Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/986 E. 2022/985 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/986
KARAR NO: 2022/985
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/594 Esas – 2019/604 Karar
DAVA: Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 1993 yılında vefat eden murisi …’e ait olan bir adet gayrimenkul için Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/475 Esas sayılı dosyası ile izale-i şuyu davası açıldığını, ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiğini, Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/10 Satış dosyası ile gayrimenkulün satışının yapıldığını, bedelinin ödeme yapılacak hissedarlarını da belirtmek sureti ile … Malatya Merkez Şube Müdürlüğüne gönderildiğini, davalı banka bu bilgi ve belgeleri temin etmeden Malatya 2. Sulh hukuk Mahkemesi’nin gönderdiği yazıya istinaden hesap sahibi kişilere ilişkin hiçbir özellik aramadan müteveffa … adına hesap açma işlemini gerçekleştirdiğini, müvekkili ve diğer mirasçılar satış bedeline itiraz etmiş olduklarından ileride her hangi bir tereddüt oluşturmamak amacı ile murislerin açılan hesap üzerinde her hangi bir işlem yapmadıklarını, müvekkili tarafından ödemeyi yapan … Üsküdar şubesine yapılan yazılı müracaata verilen sözlü cevapta … tarafından verilen vekaletnameye istinaden Av. …’e ödeme yapılarak hesabın kapatıldığı ve başka bilgi verilemeyeceği belirtildiğini, müvekkillerin murisine ait olan paranın davalı banka tarafından bir başka kişiye ödendiğini, bankanın iş bu hatası sonucu müvekkilinin ve diğer mirasçılar zarara uğradığından bahisle müvekkilinin ve diğer mirasçıların 137.465,66 TL zararının 107.420,50 TL’sinin 21.04.2009 tarihinden itibaren vade sonunda yenilenen 3 ay vadeli hesaba uygulanan faiz ile birlikte davalı bankadan alınarak … mirasçılarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından dava konusu ödemenin noterlikçe düzenlenmiş 20/04/2009 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi gereği Bankacılık Kanunun 61.maddesi gereğince kanunen zorunlu olduğundan gerçekleştirildiğini, davacı tarafın vekaletnamenin sahte olarak düzenlenmesinden zarar görmüş ise bu zararını ilgili noterden talep edebileceğini, müvekkil bankanın işlemlerinde usul ve yasaya aykırılık olmadığını, müvekkil bankanın olaya taraf olayamayacağından husumet itirazları olduğunu ve huzurdaki davanın Av. …’e ihbarı gerektiğini, davacının davaya konu ettiği tutarın 2006 yılında Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satış bedeline ilişkin olduğunu, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazın Malatya ili, … köyü, … ada, … parselde bulunan arsa vasıflı taşınmaz olduğunu, taşınmazın dava açıldığı tarihte …, …, … ve …’nun ortak mülkiyetinde bulunmakta olduğunun anlaşıldığını, ortaklardan …’ın avukatı aracılığı ile 08/06/2006 tarihinde Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/475 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasını açtığı, ortaklığın giderilmesi davasında davalılara yapılan tüm tebligatların ilanen yapıldığını, mahkemenin yaptığı yargılama sonucunda 05/12/2006 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi amacıyla açık arttırma yoluyla ve ihale suretiyle satışına karar verildiğini, söz konusu taşınmazın 15/06/2007 tarihinde Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/10 satış nolu dosyasından ihale suretiyle 386.500,00 TL bedelle hissedarlardan …’a satıldığını, mahkeme tarafından müvekkil bankanın Malatya Şubesi’ne 27/06/2007 tarihinde yazılan müzekkere ile mahkeme adına oluşturulacak ortaklığın giderilmesi hesabına taşınmazın satış bedelinin yatırılması ve …, … ve … için payları nispetinde açılacak hesaplara yatırılmasının ve ilgililer tarafından tutar çekilinciye kadar üçer aylık vadeli hesaplarda tutulmasının talep edildiğinin anlaşıldığını, mahkemenin talebi üzerine oluşturulan … nolu Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/10 satış isimli müşteri numarası altında oluşturulan üç adet hesaba 28/06/2007 tarihinde davalılara ait satış bedellerinin yatırıldığını, davacının …’in mirasçısı olduğunu ve …’in adına açılan hesabın numarasının … olduğunu, Malatya 2. Sulh hukuk Mahkemesi’nin 2006/475 Esas sayılı dosyasından satılan