasında her aşamada bilgi sahibi olup, 06.08.2020 tarihinde yetkilileri makinenin bulunduğu iş yerine gelip bizzat imalatı yapılan makineyi yerinde incelediğini, makinenin teslime hazır olduğunu öğrenmelerine rağmen sözleşmeden kötü niyetli olarak döndüklerini, müvekkilinin makinayı teslime hazır olduğunu 21.08.2020 tarihli noter ihtarnamesi ile davacıya bildirdiğini, temerrüde bizzat davacının kendisinin düştüğünü belirterek davanın reddine, karşı davada ise, sözleşmenin davacı/karşı davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeni ile yoksun kalınan kar kaybı ve zararlarına karşılık fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 1.000 Usd’nin sözleşmenin tek yanlı ve haksız olarak feshi tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, asıl dava dosyasından tefrik edilen karşı dava satım sözleşmesinden kaynaklanan haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kar kaybı ve zararlara ilişkin alacak istemine ilişkin olduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereği arabuluculuk dava şartının dava açıldıktan sonra yerine getirilebilmesinin mümkün olmadığı, açılan davanın, arabuluculuk son tutanağının düzenlenme tarihinden sonra açılması gerektiği, eldeki davada ise davanın 06/11/2020 tarihinde açıldığı, arabuluculuk son tutanağının ise 03/02/2021 tarihinde düzenlendiği gerekçesiyle 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı/karşı davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı/karşı davalının teslim süresi dolmasına rağmen ürün teslim edilmediği gerekçesi ile avans olarak ödediği bedelin tahsili için dava açmadan evvel arabulucuya başvurduğunu, Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun Büro No: … Arabuluculuk No: … sayılı 12.10.2020 tarihli tutanağından anlaşılacağı gibi görüşmeler sonunda tarafların anlaşamadıklarını, nitekim son tutanakta arabuluculuk konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan ticari alacak ve tazminat olarak açıkça belirtildiğini, uyuşmazlık taraflar arasındaki ayni hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olup yapılan arabuluculuk müzakerelerinde her iki tarafında talepleri birlikte görüşüldüğünü, yine karşı davaya cevap dilekçesinde karşı davalının tarafımızca arabulucuya başvurulmadan dava ikame edildiği itirazı üzerine, 27.01.2021 tarihinde arabuluculuya başvurularak 03.02.2021 tarihli son tutanak anlaşmama tutanağı düzenlendiğini ön incelemenin yapıldığı 16.02.2021 tarihinden önce dosyaya sunulduğunu, bu durumda her halükarda dava şartı noksanlığı ön inceleme duruşmasından önce yerine getirildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Asıl davada, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu makinenin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle peşin olarak ödenen bedelin tahsili; karşı davada ise, satış sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshi nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararların tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, karşı davanın esas dosyadan tefriki ile, zorunlu arabuculuk şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle karşı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi gereğince, satın alınacak makineye karşılık olarak avans ödemesinde bulunulduğu ancak ürünün süresi içinde teslim edilmediğini iddia ederek avans ödemesinin iadesi istenmiş, istinafa konu karşı davada ise, sözleşmenin haksız yere feshedildiğinden uğranılan zararın tazmini istenmiştir. TTK’nın 5/A maddesindeki düzenlemeye göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Esas dava açılmadan önce sonuçlanan dosya içerisinde mevcut Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun 12.10.2020 tarihli tutanağında, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerinin müzakeresinin olumlu sonuçlanmadığı belirtilmiştir. O halde, taraflar arasındaki uyuşmazlık ayni hukuki ilişkiden (satım) sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tarafların karşılıklı taleplerinin sözkonusu arabuluculuk tutanağı kapsamında müzakere edildiğinin ve tutanağa bağlandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, karşı dava yönünden dava şartı arabuluculuk şartının bulunduğu gibi, bu kez davalı/karşı davacı tarafça, karşı dava yönünden arabuluculuğa başvurularak 03.02.2021 tarihli son tutanak anlaşmama tutanağını ön incelemenin yapıldığı 16.02.2021 tarihinden önce dosyaya ibraz ettiği de gözetildiğinde, bu durumda her halükarda dava şartı noksanlığın ön inceleme duruşmasından önce yerine getirildiğinden, ilk derece mahkemesince, arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykrı olmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, 2- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 3-Davalı/karşı davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.