Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/999 E. 2022/988 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/999
KARAR NO: 2022/988
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2016/1145 Esas – 2019/688 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibi yapılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında davalının cari hesap nedeniyle borçlu olduğunu, borçlunun yapılan takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun borcunun bulunmasına rağmen icra takibine itiraz etmesinin kötüniyet göstergesi olduğunu, bu nedenle kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacının müvekkilinden 27.859,40-TL alacaklı olduğunu iddia ederek icra takibi başlattığını, müvekkilinin itirazı üzerine duran takibin devamı için davanın açıldığını, ancak davacının davasında haksız olduğunu, müvekkili uenzu keşide edilen 21.09.2016 tarihli faturanın kabul edilmediğini, davacının cari hesabında kendisini alacaklı olarak gösterdiğini, hayali alacağın tahsiline girişildiğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, Karşı davada özetle; müvekkilinin kendi patenti altında bulunan alüminyum profil ve plastik arkalıktan oluşan çerçeveler üreten bir şirket olduğunu, müvekkilinin kendi kadrosunun gelen siparişlere yetişememesi durumunda anlaşmalı olarak davacı gibi firmalara fason iş verdiğini, bu kapsamda davacıya 2014 yılından bu yana ürün gamında yer alan ayaklı çerçevenin fason üretimini yaptırmak için iş verdiğini, söz konusu hizmetin bu şekilde yürütüldüğünü, müvekkilinin kendisine özgü üretilen ve piyasada bulunması mümkün olmayan alüminyum profillerini davacıya teslim ettiğini, davacının da bu profilleri çerçevenin ebatına göre kesip monte ederek üzerine işçilik karınıda ekleyerek müvekkiline iade ettiğini ancak muhasebesel açıdan bu işlemin karşılıklı satış olarak yapıldığını, davacının bu hammaddeyi işleyerek ve üzerine işçilik ve hizmet karını koyarak müvekkiline satış olarak gösterildiğini, müvekkilinin davacı/karşı davalıya ürün satışı yaparken satın alacağı mamulün mal ölçüsü olacağından bahisle fatura ve irsaliyeleri yaklaşık olarak kestiğini, 2016 yılının başında yapılan çalışmalarda 2014 yılından bugüne davacıya satım yoluyla devredilen alüminyum profiller ile davacı/karşı davalının bu profillerden elde ederek müvekkiline verdiği çerçeve sayısının karşılaştırıldığında alınan hammadde ile yapılması mümkün olmayan adette çerçeve üreterek müvekkiline sattığının tespit edildiğini, sadece satıştan dolayı zararda bulunduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin davacının üreterek teslim ettiği çerçeve adet ve ebatlarında yola çıkarak davacıya teslim edilen malzemenin miktarının belirlenerek 21.09.2016 tarihli fatura tanzim edilerek davacıya gönderildiğini, davacının bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, her iki taraf arasındaki cari hesap farkının bu tutardan kaynaklandığını, müvekkili cari hesabına göre müvekkilinin davacıdan 10.264,23 TL alacaklı bulunduğunu belirterek, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile 10.264,23 TL cari hesap alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mukabil dava açısından da vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı mukabil davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacı/karşı davalının takip tarihi itibariyle davalı/karşı davacıdan 25.648,56-TL alacaklı olduğu, davalı/karşı davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan 25.055,88-TL alacaklı olduğu, takipten sonra davadan önce davalı/karşı davacı tarafından tanzim olunan 35.320,11-TL tutarındaki fatura sebebiyle davalı/karşı davacının dava tarihi itibariyle 10.264,23-TL alacaklı göründüğü, davalı/karşı davacı tarafından davaya konu icra takibinden sonra tanzim edilen 35.320,11-TL tutarındaki faturanın sehven gönderilen malzemeler için tanzim edildiği, davalı/karşı davacı tarafından tanzim edilen 35.320,11-TL bedelli faturanın davacı/karşı davalı tarafından kabul edilmediği, bu fatura konusu malların davacı/karşı davalıya teslim edildiği hususunun ispat edilemediği, makine mühendisi tarafından tanzim edilen ek raporun, davalı/karşı davacı tarafından tanzim edilen 35.320,11-TL tutarındaki fatura konusu malların davacı/karşı davalıya teslim edildiğinden hareketle düzenlemiş olduğu, davalı/karşı davacının yemin deliline dayanmadığı, davalı/karşı davacı tarafından tanzim edilen 35.320,11-TL tutarındaki fatura konusu malların davacı/karşı davalıya teslim edildiği hususunu ispatlanamadığı birlikte değerlendirildiğinde, davacı/karşı davalının davalı/karşı davacıdan 25.648,56-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, asıl davanın kısmen kabulüne takibin 25.648,56-TL alacak üzerinden devamına, davalı/karşı davacının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karşı davanın ispat edilememiş olması nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin fason işi yaptığını, aliminyum profil ve plastik arkalığın müvekkili tarafından fasoncuya verildiğini, fasoncunun ürünleri çerçeve haline getirerek müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin bahsi geçen malzemeleri fasoncuya verirken muhasebe kaydına satış olarak işlendiğini, fasoncunun da mal teslim ederken muhasebesine hukuki işlemi emtia alımı olarak kaydettiğini, müvekkilinin esasen davacıya teslim edilen profil ve arkalıklarda elde edilebilecek ürünlerden daha fazlasının üretildiğini ve bedelinin ödendiğini, bu şeklide depodan