taşınmazın ortaklarından olan davacının mirasçısı olduğu … adına müvekkil bankanın Malatya Şubesi’nde açılan hesabın hareket ve detayları incelendiğinde hesabın 25/06/2007 tarihli Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin talimatına istinaden açıldığı ve açılış bakiyesinin 107.420,50 TL olduğu, hesabın vadeli bir hesap olduğu ve vadenin her üç ayda bir yenilendiği, hesaptaki tutarın 21/04/2009 tarihinde işlemiş faizi ile birlikte 137.465,00 TL olarak müvekkil bankanın Üsküdar Şubesi’nden nakit olarak çekildiği, işlem anında ibraz edilen vekaletnameye ilişkin noterden teyit alındığı, vekaletname içeriğine göre davacının mirasçısı olduğu …’in avukat …’i ortaklığın giderilmesi bedellerini bankalardan çekmeye vekil tayin ettiği, söz konusu nakit çekilen işleme ait fiş üzerinde avukat …’in imzasının bulunduğu ve fişin ekinde Eyüp … Noterliği’nden düzenlenmiş 20/04/2009 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamenin bulunduğunun tespit edildiğini, davaya konu hesabın müvekkil bankanın Malatya Şubesi’nde Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin talimatı ile açıldığını, mahkeme yazısında hesap sahiplerinin adı, soyadı bilgisi dışında herhangi bir bilginin bulunmadığını, adı geçen olayda müvekkil bankanın yargı makamı olan Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin talimat ve emirlerine uygun davrandığını, ortaklığın giderilmesi davasında davacının mirasçısı olduğu …’in tebligatlarının yargılama boyunca ilanen tebligat usulü ile yapılmış olduğundan …’in ölü olduğunun tespit edilemediğini, müvekkil bankanın mahkeme tarafından gönderilen ödeme emrinin yerindeliği ve geçerliliği hususunda herhangi bir sorgulama yükümlülüğünün bulunmadığını ve mahkemenin ödeme emrini yerine getirmekle mükellef olduğunu, somut olayda herhangi bir dolandırıcılık olayını ve vekaletnamenin dayanağı nüfus cüzdanının sahte olup olmadığını tespit etmenin imkanının bulunmadığını ve tüm bu nedenlerle müvekkil bankanın sorumluluğu olmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı bankanın Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun talebi üzerine davacıların murisi … adına hesap açtığı, ortaklığın giderilmesi sonucu murisin payına düşen paranın bu hesaba yatırıldığı, davalı bankanın bankacılık mevzuatına göre murisin açık kimlik bilgilerine göre hesap açması gerekirken sadece isim – soyisim üzerinden hesap açtığı, murisle isim benzerliği taşıyan dava dışı … isimli bir şahsın kimlik bilgileri kullanılarak elde edilen vekaletname ile bankadaki paranın çekildiği, paranın çekilmesini isteyen kişiye soruşturma aşamasında ulaşılamadığı, davalı bankanın mahkemenin sadece isim – soyisim bildirdiği yönündeki beyanına itibar edilemeyeceği, çok kısa ve basit bir araştırmayla murisin açık kimlik bilgilerine ulaşılabileceği, yaptırılan bilirkişi incelemesinde de davalı bankanın tek kusurlu bulunduğu, zorunlu olarak kesilen damga vergisinin davalı bankadan istenemeyeceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararında esas alınan bilirkişi raporu meydana gelen zarar ile müvekkilinin ve ihbar edilen Noter ve avukatın sorumluluğunun doğuracak nitelikte olmadığını, bankacılık alanında uzman üç kişilik bilirkişi kurulunda rapor alınması yönünde taleplerinin bulunduğunu, buna rağmen mahkemece bu taleplerinin dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde karar verildiği, emsal somut olayda noter tarafından düzenlenmiş vekaletnameye güvenerek işlem yapmış olan müvekkiline kusur yüklenilmesinin mümkün olmadığını, sahte kimlikle vekaletnamenin çıkarılmamış olması durumunda müvekkilinin hesaptaki tutarı ödemesinin mümkün olmayacağını, davaya konu hesabın müvekkilinin Malatya Şubesinde Malatya 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin talimatı ile açmış olduğunu, mahkeme tarafından müvekkiline gönderilen müzekkerede davacının mirasçısı olduğu …’in kimlik bilgilerinin yer almadığını, zira yargılama sırasında da …’in ölü olduğunun tespit edildiğini, Malatya 2 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin talimatı ile açılan hesapta müvekkilinin üzerine düşen görevi yaparak vekaletnamenin ilgili noterlikten şifahi teyit alınmak suretiyle vekil avukat …’in talebi doğrultusunda