Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/997 E. 2022/1129 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/997
KARAR NO: 2022/1129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2019
NUMARASI: 2017/812 Esas – 2019/461 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sıfır kilometre olarak almış olduğu dava konusu aracın 07-05/2017 tarihinde takribi olarak 78.000,00 kilometre kulanım mesafesinde iken Balıkesir Manisa yolunda 100 km/saat hızla seyir halinde iken ön kaput dilinin kopması sonucu kaputun açılarak ön cama çarparak maddi hasar meydana geldiğini, ilgili olaydan sonra … yol yardımının arandığı ve öneri üzerine satıcı acente … Oto’ya 10.05.2017 tarihinde teslim edildiğini, aracın onarımının yapılmaması üzerine aracın kasko firması tarafından 22.05.2017 tarihinde … Av-…ya yönlendirildiğini ve 07.06.2017 tarihinde tamiri yapılarak taraflarına teslim edildiğini, onarım esnasında aracı inceleyen ve ekspertizini yapan şirket tarafından incelendiğini ve onarım aşamalarının takip edildiğini beyanla aracın ayıplı bir mal olarak tespitinin yapılmasını, aracın kaskodan yaptırılmak sureti ile trafik sigorta primlerinin haksız yere yükselmesine sebep olduğunu, hasar sonrası aracın 12 gün boyuncu serviste bekletilmesi ve tamiratın sürdüğü 2 hafta boyunca şirket adına kayıtlı araçlardan yararlanılmaması nedeni ile yaşanan mağduriyet ve ikame araç masraflarının karşılanmasını, muhtemel bir ikinci el satış söz konusu olduğunda oluşabilecek değer kaybının tespiti ve karşılanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın ön kaputu da içeren ön kısmının hasarlı trafik kazası geçirdiğini, bu hasara yönelik … Sigorta AŞ tarafından … no ile dosya açıldığı bilgisi edinildiğini, sigorta şirketinin yönlendirdiği eksper incelemesi sonucu araca yetkili servis harici müdahale edilerek hasar onarımı ve parça değişimi işlemlerinin yapıldığını, aracın şikayet öncesi kaputu da içeren hasar aldığını ve buna yönelik onarım/değişim işlemleri yapıldığını, araç onarımı yapılırken kaput düzeltme ve kaput kilidinin bulunduğu bölümü de içeren şase düzeltme çektirmesi yapıldığını, yapılan işlemlerin marka servis ağı haricinde gerçekleştirildiğini, yapılan işlemlerde üretici firmanın bilgisi ve müdahalesi bulunmadığından üretim bütünlüğünün bozulduğunu, bu nedenle ayıptan söz edilemeyeceğini beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davacının meydana gelen hasar sonrasında aracın 12 gün boyunca serviste bekletilmesi ve tamiratın sürdüğü 2 hafta boyunca araçtan yararlanılamaması sebebiyle yaşanan mağduriyet ve ikame araç masraflarının karşılanması talebine ilişkin olarak bilirkişi raporunda aracın onarımı için makul süre 10 gün olarak değerlendirilmesine rağmen davacının meydana gelen hasar sebebiyle araçtan yararlanamadığı gün sayısı 22 gün olarak belirlenip buna göre hesap yapılmış ise de Mahkememizce bilirkişi raporuna bu yönüyle itibar edilmemiş olup makul olduğu değerlendirilen 10 günlük süre üzerinden yapılan hesaplama uyarınca aracın tamir sürecinden dolayı kullanılamaması sebebiyle 1.226,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Somut uyuşmazlıkta meydana gelen hasar sebebiyle davacı taraf yukarıda belirtildiği şekilde hasarın onarımına, değer kaybına ve aracın tamir sürecinden dolayı kullanılamamasına ilişkin masrafları istemekte haklı ise de aracın trafik sigorta primlerinin artmış olmasına dayalı zarar tazmini talebinde haklı değildir. Diğer taraftan davacı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine yönelik talepte bulunmuş olsa da meydana gelen hasar aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini gerekli kılacak boyutta ve nitelikte olmadığından bu talebinde de haklı değildir. Açıklanan sebeplerle davacının, aracın tarafın trafik sigorta primlerinin artmış olmasına dayalı zarar tazmini ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin taleplerinin reddine …” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin gizli ayıplı aracın, garanti süresi içerisinde