Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/985 E. 2022/1042 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/985
KARAR NO: 2022/1042
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2018/286 Esas – 2019/374 Karar
DAVA: İstirdat (Çek İstirdatı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekili ve davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkili ve son hamili bulunduğu … … Caddesi A.Ş Şubesine ait, keşidecisi … Ltd Şti olan, 330367 seri numaralı 23.06.2018 keşide tarihli ve 5.000,00-TL bedelli çek de dahil olmak üzere toplam 14 adet çekin 14.02.2018 tarihinde çalındığını, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkmış olduğunu, çekin iptaline ilişkin İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/207E numaralı dosyası ile davanın ikame edildiğini ve tedbiren ödemekten men yasağı kararı verildiğini, 25.06.2018 tarihinde … Bankası A.Ş müşterisi davalı … tarafından elektronik takas aracılığı ile çekin ibraz edildiğini ancak ödemekten men kararı sebebiyle çek bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkan dava konusu çekin davalı tarafından kötü niyetli olarak ele geçirildiğini, müvekkilini davalıya borçlu olmadığını iddia ederek; öncelikle dava konusu çekin icra takibine konu edilmemesi ve edilmiş olması halinde takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, davaya konu çekin davalıdan istirdadı ile müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ileri sürdüğü hırsızlık iddiası ile ilgisi olmadığını, dava konusu çeki … isimli şahıstan aldığını, haksız davanın reddinine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacı vekilinin beyanları, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/46031 sayılı soruşturma dosyası, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/207 Esas sayılı dava dosyası hep birlikte incelenmiş, davaya konu edilen çekin davacının elinden rızası hilafına çıktığı tespit edilmiş, davasının kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın doğrudan kendisine yöneltilmiş olmasının husumet yönünden doğru açılmadığını göstermekte olup davanın hasımsız olarak açılması gerektiğini, davaya konu çekin son hamilinin kendisi olduğunu, kendisinden önce de pek çok ciro silsilesi bulunmakla bu ciro silsilesinin içerisinde davacının olmadığını, davacının daha çekin hamili olduğunu ispat sorunu varken aleyhine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ciro silsilesinin kopuk olduğu yönündeki iddiasının mesnetsiz olduğunu, şeklen kopuk olmadığı, eğer kopuksa dahi bunu kendisinin değil basiretli bir tacirin bile anlamasının mümkün olmadığını, kendisinin kötü niyetli olmadığını, çeki çalmadığını, çalanın kim olduğunun belli olmamakla son hamil olması hasebiyle davanın kendisine açılmasının hukuka uygun olmadığın, yasal mevzuata göre çeki elinde bulunduran üçüncü kişi aksi ispat edilene kadar iyi niyetli kabul edildiğini, oysa huzurdaki davada ispat edilmediğini, hukuk önünde halen iyi niyetli üçüncü kişi durumunda olduğunu, kendisinin sattığı çuvallar karşılığında söz konusu çeki … isimli şahıstan cirolatmak suretiyle aldığını, takas yöntemi ile çeki bankaya ibraz ettiğini ödeme yasağı olduğu gerekçesiyle bankanın ödeme yapmadığını, çeke karşılıksız işleminin de yapılmadığı ve iade edildiğini, çeki aldığı …’a iade ettiğini, kusurunun olmadığını vekalet ücreti ve yargılama giderini ödemeye mahkum edilmesinin hukuka uygun olmadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacı’ nın dava konusu çekin hamili olduğu dosyada mübrez belge ve kayıtlar, savcılık dosyası ve çek iptali davası ile sabit olduğunu, dava konusu çek; 02.02.2018 tarihli ve … numaralı tahsilat makbuzu ile açık olduğu üzere, … Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkil davacı’ ya teslim edilmiş olup bu husus, müvekkil davacı ile dava konusu çeki ciro ederek tahsilat makbuzu karşılığı müvekkil’ e teslim eden … Ltd. Şti.’ nin ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğunu, … soruşturma numaralı dosyası ile bahse konu hırsızlık olayı neticesinde gerek dava konusu gerekse dava dışı çeklerin çalınma sebebiyle iptali için ikame edilen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/207 esas sayılı dosyası ile de sabit olup; davalının, savunmasını ispat edecek nitelikte bir tek delil dahi ibraz edemediğini, davalı yanca, ne bahsettiği ticari