Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/989 E. 2022/1140 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/989
KARAR NO: 2022/1140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2018/383 Esas – 2019/421 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin internet sitesi üzerinden davalıya ait … numaralı kredi kartı ile üç farklı satın alma işlemi gerçekleştirildiğini, bu işlemlerin ilgili kartın ait olduğu şahıs olarak görünen … adına gerçekleştirildiğini, işlem sırasında müşterinin tüm bilgilerinin alındığını, cep telefonu, T.C kimlik numarası ve adres gibi hususların sistem tarafından da oynalandığını, davacı şirketin internet sitesi üzerinden 20/09/2016 tarihinde 8.397,00 TL değerinde 3 adet cep telefonu, 21/09/2016 tarihinde 2.699,00 TL değerinde bir adet cep telefonu, 23/09/2016 tarihinde 1.499,00 TL değerinde bir bilgisayar satın aldığını, aktarılan satın alma süreçleri de davacı şirketin internet üzerinden yapılan satışlarda işyerinin takip etmesi gereken prosedüre uyarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ve işlemin gerçekleştirdiğini, ancak davalının kart sahibinin kendisine yaptığı itirazın sonucunda bilgileri verilen üç farklı satın alma işlemine ait tutarları davalı şirketten kestiğini ve 12.595,01 TL kesinti yaparak davacıyı zarar uğrattığını, davalıya zararın karşılanması için Üsküdar … Noterliği’nin 26/10/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin 30/10/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının ihtarnameye karşı gönderdiği 10/11/2017 tarihli cevap ytazısında kesintileri belirttiğini, 28/12/2017 tarihli yazı ile davacı şirket adına iletilen talebin olumlu karşılanmadığını belirttiğini, davalının hukuka aykırı ve haksız bir şekilde davacı şirketten yaptığı toplam 12.595,01 TL tutarındaki kesintinin temerrüt tarihi olan 03/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve davacı şirkete ödenmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davalı bankanın uluslararası Chargeback kurallarına uygun hareket ettiğini, huzurdaki davaya konu işlemlerde dört tarafa bulunduğunu, Davacı (üye işyeri), Davalı banka (üye işyeri bankası), Kart Hamili (Somut olayda …), Kart Hamili Bankası (Somut olayda … Bankası), kart hamillerinin doğrudan aynı bankanın muhatap olması halinin söz konusu olduğunu, üye iş yerinden de işleme ilişkin kayıt ve belgeler talep edilerek tespitlerin birbiri ile uyumlu ve birbirlerini destekler nitelikte olup olmadığını, davacıya ait işyerine ait hesaba 20/09/2016 tarihinde 8.397,01 TL, 21/09/2016 tarihinde 2.699,00 TL ve 23/09/2016 tarihinde 1.499,00 TL tutarında 3 adet işlem ile alacak geçildiğini, itirazı olan kart hamili bankasının söz konusu itirazları davalı bankaya iletmesi üzerine üye iş yeri bankası olan davalı banka üye işyerinden davacıdan söz konusu harcamalara ilişkin belgeleri talep ettiğini, harcama itirazları dava dışı … Bankası tarafından değerlendirildiğini ve sonuçlandırıldığını, kart şifresi kullanılmadan yapılan işlemlerde işlemlerin kart hamili tarafından yapıldığı hususunda ispat yükünün üye işyeri üzerinde olduğunu, davaya konu olayda işlemlerin şifre girilmeksizin yapılmış olması sebebiyle ispat yükü üye işyeri konumunda davacı şirket üzerinde olduğunu, harcama itirazının geçerliliği hususunda değerlendirme … Bankası tarafından yapıldığını, davalı banka tarafından yapılmış herhangi bir değerlendirme bulunmadığını, bu nedenle harcama itirazının kart hamili lehine sonuçlanmış olmasının sebeplerinin ancak dava dışı … Bankası tarafından açıklanabileceğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davalı bankanın uluslar arası chargeback (ters ibraz) kurallarına uygun hareket ettiği, buna göre davalı bankanın yaptığı işlemin sadece kart hamilinin bankası … A.