olmasına rağmen, misli ile değişimi taleplerini reddettiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline ait araçta garanti süresi içerisinde ve gizli ayıba rağmen davalı tarafından giderilmeyen ve kötüniyetli bir şekilde kabul dahi edilmeyen problem durumu ve araçla geçirilen ölüm tehlikeli kazada kaza sonucu oluşan psikoloji ile araçtan beklenen faydanın da azaldığı durumu birlikte değerlendirildiğinde misli ile değişimin evleviyetle kabulü gerektiğini, Mahkeme tarafından davalı lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderlerinin kısmi redde göre taraflarına yükletilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, garanti kapsamındaki müvekkili aracındaki gizli ayıptan dolayı dava öncesi davalıya gönderilen ihtarname ve dava gereği, mahkemenin aracın misli ile değişimi taleplerinin reddi ve devamı kararının kaldırılarak aracın misli ile değişimine, taleplerinin kabul edilmediği takdirde araçtaki tavan kısmı çöküntüsü değer kaybına katılmadığından ve bu rapora itirazımıza rağmen dosya yeniden bilirkişiye gönderilmediğinden, bu hususta tekrar ek rapor alınarak hesap yapılması ve buna göre karar verilmek üzere, değer kaybı yönünden kararın bozulmasına, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve taraflarına kısmi olarak yüklenen yargılama giderleri ve harçlar v.s. yönünden verilen kararın bozularak, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına ve mahkemedeki tüm giderlerin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava satım sözleşmesine konu araçtaki ayıp nedeniyle ayıpsız misliyle değişim istemi ve kasko primlerinin yükselmesi sebebi ile tazminat, aracın kullanılmamasından kaynaklanan araç mahrumiyeti zararı ve araçta meydana gelen değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının değer kaybı, tamir süresince yoksun kalınan … talepleri hakkında kabul kararı, sigorta primlerinin artışından kaynaklı tazminat talebi konusunda ve aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi konusunda ret kararı verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava tüketici mahkemesinde açılmış olmakla harç yatırılmamış, görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy 2. Atm’nin 12/09/2017 tarihli tensip tutanağının 12. Md. İle davacı tarafa ” davanın şirket adına mı şahıs adına mı açıldığı konusunda beyanda bulunmak üzerine süre verilmiş davacı taraf mahkemeye sunduğu 03/102017 havale tarihli dilekçesi ile davanın şirket adına açıldığını beyan etmiştir. Mahkemece 12/01/2018 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında; uyuşmazlık konusunun aracın değeri olduğu dikkate alınarak dava değerini bildirip harcı yatırmak üzere süre verilmiş, dava değeri 80.000,00 TL olarak bildirmiş ve harcı ikmal etmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 227. Maddesi uyarınca satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı: “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” seçimlik haklarından birini kullanabilir. Alıcının genel hükümlere göre uğradığı diğer zararlar için tazminat isteme hakkı saklıdır. Gerek ticari satım, gerek tüketicilere yönelik ticari olmayan satımlarda ayıp nedeniyle seçimlik hakların kullanılması yenilik doğurucu hak niteliğindedir (Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 13. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2013, s. 127; Yavuz, Cevdet; Satıcının Satılanın (Malın) Ayıplarından Sorumluluğu, … Yayınevi, İstanbul 1989 (Satım), s. 141; Aslan, Yılmaz; 6502 sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, 4. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa 2014, s. 165-166; G). Gerek kurucu nitelikte, gerekse bozucu nitelikte olsun yenilik doğurucu haklar kural olarak bir kez kullanılmakla tükenirler. Bu kuralın istisnası ise, tüketicinin kullandığı seçimlik yenilik doğurucu hakkının yerine getirilmemesi olup, bu durumunda Kanunun kendisine tanıdığı başka seçimlik bir hakkı kullanması mümkün olacaktır (Zevkliler, Aydın/Aydoğdu, Murat; Tüketicinin Korunması Hukuku, 3. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2004, s. 126). Seçimlik yenilik doğurucu hakların bir kez kullanılması halinde, sonradan bu seçimden dönülmesi ve başka bir seçimde bulunulabilmesi mümkün değildir (Yargıtay 11. HD’nin 08.04.2021 T. ve 2019/4094 E. – 2021/3484 K.). Seçim hakkının değiştirilmesi “ıslah” suretiyle bile mümkün olamaz (Yargıtay 11. HD’nin 11.02.2020 T. ve 2018/4145 E. – 2020/1212 K. ; Yargıtay 11. HD’nin 12.11.2019 T. ve 2019/296 E. – 2019/7125 K. ; Yargıtay 13. HD’nin 05.06.2008 tarih ve 2008/1735 E., 2008/7867 K.). Islah ancak usul işlemlerinden geri dönmeyi sağlar. Maddi hukuka dayalı yenilik doğurucu hak niteliğindeki seçimlik haklardan geri dönmeye imkan vermez. Somut olayda dosyaya toplanan deliller, servis fişleri, fotoğraflar ve bilirkişi raporu ile 2016 yılında trafiğe çıkan dava konusu aracın 11/07/2016 tarihinde ön tarafından kazaya karıştığı, bir kısım tamirat işlerinin yapıldığı, 10/05/2017 tarihinde şehirler arası yolda seyir halindeyken ön kaputunun kendiliğinden açılarak ön cama ve araç tavanına çarpması ile hasarlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacının talebi 07.05.2017 tarihinde meydana gelen bu olayda aracın ön kaput kilit sisteminde gizli ayıp olması nedeniyle olayın meydana geldiği iddiasına dayalı olarak aracın ayıpsız misliyle değişimi ile birlikte değer kaybı, tamir süresince yoksun kalınan … ve aracın trafik ve kasko sigorta primlerinin bu hasar nedeniyle artmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı taraf, aracın 11.07.2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle ön kısmının davalı şirketin yetkilendirdiği servis dışında tamir gördüğü, yapılan bu tamirat sonucu araç kilit sisteminin hasarlanmış olabileceğini savunarak ayıplı mal iddiasını kabul etmemiştir. Dosyaya alınan bilirkişi raporuyla, dava konusu aracın aynı serilerinin araç kilit sistemindeki arıza sebebiyle Birleşik Krallık Ulaştırma Bakanlığı’nın Sürücü Ve Araç Standartları Ajansın Geri Çağırma Aksiyonları başlığı altında ki listede ilgili geri çağırma aksiyonu ilanında etkilenen araç şase grubu içerisinde yer aldığının tespit edildiği, ayrıca dava konusu aracın yargılama konusu olaydan sonra kaput kilit sisteminin davalı şirketin yetkili servisince 08.09.2017 tarihinde ücretsiz olarak güçlendirildiği, aracın ilk alınışından itibaren olayın meydana geldiği tarihe kadar birçok kez davalının yetkili servislerinde bakımının yapıldığı, bu aşamalarda bahsi geçen ayıbın benzer araçlarda bulunduğunun davalı tarafından bilinmesine rağmen ayıbın giderilmediği, ve diğer fotoğraflar ile birlikte araç kapı kilidinin açılması olayının aracın 11.07.2016 tarihinde gördüğü tamiratla bir ilgisinin olmadığı, aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp olduğu tespit edilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki talep sonucu ile 19/10/2017 tarihli dilekçesinde “ayıplı malın mümkünse para iadesinin yapılmasının veya sorunsuz ve yeni olan muadili ile değiştirilmesini” şeklinde yapılan beyan dikkate alındığında davacının TBK 227 de düzenlenen seçimlik haklardan aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini talep edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda davaya konu aracın ön kaputundaki gizli ayıbın giderilmesi için davacı tarafça davalıya başvurulduğu aracın gizli ayıbı olan kapı kilidinin araç 90.000 km de iken ücretsiz olarak geri çağırma kapsamında ayıbın giderildiği, davacının araçtan beklediği faydayı sağladığı anlaşılmakla davacı 6098 sayılı TBK 227’sayılan seçimlik haklardan ücretsiz onarım hakkını kullanmış olup, seçimlik hak kullanılması ile sonuç doğurduğu, aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik, olmadığı gibi TBK 227/2 maddesi gereği genel hükümler dairesinde tazminat isteme hakkı saklı tutulmuş olmakla mahkemece dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca hesaplanan değer kaybı ve tamir süresince araçtan mahrum kalma zararın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2022