işlemlerin yerine getirildiğini, hesapta bulunan paranın bankacılık kanunu gereği Avukat …’e ödendiğini, sonuç olarak sahte kimlik ile vekaletname çıkarılması ve sonrasında bu vekaletname ile hesaptan para çekilmesi olayında esas sorumluluğun notere ve hiç tanımadığı birinden yalnızca bankadan para çekmek için düzenlenen vekaletname ile gerekli kontrolleri yapmayıp özen yükümlülüğünü yapmayan avukata ait olacağını, ayrıca işlem tarihi üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen hesap ile ilgilenmeyen davacının da kusurlu olduğunu, bu hususunda mahkemece dikkate alınmadığını, cezai soruşturmanın sonucunun dahi beklenilmediğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sahte vekaletname ile hesaptan para çekilmesi nedeniyle zararın davalı bankadan tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı yasal süresi içerisinde davalı banka vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2006/775 Esas sayılı dosyası ile görülen ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen karar neticesinde yine aynı mahkemenin talimatı ile davalı bankada hesap açıldığı ve ortaklığın giderilmesi davası sonucunda davacıya isabet eden payın açılan hesaba yatırıldığı, Avukat …’in 20.04.2009 tarih ve … yevmiye numaralı Eyüp … Noterliğince düzenlenen vekaletnamenin ibraz ettiği ve hesapta bulunan paranın bankanın Üsküdar şubesi tarafından Avukat …’e 21.04.2009 tarihinde ödendiği, söz konusu vekaletnamenin sahteliğinin konu edildiği İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/119616 soruşturma nolu dosyanın bulunduğu, zira vekaletnamenin davacının murisine ait sahte kimlik bilgileri ele geçirilerek hazırlandığı, Avukat …’in sahte vekaletnameyi kullanmak suçundan dolayı hakkında yapılan yargılamada beraat kararı verildiği ancak verilen bu kararın kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin bir belgenin dosyada bulunmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 17.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda paranın yanlış kişilere ödenmesinde davalı bankanın kusurunun olduğu, davalı banka bu işlemde özen yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olduğundan dava konusu zararın meydana geldiği, sahte ve iğfal kabiliyeti olan kimlik belgesini düzenleyen şüpheli kişi/kişilerin eylemi ağır kusur oluşturduğundan, zarar ile diğer davalılar, Noter …, Noter Vekili … ve Avukat …’in eylemleri arasındaki illiyet bağı kesildiğinden anılan davalıların sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davacı mirasçıların, davalı … T.A.Ş.’den (talep gibi) 21.04.2009 tarihi itibariyle 137.465,66 TL. alacağının olduğu, 21.04.2009 tarihinden itibaren mahkeme tarafından takdir edilecek faizi ile birlikte bankadan tahsiline dair değerlendirme yapılarak; müterafik kusur bulunduğu yönünde mahkemede kanaat oluşursa kusur oranları konusunda takdirin mahkemede olduğu yönünde belirtmiştir. Bankanın güven kurumu olması nedeniyle tek başına vekaletnameye değer vermemesi veya vekaletname içeriğinde açıkça yetki verildiği belirlenen hususlarda ayrıca araştırma yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. (Yargıtay 11 HD, T:17.03.2022, 2020/7459 E., 2022/2065 K) Somut olayda karara esas az yukarıda bahsi geçen bilirkişi raporundaki değerlendirmenin aksine davalı bankaya atfedilecek herhangi bir kusur yoktur. Banka kendisine görünürde usulüne uygun şekilde ibraz edilen vekaletname kapsamında ayrıca bir de vekaleti verenin kimlik bilgilerini araştırarak söz konusu vekaletnamenin gerçeğe uygun olup olmadığını denetleme durumunda değildir. Bahsi geçen sebeplerle davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2- Başlangıçta peşin olarak alınan 2.347,57 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 80,70 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 2.266,87‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 195,1‬0 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesaplanan 21.619,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yatırılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL ile posta gideri 110,80 TL olmak üzere toplam 232,1‬0 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK’nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/09/2022