ilişkiye ait kayıtlar ne ödeme yasağı sebebiyle tahsil edemedeği çek karşılığında kendisine borçlu olan …’tan çek üzerinden tahsilat yapamaması sebebiyle alacağını ne şekilde tahsil ettiği ne de dava konusu çeki … isimli şahsa iade ettiğine dair somut tek bir delil sunulmadığını, huzurdaki davanın hasımsız olarak ikame edilme imkanı bulunmamakla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, rızası hilafına elden çıkan çekin istirdatı, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının çekin yetkili hamili olup olmadığı noktasındadır. Dava konusu çek, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. tarafından 23/06/2018 tarihinde hamiline 5.000,00 TL bedelli olarak … … Caddesi şubesi nezdinde tanımlı hesaba bağlı olarak keşide edilmiş ve sırasıyla …, … Tic. Ltd. Şti., …, … Tic. Ltd. Şti., … Tic. Ltd. Şti., … ve davalı … tarafından ciro edilmiştir. Çek, … bankası tarafından 25/06/2018 tarihinde takasa sunulmuş, çek iptaline ilişkin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/207 esas sayılı dosyasında verilen ödemeden men kararı gereğince çek bedeli ödenmemiştir. Davacı tarafça, çekin çalındığını ve davalının çeki haksız ve kötü niyetli olarak iktisap ettiğinden bahisle ve kendisinin yetkili hamil olduğu iddiasıyla çekin istirdatına karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 763. maddesine göre, elden çıkan kıymetli evrakın ortaya çıkması halinde senedi elinde bulundurana karşı iade davası açılabilir. Zayi nedeniyle iptali istenen çekin, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/207 esas sayılı çek iptali davasında yapılan araştırma neticesinde davalı tarafından bankaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 788/1. maddesinde, açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çekin, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebileceği, TTK’nın 790. maddesinde ise, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Dava konusu çekteki ciro silsilesi görünürde düzgün olup, şeklen çeki elinde bulunduran kişinin hamil sıfatını ispat eder niteliktedir. Ciro silsilesinde bir kopukluk söz konusu olmadığından hamil senedin illetten mücerret olması ilkesinden yararlanır. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir. Eldeki davada, davacı öncelikle çekin yetkili hamili olduğunu, ardından davalı tarafın çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, zira aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır niteliktedir. Ayrıca TTK’nın 792. maddesi içeriği itibariyle önceki hamilin elinden herhangi bir şekilde çıkan çeki iktisap eden yeni hamilin, TMK’nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli olduğunu kabul etmiştir. Burada ispat yükü üzerinde olan davacının, kötüniyete veya ağır kusura dair iddialarını her türlü delille ispat etmesi mümkündür. Bunun yanında kötüniyeti yahut ağır kusuru ispatlanması gereken kimse çeki hamil olarak elinde bulunduran ve davada taraf olan davalıdır. Davacı … dava konusu çeki ticari ilişki kapsamında … Tekstilden aldığını ve çekin yetkili hamili olduğunu iddia etmekle birlikte, hamil olduğunu ispata yarar bir belge veya çek tevdi bordrosu sunulmadığı gibi, sunulan tahsilat makbuzu ve fatura davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenmiştir. Davacının tek taraflı olarak düzenlediği kayıtlara ise itibar edilebilmesine olanak yoktur. Bunun yanı sıra davalının, dava konusu çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Ceza soruşturmasında da davalının çeki iktisabında ağır kusurlu davrandığını veya kötüniyetli olduğunu gösterir bir beyan veya tespit söz konusu değildir. Çeklere ilişkin zayi nedeniyle iptal davası açılmış olması da, tek başına, çeki elinde bulunduran davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermez. Bu haliyle davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiği ispat edilememiştir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davaya konu edilen çekin davacının elinden rızası hilafına çıktığı tespit edildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,39-TL mahsubu ile fazla alınan 4,69‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya, davalının avansından harcanmayan kısmın kendisine iadesine, 5-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Karardan sonda davacı tarafın avansından yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2022