Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/974 E. 2022/966 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/974
KARAR NO: 2022/966
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2018/595 Esas – 2019/357 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma ile davalı borçlu arasında müvekkili firmanın inşa etmekte olduğu binaya gerekli elektrik malzemesi temin edilmesi hususunda mutabakata varıldığını, muhammen bedel toplamı 20.000,00 TL … nolu 6.500,00 TL bedelli … nolu 6.500,00 TL bedelli ve … nolu 7.000,00 TL bedelli 3 adet çek olarak davalı lehine keşide edildiğini ve toplam 20.000,00 TL ödenmesine rağmen hiçbir malzemenin temin edilmediği ve sevkinin yapılmadığını, tüm iyi niyetli girişimlerin sonuçsuz kaldığını, müvekkili firmanın mağdur olduğunu, mağduriyetin giderilmesi için davalıya ihtar keşide edildiğini ancak haksız elde edilen bedelin iade edilmediği gibi başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaliyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin adresinin … Mah. … sok. No:… Bahçelievler / İstanbul olduğunu, davacının dava dilekçesinin 1. Maddesinde ileri sürmüş olduğu gibi müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir işin yapımı ve üstlenilmesi veyahut herhangi bir malzemenin temini hususunda ne hukuki ne de ticari bir anlaşmanın söz konusu olmadığını, bu nedenle yapılmış olan ilamsız icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, yetkili icra dairesinin Bakırköy icra dairesi olduğunu, davacı şirket tarafından başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emrinin müvekkiline 15/05/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil tarafından icra takibine 18/05/2017 tarihinde süresinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacının ise 24/05/2018 tarihinde itirazın iptali için iş bu davayı huzurda ikame ettiğini, ancak davacı tarafından ikame edilen dava hak düşürücü 1 yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle zaman aşımı itirazının da değerlendirilmesi gerektiğini, davacının keşide edip müvekkiline vermiş olduğunu beyan ettiği söz konusu çeklerin davacı tarafından her ne kadar direk müvekkiline verilmiş gibi gözükse de davacı ile müvekkilinin hiçbir şekilde bir araya gelmediğini, birbirlerini dahi tanımadıklarını, takip konusu çeklerin esasen davacının işini yapmakta olan … tarafından davacıdan müvekkili adına keşide edilip alındığını ve müvekkiline teslim edildiğini, adı geçen …’in söz konusu çekler karşılığında müvekkilinin malzeme satın aldığını ve çekleri teslim ettiğini, bu şahısın çeklerde ciranta olarak yer almadığı için davacının mecburen davasını müvekkiline yöneltmek zorunda kaldığını, işin aslının bu şekilde olduğu, müvekkilin davacı firma ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller kapsamında;”.. davacı itirazın iptali davasında davalının sözleşmenin ifasını yani, malın teslimini istemeyip sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak mal karşılığı ödemiş olduğu çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle bedellerinin tahsilini istemektedir. Dolayısıyla alacağın hukuki temelinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu, sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerini düzenleyen TBK nın 77. Maddesinde yetkiye ilişkin bir düzenleme olmayıp yetki yönünden genel yetki kuralının uygulanması gerektiği, genel yetkili mahkemeyi düzenleyen HMK nın 6. Maddesinde genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir olarak düzenlendiği, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan huzurdaki davada davalının yerleşim yerinin Bahçelievler/İstanbul olduğu, davacının icra takibini İstanbul Anadolu … İcra Dairesinde başlattığı, davalı borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde adresin Bahçelievler olduğu, davalının takibe yapmış olduğu itiraz dilekçesinde yetkiye de itiraz ettiği ve yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu da beyan ederek doğru icra dairesini de gösterdiği, davalının yetki itirazının usulüne uygun olduğu, davaya konu takibin başlatıldığı icra dairesini yetkili kılan herhangi bir yetki kuralının bulunmadığı, takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olmasının itirazın iptali davalarında dava şartı olduğu, eldeki davada bu dava şartının gerçekleşmediği gibi, bu eksikliğinde giderilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dekçesinde önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; mahkemece delillerin hatalı değerlendirildiğini, cevaba cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarının dikkate alınmadığını, 22.11.2018 tarihli duruşmada davalının yetki itirazının reddine karar verildiği halde nihai kararda davanın usulden reddine karar verilmiş olduğunu, davanın usule uygun ikame edilmiş olduğunu, ihtilafın örtülü sözleşmeden, teslimi gereken malzemeden kaynaklandığını, müvekkilinin adresinin Kadıköy olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinin bedeline karşılık verilip ödenen çekin mal tesliminin yapılmaması nedeniyle bedelsiz olduğu iddiasıyla ödenen bedelin davalıdan tahsilini teminen yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkeme yetkili icra dairesinin davalınn ikametgahı icra dairesi olduğu gerekçesiyle takibin yetkili icra dairesinde yapılması özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İİK. 67. maddesi uyarınca; İtirazın iptali davasında takibin yetkili İcra Dairesinde yapılması dava şartı olup icra dairesinin yetkisini itiraz edilmesi halinde mahkemece öncelikli olarak İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre icra dairesinin yetkisini değerlendilerek karar verilmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK 10. maddesi uyarınca Sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilecektir. HMK 6. maddesi uyarınca genel yetkili icra dairesi dışında taraflar arasında ihtilafsız olan ticari ilişki uyarınca para borcu haline dönüşen alacak yönünden HMK 10 ve TBK 89. Maddesi hükümleri uyarınca alacaklınin ikametgahı icra dairesi de yetkili hale gelecektir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazda; itiraz eden borçlunun yetkili icra dairesini bildirmesi gereklidir. Davalı borçlu itirazında; yetkili icra dairesinin bildirilmediği takdirde ortada usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından taraflar yönünden takip yapılan icra dairesinin yetkisi kesinleşecektir. Sebepsiz Zenginleşme; alacaklıya ikinci derecede (tâli nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir (HGK 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E.; 2007/350 K.; 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E.; 2010/88 K.). Somut olayda davalı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ve ikametgahı Bahçelievler/İstanbul olmasınedeniyle yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu iddia etmiş ise de davacı keşideci olarak düzenlediği ve dosya kapsamından dava dışı yasal hamillere ödediği çeklerin satım sözleşmesi bedeline karşılık olarak davalı lehtara verildiğini ve lehtarın malları teslim etmediği iddiasıyla çek bedellerinin tahsili talep etmiş olmasına göre taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğunu tespit edilmesi halinde alacağın hukuki dayanağının sebepsiz zenginleşme olduğu söyhemeyecek olup alacağın para borcuna dönüşmesi halinde davacı alacaklının ikametgahı İstanbul Anadolu icra daireleri de yetkili hale gelecektir. Bu durumda mahkemece taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplandıktan sonra takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı ön sorun olarak değerlendirilip, gerekirse işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.