Ş’ ye internet üzerinden yapılan alışverişe ilişkin bilgi ve belgeleri sunmaktan ibaret olduğu, dava dışı kart hamili tarafından yapılan itirazın … A.Ş tarafından değerlendirildiği, bu nedenlerle zararın meydana gelmesinde davalı bankanın kusur ve sorumluluğu bulunmadığı.” karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalının yapmış olduğu ters ibraz işlemi (chargeback) sonucunda zarara uğradığını, yapılan işlemler sırasında başta müşteriye ait olan TC kimlik numarası olmak üzere GSM e-posta ve adres bilgilerinin kredi kartı ile uyumlu olduğundan satın alma işlemlerinin tamamlandığını, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davalının sanal pos cihazının müvekkili şirketin internet sitesinden yapılan şüpheli işlemlere onay verdiğini ve satış işlemlerinin de bu sayede gerçekleştiğini, keza bu süreçte kredi kartı bankası olan … tarafından müşteriye ve satıcıya onay kodu bildirildiğini, müşterinin de onay kodunu müvekkili şirkete bildirdiğini ve bu kodların birbirini doğrulaması ile alışveriş işleminin tamamlandığını, her üç alışverişte de bu süreç yaşanmasına ve müvekkili şirketin basiretli bir tacir olmanın vermiş olduğu tüm özen yükümlülüklerine yerine getirmiş olmasına rağmen davalının, kart sahibinin kendisine yapmış olduğu itirazın sonucunda üç farklı satın alma işlemine ait tutarları müvekkili şirketten kestiğini, müvekkilinin 3 işlemin bedeli olan toplam 12.595,01-TL tutarında zarara uğradığını, -Davalının cevap dilekçesinin süresinde olmamasına rağmen hükme esas alındığını, -Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu hazırlandığını, ters ibraz işlemine konu uyuşmazlıklarda hazırlanması gereken bilirkişi raporunun Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 23/03/2015 tarih; 2015/2797 E. – 2015/4011 K. sayılı ilamı ile “Davacıya dava sırasında yapılan ödemenin neye göre yapıldığı, uyuşmazlık konusu bedelin kart sahibi yabancı banka tarafından davalı bankaya ödenip ödenmediği, kart çıkaran kuruluş tarafından başlatılmış bir chargeback işlemi olup olmadığı ve davalı bankanın bu işlem sonucunda dava dışı kart çıkaran kuruluştan tahsil ettiği parayı anılan kuruluşa chargeback süresi içinde iade edip etmediği, paranın halen davalı bankada mevcut olup olmadığı, konusunda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ”şeklinde belirtildiğini, davada da bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak kart sahibi banka tarafından ters ibraz işlemi ile müvekkili şirketten çekilen paranın dava dışı kart sahibine ödenip ödenmediği, paranın şuan hangi tarafta olduğuna ilişkin hiçbir belirleme yapılmaksızın bilirkişi raporu hazırlandığını, alanında uzman bilirkişilerin tarafların kusur ve mütefarik kusur durumunu belirlemeleri gerektiğini, bilirkişi raporu ile dava dışı …’ya ağır kusur atfedildiğini, onun dışında davanın tarafları için hiçbir kusur belirlemesi yapılmadığını, -Bilirkişi raporunda, Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun ve Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Hükümlerinin dikkate alınmadığını, yalnızca uluslararası chargeback kurallarının incelendiğini, bu kuralların ulusal mevzuat ve somut olaydaki durumuna uygulanabilirliği açısından bir değerlendirme yapılmadığını, chargeback kurallarının işlem güvenilirliğini sağlamaya yönelik olup somut olayda da işlem güvenliğinin müşteriye gönderilen onay kodu ile sağlandığını, -Müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, Banka Katları ve Kredi Kartları Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği imza, kart tahrifatı, kart geçerliliğini kontrol etmek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, davalının sanal posunun onay vermesi ile bankanın anlayamadığı sahteliği üye iş yerinin tespit edemeyeceği ve tüm kusurun davalı bankada olduğunun açık olduğunu, -Müvekkili şirketin 3D secure alt yapısını kurma zorunluluğu bulunmadığını, – Müvekkil şirket ile davalı arasında üye iş yeri sözleşmesi bulunduğu iki tarafça da kabul edildiğinden sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davanın davalıya yöneltilmesinin uygun olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Dava davacı firmadan İnternet üzerinden alışveriş nedeniyle kart ile ödenen tutarın dava dışı kart sahibinin itirazı üzerine davalı banka tarafından haksız olarak kesildiği iddiasına dayalı maddi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dosya kapsamı ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı … isimli şahıs, davacı şirketin internet sitesinden, 3D secure sistemini ve kredi kartı şifresini kullanmadan, kredi kartı, GSM, e-mail, T.C. numarası ve adres bilgilerini davacı şirkete bildirerek, davacı şirketten … Bankasına ait … no.lu kredi kartı İle 20.9.2016 tarihinde 8.397.01 TL bedelli 3 adet akıllı telefon, 21.9.2016 tarihinde 2.699.-TL bedelli 1 adet akıllı telefon, 23.9.2016 tarihinde ise 1.499.-TL bedelli bilgisayar satın aldığı, davalı bankanın sanal POS cihazının işlemlere onay vermesi ile satış işlemlerinin gerçekleştiği, dava dosyasındaki kargo kayıtlarına göre satın alınan ürünlerin dava dışı … isimli şahsın bildirdiği adreste kendisine teslim edildiği, … Bankasına ait … no.lu kredi kartı ile dava dışı … isimli şahıs tarafından yapılanı alışverişlerin … Bankası tarafından gerçek kredi kartı sahibi ve hamili dava dışı … isimli şahsın … nolu kredi kartının 25.9.2016 tarihli kredi kartı hesap ekstresine yansıdığı, dava diışi … isimli şahsın kart hamili sıfatıyla alışveriş harcamalarının kendisine ait olmadığını belirterek 26.9.2016 tarihli Kart Hamili İtiraz Formu ile harcamalara itiraz ettiği, itiraz üzerine 12.595.01TL tutarındaki harcamanın chargeback/Ters ibraz işlemi ile davalı banka hesabına borç kaydedildiği, davalı bankanın da bu tutarı davacıya yansıtarak davacı hesabına 2.12.2017, 6.12.2017 ve 19.12.2017 tarihlerinde toplam 12.595.01 TL olarak borç kaydetmiştir. Dava konusu olayda işlem, kart hamili ve kredi kartı fiziki olarak davacı üye işyerinde olmadan internet ortamında elektronik olarak ve kredi kartı şifresi ve 30 secure sistemi kullanılmadan gerçekleşmiştir. Davacı, davalı bankanın kusuru nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, davacı ile davalı banka arasında POS üye işyeri sözleşmesinin bulunmadığı, sözleşmenin her iki tarafça da sunulmamış olduğu, banka onay kodları … Bankasındarı kötü niyetli kişi veya kişilerce bir şekilde öğrenilerek ve elde edilerek davacıya bildirildiği ve davacıya bildirlen onay kodları ile davacı nezdindeki onay kodlarının birbirini teyid etmesi nedeniyle alışverişe konu ürünlerin … adlı şahsa davacı tarafından kargo yoluyla teslim edilerek satışın gerçekleştiği, bu haliyle kredi kartını çıkaran bankanın da davalı banka olmadığı gözetildiğinde, yapılan işlem usule uygun olup, davalının kusuru bulunmamaktadır. Cevap dilekçesinin davalıya 15.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de tebligat parçasından zarf içeriğinde dava dilekçesinin bulunduğunun yazılı olmadığı, bu nedenle verilen cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekitiği, davada basit yargılama usulünün uygulandığı anlaşılmakla bu istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/10/2022