ham madde çıkarken fatura edilenden esasen fiiliyatta daha fazla hammadde teslim edildiğinin tespit edilmiş olduğunu, fen bilirkişisinin raporunda da bu durumun açıkça belirtildiğini, ancak ilk derece mahkemesinin söz konusu rapora hiç değinmeden salt smm bilirkişi raporuna itibar ederek hukuka aykırı şekilde karar verdiğini, bahse geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava fatura alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası, karşılık dava ise aynı ticari ilişki kapsamında takipten sonra keşide edilen faturaya dayalı alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulü,karşılık davanın redine karar verilmiş, davalı karşılık dava vekilince hem asıl dava hem karşılık dava açısından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davaya esas İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Reklam borçlunun … Reklam asıl alacağın 27.859,40 TL olduğu, borç sebebinin cari hesap olarak gösterildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında müvekkilinin hiçbir borcu bulunmadığından itiraz ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi kurulu raporunda … Reklamın 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin incelendiği, söz konusu inceleme neticesi …’nin … Reklamdan takip tarihi itibariyle 25.648,56 TL alacaklı olduğu, … Reklamın 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerin incelenmesinde ise; … Reklamın, … Reklama 25.055,88 TL borçlu olduğunun görüldüğü, … Reklamın takip tarihinden sonra … Reklam adına keşide ettiği fatura sebebiyle … Reklamın dava tarihi itibariyle … Reklamdan 10.264,23 TL alacaklı olduğu, bilirkişi raporundaki değerlendirme neticesi esas dava yönünden davacı … Reklamın 25.648,56 TL alacağı olduğunun, karşı dava yönünden ise karşı davalı … Reklamın icra takibinden sonra … tarafından verilen hammadde ile teslim edilen malzeme arasında farklılık bulunduğu gerekçesiyle … adına fatura keşide ettiği, ancak iddiasını ispatlayamadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Önceki iki kişilik kurul bilirkişi heyetinden sadece makine yüksek mühendisinin hazırlamış olduğu anlaşılan19.04.2019 tarihte bilirkişi ek raporunun incelenmesinde; davalı-karşı davacı firmanın davacı-karşı davalıya gönderdiği ürün miktarı ile davacı-karşı davalıdan aldığı malzeme arasındaki uyumsuzluk olduğu, esasan davalı karşı davacı tarafından daha çok malzeme gönderildiğine ilişkin iddia karşısında yapılan incelemede yerinde inceleme ve ölçüm yapıldığı, davalının keşide ettiği 21.09.2016 tarihli faturadaki birim fiyatların hesaba esas alındığı, sonuç olarak davacının elinde olan malzeme, davacının elindeki toplam malzeme ve davalının davacıya verdiği miktar gözetilerek davacının davalıdan fazladan aldığı ve teslim edilen mamuller ile kullanılan malzemelerin karşılaştırılması ile ortaya çıkan faturası sonradan düzenlenen malzemelerin toplam bedelinin 35.320,11 TL olduğu, bu duruma göre davalı-karşı davacının, davacıdan 9.671,55 TL alacağının olduğu değerlendirilmiştir. Her iki taraf ticari defterleri incelenmiş olmakla, davalı karşı davacının usulüne uygun tuttuğu ticari defterlerinde karşı tarafa 25.055,88 TL borçlu olduğuna dair kaydın olduğu, tarafların TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü. bulundukları, davalı karşı davacının asıl davaya konu edilen faturaları ticari defterlerine borcu olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Yani davalı karşı davacı diğer yanın faturalarını kabul edip borcu olarak defterlerine yazmıştır. Bu durumda asıl davada takibin , 25.055,88 TL tutarındaki kısmı açısından davalı karşılık davacının borçlu olmadığının kabulü mümkün olmadığından ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararı yerinde olmakla,davalı karşılık davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekir. Karşılık dava açısından; davalı/karşı davacı kendisi tarafından karşı tarafa teslim edildiği öne sürülen ham madde niteliğindeki ürünün esasen fiiliyatta daha fazla olduğu iddiası ile 35.320,11-TL tutarındaki faturayı keşide ederek karşı tarafa göndermiş, karşı tarafça fatura iade edilmiştir. Fatura konusu malların davacı karşı davalıya teslimi konusunda ispat yükü davalı karşı davacıdadır. Dosya içerisindeki sözkonusu fatura ile ilişkilendirilen teslim alan isim ve imzasını ihtiva eden sevk irsaliyesi bulunmadığı görülmekle; davalı karşı davacının, 35.320,11-TL tutarındaki faturaya konu emtiayı teslim ettiğini usulüne uygun şekilde ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.19.04.2019 tarihte bilirkişi ek rapor, teslim olgusu ispat edilmiş gibi hazırlanmakla esasen teslim mevcut durumda halen ispata muhtaçtır. Böylece bahsi geçen faturasının hukuki dayanağı ortaya konulamadığından ilk derece mahkemesince bu faturaya ilişkin olarak açılan karşı alacak davasının reddi kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Yukarıdaki sebeplerden dolayı ilk derece mahkemesinin asıl davanın kısmen kabulü karşı davanın reddi yönünde verdiği kararlar hukuka uygun olmakla; davalı/karşı davacının istinaf başvurusunun HMK’NIN 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı/karşı davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 165,7‬0 TL harcın, alınması gerekli olan 1.752,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.586,35‬ TL istinaf karar harcının davalı/karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı/karşı davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022